conbay, 2. dünya savaşının en önemli safhalarından olan, Normandiya çıkarması ve Berlin savaşı ile sona erme safhasına gelen avrupadaki savaşa dair tüm müze ve kalıntıları gezmek üzere uzun süredir planladığım bir gezi idi. Almanya merkezli olarak batı avrupaya zaman zaman gidiyorum. Yenilenmiş ve sakinlemiş olarak geri dönüyorum. Daha Atatürk hava limanı kapısından çıkar çıkmaz leş gibi egzoz kokusu ve curcuna siz hoş geldiniz diyor.
Özellikle İstanbul da aşırı trafik ve niteliksiz araçlar nedeniyle oksijen solumak lüks oldu.
Köln başlangıç olmak üzere, Münster, Nottuln, Hamburg, Berlin, Hannover, Düsseldorf, Amsterdam, Paris, Caen, St Mere Eglise, Villier Bocage, La Cambe, Paris, Anvers ve Köln rotasında 4500 km yaptım. Bu gezinin fotoğraflarını derlemekle meşgulüm, foruma koyacağım.
İngilizce ve Fransızcam iyidir. Ancak dilini bilmediğim ve insanlarında halen var olan yabancıdan haz etmeyen motiflere karşın, Almanya farklı bir ülke. Örneğin 40 derece sıcak, bisiklet yarışı ve turist baskını ile İstanbul dan beter curcuna yaşayan Paris den zor kaçtım.
Almanya turistik olarak fazla sevilen bir ülke değil. Ama yol üstündeki otomatik olarak kendini yıkayan tuvaletleriyle, Fransa ile kıyaslanamayacak yol restoranları, yahu bunlarda çocuk değil mi dedirten edepli çocuklar ve zaten yaygara yapmalarına fırsat vermeyen aileleriyle adeta bir makine ülke. Ruhun dinleniyor. Ayrıca halen nazi rejiminin aşırılıkları hafızalardaki yerini korusa da ve bu toplum Hitler e gönülden destek vermiş olsa da, farkı sınırı geçtiğin anda görüyorsun. Köln de ne varsa, Berlin de de o var, küçük yerleşim yerlerinde de. Basit köhne eski yerler ve sokakta yatanlar ve Berlin 17 Haziran caddesinde İst usulü araba camı silen Türk çocukları olsa da (her kontrola karşın yapıyorlar) yine de çok güzel.
Her zevke uymayabilir ama Berlin başta olmak üzere tavsiye ederim.
Her karesi işlenmiş topraklar ve çevreyi görünce ülkesini sevmenin ne anlama geldiğini daha iyi anlıyorsun. Etrafa hoyratça saçılmış çöpler, bizdeki gibi ulu orta magandalık yok. Eğer saçın kara tipin esmerse hiç de dostça yaklaşmıyorlar, Türk olduğunu öğrenince en güzel muhabbeti kısa kesiyorlar ama yine de güzel zaman geçirmek mümkün. Zamanım yetersizdi, özellikle istediğim halde, ekolojik şehir Freiburg a gidemedim
Örneğin Fransa da ki rezillik görüntülerinden eser yok. Sanki görünmeyen bir göz seni sürekli izliyor. Eksikler doğal olarak var. Herkesin hoşuna da gitmeyebilir. Ama kusursuz akan bir trafikte, çukurlara dalmadan, taciz edilmeden, paldır küldür engellerden geçmeden araç sürmenin keyfi, düzenli yol bilgileri veren ve müthiş müzikler çalan radyo istasyonlarının da katkısıyla oldukça yüksek.
En mütevazı olanında dahi kusursuza yakın otel standartı var. Adeta evine gelmiş gibi oluyorsun.
Bu arada özellikle booking com gibi yerlerden otel rezervasyonu yapıyorsanız özellikle almanların yorumlarına göz atın. Pişman olmazsınız.
Çok ümitsiz değilim ama tamamen doğru uygulamalar yapılsa bile bizim bunları Türkiye de uygulamamız daha çok zaman alır.
Önce kafa yapısını değiştirmek ve sosyal yapıyı güçlendirmek lazım diye düşünmekteyim....
örneğin olimpiyat düzenlemeyi biz mi daha çok hak ediyoruz Tokyo mu? Aşağıdaki video bir fikir verecektir.
http://www.youtube.com/watch_popup?v=pcZSU40RBrg
"I fear the day when the technology overlaps with our humanity. The world will only have a generation of idiots." Albert Einstein