Elit sporcu olarak bakıldığında bir noktadan sonra herkes farklılaşır. Antreman da bu yüzden kişiye özel tasarlanır. Çünkü herkesin fiziksel özellikleri, takati, toleransı acı eşiği farklıdır. Aksi ise, tıpkı 52 beden bir takım alıp bu takımı herkese uydurmaya benzer. Toplumun belki %80'ine uyar ama bir kısım açıkta kalır.
Çok detaya boğmak istemiyorum. Bu konuda yayınlanmış zibilyon tane makale var. Öte yandan basit bir kaç şey için genel olarak herkese uygun denebilir. Nedir bunlar? işlenmiş gıdalardan uzak durma, sindirimi zaman alan lifli gıda tüketme, bol su içme, stres kontrolü gibi.
Burada da 3 öğün - 6 öğün olayına girmiyorum çünkü standart yok maalesef. Kimi deneklerde 3 öğün sonuç verirken kiminde 6 öğün sonuç vermiş. Bu da insanı atalete sürüklemesin, belli bir eşiği geçince zaten vücudunuz size herşeyi söyler.
Antrenmana gelince, 30 yaşına kadar spordan imtina etmiş insanların crossfit denen aptallığa nasıl kendilerini kaptırıp L5, L4, L3 nasıl çatır çatır omurlarını yediklerini yakinen biliyorum. Daha 10 kilo dumbell kaldıramayan kişiye 40 kilo bar verip silkme - koparma yaptıran 'hoca'da var. Bu nedenle, tavsiyem tempolu yürüyüş, interval koşu ve vücut ağırlığıyla yapılan egzersizler olacaktır. Uzun yıllar mücadele sporlarıyla haşır neşir olmuş, zamanında back squat'ta ağırlığının %50 fazlasını serbest ağırlıkla kaldıran, 130 - 140 kg bench press'te max yüklenmiş birisi olarak bayadır, sadece vücut ağırlığımla çalışıyorum. Güç - kuvvet pek değişmedi.
Reklama girdim biraz ama böyle. Spor, ondan ne isterseniz size onu verir. Görüntü isterseniz görüntü; yaşam kalitesi isterseniz yaşam kalitesi...
Özet,
30undan sonra ağır spora girmeyin.
Yemek saati alışkanlıklarınızı çok bozmadan yemek içeriğini değiştirmeye odaklanın. Sonrasında deneme yanılma yoluyla zaten vücudunuz kendi doğrusunu size söyler.
Hayatınıza hareket gelsin. Sporcu kökenli değilseniz bunda da abartmayın.
Bu dediklerimin %50'sini hayata geçirseniz, bu yazıya bakma ihtiyacınız da olmaz.

Sent from my D6603 using Tapatalk