Hemen hemen hepimiz elimize alkollü bir şeyler aldığımızda, dost sohbetlerinde bir iki kadeh bir şeyler içerken, içki kadehlerimizi tokuştururuz. Hatta bazı racon sahibi arkadaşlar, bunun üzerine adabı muaşeret kuralları yazıp çizmişlerdir.
Peki nedir bu örf-i adetin hikayesi? Aslında çok eskilere dayanır. Orta asya Türkleri'nin hüküm sürdüğü dönemlerde hükümdarların zehirlenerek öldürülmesi pek de ender görülen olaylar değildi. Ama kağanlar korkusuzluklarıyla ün yapmışlardı. Kendilerine ikram edilen kımızları (tas içerisinde sunulur) başka birine tattırmaları korkakça bir davranış olacağından, kaderlerine razı oluyorlardı. Zamanla çokça yaşanıla gelen bu olaylar karşısında, içki ikram edenler, kendi kadehlerini (taslarını) misafirlerine ikram etmeye başladılar. Bu durum karşısında kağanlar tasları kaldırıp, bir kere yere ya da masaya vurduktan sonra, yenisiyle değiştirmeden içiyorlar bu şekilde korkusuzluklarını sergiliyorlardı.
Bugünküne en yakın şeklini aslında avrupa kralları verdi. Avrupada da kralları zehirlemek isteyenler oluyordu. Özellikle kraliyet içerisindeki taht mücadeleleri ve iktidar çekişmeleri bu durumun başlıca nedenlerini oluşturuyorlardı.
İçki kadehlerinin içine konulan zehirler, sıklıkça rastlanılan bir durumdu. Bu durumu engellemek için çeşnicibaşı kullanmak oldukça prestij sarsan ve sana güvenmiyorum mesajı veren bir durum olduğu için pek tercih edilmiyordu. Bu sıkıntının başgöstermesiyle birlikte içkiyi ikram edenler, bir kadeh ikram eder etmez, kendi kadehlerini de uzatıyorlardı, istersen bu kadehi alabilirsin manasında (güven vermek amaçlı). Krallar da bu durum üzerine güç gösterisi yapmak, tabi diğer yandan güvendiklerini göstermek amaçlı olarak aldıkları kadehleri, ardından uzatılan ikinci kadehe vurarak uzaklaştırıyorladı.