Meslek Seçimi Yardım

[Archezia]

Denilecekler zaten denmiş fazlasıyla. Kısaca Clk'nın dediği yani;

Sonuc mu!! Yukari da en az 10 kez yazilmis oldugu gibi ne okursan oku olay sende bitiyor.

Ama söylemeden de duramayacağım. Endüstri mühendisliği hakkında söylenenleri sormuşsun. Biz okulda onlara "Endüttürü Mühendisi" diyoruz. Dersler diğer mühendisliklere göre daha kek çünkü, kafaları rahat oluyor adamların. Ama yine diğer mühendisliklere göre kendi kendini geliştirmene en çok bakan da aynı bölüm bence.

Kendi bölümüm hakkında yorum yapmam gerekirse de; bilgisayar mühendisliğine geleceksen bence ya gerçekten bu mesleği çok istiyor, seviyor olman lazım yada elektroniği kazanamamış olman lazım. Bilgisayar mühendisliğine özel bir ilgin yoksa endüttürü ve elektronik en azından Türkiye'de daha çok iş imkanı olan bölümler, yada bana öyle görünüyor.

[Emre]

Herkes cok sey soylemis, coguna da katiliyorum. Ben de soyle bikac sey soyleyim:

1. Cevre cok onemli. Ulkemizde cevrenin onemli oldugu biliniyor fakat misal cogu muhendis kendi yaglarinda kavrulmayi tercih ediyor, muhendis kafasiyla hareket ediyor, bi yere gelenleri cogu da cirpinarak bi yerlere geliyor. Burada yurt disi tecrubesi olan bicok uye var ve sanirim suna katilcaklardir, para kazanma potansiyelinin yuksek oldugu butun mesleklerde cevre cok onemli. Yurt disinda cevreye inanilmaz bi onem veriliyor ve sirf bunun uzerine kurulmus olan linkedn milyonlarca hit aliyor. Meslektaslarin basamaklari birer birer cikarken bikac adamla tanisirsin, seni kollarindan tutup 5-10 basamak birden yukari tasirlar.

2. Para onemsiz diye bisey yok. Ne is yapiyorsaniz yapin gunumuzde yaptiginiz isin karsiligi para ile olculur. Tamam Turkiye'de emegin karsiligi alinmiyo olabilir ama bunun tam tersi bi durum da soz konusu. Yani ulkemizde yaptiginiz iste sivrilme ve yukselme olayi eger aklinizi kullanirsaniz cok daha hizli olabilir. Mutlu yasamak icin belli bi miktar geliriniz olmasi sart. Esasinda para ile mutluluk ortusen kavramlar degil ama ben ise zorunlu ihtiyaclar acisindan bakiyorum. Yani Allah korusun dunyanin binbir turlu hali var ve hastanelerde paran oldugu kadar rahat edersin. Veya omrumuzun sonuna geldigimizde bi cok kisiye yardim edebilmis, hayir isleyebilmis, cevremizde mutlu insanlari gormus olmamiz cok onemli bisey bence. Para guzel yonetildigi takdirde yalnizca sizi degil bi cok insani mutlu edebilen bi aractir.

3. Meslek olarak muhendis de olsaniz, sanatci da olsaniz, muhasebeci de olsaniz yoneticilik hususunda cok mesafe kat etmelisiniz. Yani soyle dusunelim, ayda 1000 $ da kazanan muhendis, ayda 100.000 $ kazanan da muhendis ama Bill Gates ve Steve Jobs denen herifler hem girisimci hem de muhendis. Girisimcilik, yoneticilik bunlar onemli kavramlar. Fark yaratmak ozellikle, cok onemli.

4. Is tecrubesi konusunda 2fast4u'ya hem katiliyorum hem de katilmiyorum. YGS surecini nasil yonettigin cok onemli. Yani bunalim depresyonla gecen bi surecin sonunda guzel bi bolumu kazandiysan bikac sene kendine vakit ayirmanin kimseye bi zarari olmaz. Bunun yaninda part time is bulman sana cok buyuk fayda saglar. Ozellikle ticaret konusunda bi is bulmanin inanilmaz faydasi olabilir. Almaktan satmaktan is yapmaktan usenme. Kar/Zarar nedir bunlari yasayarak ogren bence.

Bolum secerken de bence yetenegine gore bi bolum de secebilirsin, veya biraz risk de alarak zaten bi yetenegin var ise onu gelistirmeye yonelik bi bolum de tercih edebilirsin. Yani diyelim ki gencsin ve hali hazirda yazilim olayinda veya web tasarim olayinda cok ileridesin. Bilgisayar muhendisligi veya yazilim muhendisligi tercih etmek yerine misal bi iktisat veya makine muhendisligi tercih edip zaten var olan bilgini ve tecrubeni baska boyutlara, baska mecralara tasiyabilecegin bi bolum de tercih edebilirsin. Burada en onemli hususlardan birisi de cok dinlemek. Dinle, bilgi iste, sana fikir verenlerin bulunduklari konumu, varsa egitimlerini alirken yaptiklari hatalari dinle. Bunlarin hepsini bi kagida yaz, uzerinde dusun ve kararini ver. Yani ben sunu okudum halbuki sunu okumaliymisim, nedeni de su seklinde seyleri dinle, ben sunu okudum, su sekilde memnunum ve basarili oldum hikayelerini dinle.

Simdiden kolay gelsin

[bavyerablue]

@2fast4u
hocam üniversite yıllarında iş tecrübesi nasıl olacak part time işe mi giricem
@asymptote
hocam kendime ne gibi sorular sorabilirim gelecekteki mesleğimi belirlemek için
@herojd11
hocam mesela üniversite yıllarında staja nasıl bir iş ortamı ile karşılaşacağım benim aklımda şu anda yönetici olmak var
@clk
hocam üniversite konusu ilk imaj için gerçekten çok önemli iş başvurusuna gittiğinde bir boğaziçi yada itü demek ilk izlenim için çok önemli tabi sonrası yine insanın kendini geliştirmesine kalmış
@frax
hocam tercihler döneminde karar v ermek gerçekten çok zor bir yandan aile doktorluk ister başka biri başka bir şey der hocalar bir şey der insan sağlıklı karar veremez

peki SAP eğitimi için ne düşünüyorsunuz ve bana başka neler tavsiye edersiniz

Öncelikle arkadaşların çok yerinde tavsiyelerde bulunduğunu belirtmek isterim. Ben de yeni mezunum ve kariyerimin heniz başındayım. Üniversite hayatımı, tercihlerimi gözden geçirdiğimde gerçekten de söylenenlere katılmamak mümkün değil.
Evvela mezun olacağında alacağın maaşı değil, yapacağın işi severek yapıp yapmayacağın önemli (girmeyi düşündüğün bölüm mezunlarıyla, o işi yapanlarla görüşmeni tavsiye ederim. Gerçi bu zamanda kime sorsan işinden memnun değil ama daha gerçekçi fikirler verecektir.)
Örneğin endüstri mühendisliği düşündüğünden bahsetmişsin. Çok yaygın, kabul gören ve çok kapsamlı bir bölüm. Bankacılıktan, pazarlamaya, üretime, danışmanlığa kadar uzanan geniş bir yelpazede yer alıyor. Tercih sebebin çok yaygın olması mı yoksa bu alanlarda birinde kariyer yapmak istediğin için mi yazmayı düşünüyorsun bu önemli mesela.
MBA düşünmek için ise erken bence. 4 sene okuduktan sonra (en az ) ulan daha okuyacaz mı diye düşenebilirsin;)
Gelelim asıl merak ettiğin mevzuya. Ben 6 aydır SAP danışmanı olarak çalışıyorum. Geçerliliği ve itibarı var diyebilirim. Ancak benim seviyelerimde (ki junior olarak nitelendiriliyoruz) tempo bayağı yüksek. Bir zorluk yaşanıyor yani. Ancak tecrübe kazandıktan sonra senin vizyonuna da bağlı olarak kendine daha farklı yollar da çizebilirsin. 5 sene de neler değişir tam olarak kestiremiyorum ancak görünen büyüyen bir sektör olduğu.
Son olarak frax a katılıyorum. Tercihleri son ana bırakmayıp kendine bir yol çizmek daha hoş olur...

[mech16]

Boşver sen kardeş burdaki mühendisleri, işletmecileri....
Doktor ol sen doktor

Herkesin tavsiye ettiği gibi çok çalışır azmedersen, uzman olur b.k gibi para kazanırsın;
Çalışmaz günü kurtarırsan en kötü pratisyen olarak, yeni kanunlarla beraber döner sermaye ile birlikte en kötü 3.000-4.000 liraya keyfine bakarsın...
Türkiye'de binlerce işsiz veya nerdeyse aç gezen mühendis-işletmeci var ama kendisi istemedikten sonra işsiz kalan doktor olmaz ve en başarısız doktor bile ortalama bir mühendisten fazla kazanır.
Olaya bu şekilde materyalist yaklaşan yurdum aileleri nedeniyle zaten normalde yüksek olan tıp puanlarında son 10 yılda uçuş yaşanmıştır. Ülkemizde adı sanı duyulmamış bir üniversitenin tıp fakültesinin puanı (TUS da başarı oranı %5 bile olsa), odtü veya itü'deki elektrik-elektronik-bilgisayar mühendisliği gibi birkaç bölüm dışındaki tüm mühendisliklerden daha yüksektir.

Tıp eğitiminin zorluğu, insan hayatı ile uğraşmanın yüksek riski, zorunlu hizmet, gece nöbetleri gibi konuların ise haklı ağlayışlar olmasına rağmen, "hem canın cennette hem ç.... a... olmaz" diyorum.

Pek çoğumuzun 80 sonrası kuşağı olarak, 5.000-10.000 liraya stersli-zor mühendislik-işletme-pazarlama-finans hayatı mı?- 1.000-1.500 liraya mutlu mesut antropologluk mu? sorusuna verdiği cevap ortada....

Tüm yazdıklarım üstün körü geyikler olabilir ama ülkemizdeki son duruma - istisnalar olsa bile - ışık tutacaktır.

[Clk]

Benim hayalimde ki bölüm "Mektup ile tavuk yetistirme" bölümü idi. Sadece maddi kaygilardan dolayi yazmadim. Pismanim dohtor pey

[mech16]

Yavv clk, bakma öyle atıp tuttuğuma
doktor olamadım ben, gittim makina mühendisi oldum

Tavuk ve doktorla ilgili de bir anım var:

Bundan 18 sene evvel, arkadaşın abisinin tavuk-yumurta satan dükkanına uğramıştık.
O gün de sınav sonuçları açıklanmış.
Arkadaşın abisi soruyor : - Nereyi kazandın bakiim sen?
Ben (İlk 2000'e girmişim, k.çım göklerde, havam binbeşyüz) : - Makina müh.
Tavukçu abi : Yazık bea, bi doktor olamadin mi?

[Clk]

mech, iste budur

Git at kendini köprüden asagi... Doktor olamadiktan sonra adam olsan ne olur

Maalesef mantik budur güzel ülkemde

[Frax]

Anadolu'da bol bol duyabileceğiniz bir lafın hikayesini paylaşayım

Ağaç kesmenin ne büyük suç olduğuna köylü vakti zamanında ayn el yakin olarak öğrendiği için, kendi kestiği ağacı başkası kesmiş gibi ormancıya "ihbar" eder: "Memur bey benim yukarı tarladaki iki kök çamımı kesmişler. Hakkımı istiyorum."

Ormancı bu ihbar üzerine adı geçen tarlaya gider. Evet ağaçlar yeni kesilmiştir. Yerde ağaçtan geriye kalan dallar vardır. Bunlar tarla sahibinin hakkıdır. Ağacı bir başkası tarafından kesilmiş olduktan sonra geride kalan dalları evine götürmesinde bir sakınca yoktur.

Kesilen ağacın ne kadar ciddi aranacağı ve ormancı tarafından yakalanıp zabıt tutulup tutulmayacağı ormancı ile kurulmuş ahbablık ilişkisine bağlıdır. Onun için ormancılar at üstünde ne zaman köyün toprağından içeri adım atsalar bütün köylü seferber olur. Yedirirler ve özellikle de içirirler. Bir tarafta köyün bütün kadınları baklavalar börekler döşerken, köyün bütün adamları ellerinden geldiğince ormancıları oyalayıp eylendirmeye bakarlar.

İşte böyle günlerden birinin ertesinde köye aniden bir kaymakam gelir. Kaymakam gelir gelmesine fakat kaymakamı karşılayacak ne muhtar vardır ortalıkta ne de bir adem oğlu.

Kaymakam arabasından iner, terkedildiğini düşündüğü köyün sokaklarında dolaşmaya başlar. Nihayet bir çeşme başında testisini dolduran yaşlı bir kadın görür. Sorar: "Teyzeciğim bu köyde senden başka kimse yok mu? Nereye gitti ahali?"

Kadın kendisine sorgu sual eden adama şöyle bir bakar: "Sen kimsin a oğlum?" der.

Gayet mütevazi "Kaymakamım" diye cevap verir yabancı.

Kaymakamın okumuş biri olduğunu tahmin eder nine. Hiç olmassa ceketinden, kıravatından bellidir okumuşluğu. Fakat köyde kimsenin kılının kıpırdamadığına bakılırsa ormancı kadar okumuş değildir herhalde. Onun bu haline pek acır: "A oğlum dün sabaha kadar ormancıları eğlendirdiler. Onun için herkes uykuda. Ha sen de az daha okuyaydın da ormancı olaydın!"

Not: Hikaye alıntıdır.