Verge Fusee Cep Saati Foto Tanıtım ve Bilgi

[4n6]

Frax'ın "İstanbul Buluşması-3"te fotoğraflamayıp da benim beceriksiz ve titrek fotoğrafçılığıma terk ettiği Osmanlı..

[4n6]

[retrograde]

hocam muhteşem estetik bir yapısı var. ben çok beğendim. buluşmada çok sakınmıştınız inceleme fırsatı bulamamıştık pek ama gerçekten çok hoş.

[Frax]

Bora abinin daha sakladığı neler var söylemekten dilimde tüy bitti ben artık bir şey demiyorum. Saat hakkında "gürçağlar" hocamızın vereceği bilgileri bekliyorum sadece

[Earlgrey]

Nefis bir sanat eseri görüyorum..

[trenton]

gerçekten güzel bir saat yanılıyor olabilirim ama galiba arkasındaki osmanlı arması sonradan kasaya eklenmiş gibi yani evet kadrandan osmanlıya özel üzerildiği anlaşılıyor alaturka rakamlarından ama saatin üretildiği büyük olasılıkla 18. yy da daha osmanlı arması meydana çıkmamıştı

[4n6]

Neler vesile oluyor da neler öğreniyor insan. Teşekkürler trenton..

"... Armanın, silah anlamına gelmekte olup denizcilik terimleri arasında kullanımı yaygın olduğu, ıstılahi anlamının ise, bir şahsa bir aileye bir şehre, bir hükümdar veya devlete mahsus ve değişik anlamlar ifade eden renkli, şekilli alamet demek olduğu, Türkçe de arma sözcüğünün hem kelime hem de ıstılahî manası kullanıldığı, fakat silah anlamında kullanılabilmesi için özellikle 3 parça silah (tüfek, kılıç, mızrak) olması ve duvarda asılı durması gerektiği, bu manadaki armanın eski Türkçe karşılığının ise 'ongun' olduğu, Farsça 'nişan' ve Arapça 'alâmet'in de aynı anlama geldiği,
Türklerde Avrupa da yaygın olduğu şekilde bir arma usulü bulunmamakla birlikte, arma olarak kabul edilebilecek bazı nişan ve alametler mevcut olduğu, ancak Türk boylarında arma olarak hangi şekil ve nesnelerin kullanıldığına dair pek fazla malumat olmadığı, fakat arma yerine kullanıldığını söyleyebileceğimiz tuğ, bayrak ve tuğranın mevcut olduğu,
'Tuğ'un, adet bakımından hanın alâmeti hüviyetinde olduğu, hakanın, yani hanların hanının, dokuz tuğ sahibi olduğu, 'tuğ'un Osmanlılarda aynı hususiyeti muhafaza ederek kullanılmış olduğu, padişahın yedi, sadrazamın beş, vezirlerin üç, beylerbeyinin iki, sancak beylerinin ise bir tuğ sahibi oldukları,
Kâşgarlı Mahmud’un Dîvânü Lügati’t-Türk adlı eserinde, savaşta hanın yanında çalınan kös veya davul olarak mana verdiği 'Tuğ'un, genel olarak kumaş veya atkuyruğundan yapılmış bayrak anlamı taşıdığı,
Hemen hemen bütün Türk boylarında görülen kumaştan yapılmış bayrakların üzerinde bulunan şahin, kurt başı, hilal ve ay yıldız gibi şekillerin birer arma hüviyetinde oldukları, Sultan II. Mahmud Han zamanında ilk olarak tanzim edilen Osmanlı Armasının Sultan Abdülmecid Han ve Sultan II. Abdülhamid Han zamanlarında yeniden düzenlenerek 'Osmanlı Arması'nın ihdâs edimlş ve kullanımının yaygınlaştırılmış olduğu, bu armaların inşa edilen bazı binalara naşk edildiği gibi 1914’de Londra’da basılan 1 kuruşluk pulların üstüne de tab edilmiş olduğu..." hususları da bu vesileyle öğrenilmiş (kaynak "internet" olduğu için her türlü tashihata açık olmak üzere) ve aktarılmış oldu.
Tekrar teşekkürler trenton. Sağol, varol..

[trenton]

Osmanlı Devlet Nişanı, 19. yüzyılda Avrupa Birleşik Krallık devlet geleneğindeki nişanlardan etkilenilerek Osmanlı Devleti için hazırlanmıştır. Ondan önce, padişahların tuğraları devlet nişanı yerine geçiyordu. Osmanlı nişanının son hali, 17 Nisan 1882'de Sultan II. Abdülhamit tarafından yürürlüğe konmuştur. Osmanlı Devlet Nişanı'nın içinde iki tane bayrak vardır. Kırmızı zeminde ay-yıldız bulunan bayrak Osmanlı Hanedanı'nı, yeşil zeminde üç hilal bulunan bayrak İslam halifeliğini simgelemektedir. Terazi, Osmanlı adaletini, terazide bulunan kitaplar da adaletin kaynağı olan Osmanlı kanunnamelerini ve Kur'an-ı Kerim'i temsil etmektedir. hatta ben de bir ekleme yapayım 1346'da Kral III. Edward tarafından ortaya çıkarılan Dizbağı Nişanı'nın geleneğinde şöyle bir uygulama vardır: Nişanı alan kişi ya da hükümdarların armaları Londra'da Windsor Sarayı'nda bulunan Saint George Kilisesi'nin duvarında asılmaktadır. Ancak Osmanlı Padişahı'nın arması bulunmamaktadır. Bunun üzerine Kraliçe Victoria, Prens Charles Young ismindeki arma uzmanını Osmanlı için arma tasarlamak üzere görevlendirir. İstanbul'a gelerek araştırmalarda bulunan Young'a, Etyen Pizani isminde bir tercüman yardımcı olur.
İngiliz tasarımcı, padişahlık alameti olan saltanat kavuğunu, sorgucu, ay-yıldızlı sancağı ve tuğrayı ön plana çıkararak bir arma hazırlar. Bir yılda hazırlanarak İstanbul'a gönderilen arma çizimlerini Sultan Abdülmecid de beğenir. Bu şekilde oluşan Osmanlı Devleti arması İngiltere'nin Saint George Kilisesi'ndeki yerini alır. Sultan 2. Abdülhamit döneminde terazi ve silahlar eklenerek son şekline kavuşur. yani saat üstündeki armayla ssat arasında bir asırlık bir fark var galiba ama ilginç ve güzel bir tesadüf... bunlarda benden olsun hehehe ben de teşekkür ederim 4n6