Saat satış yerlerindeki artış

[oxygene]

Bizlik bi durum yok zaten. Araplar alıyor. Zorlu Beymen mağazasında metrekareye 4 Arap düşüyor.

[monopusher]

[emoji3][emoji106]

SM-G960F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[Archimed]

Bazı AVM'ler yüksek gelir grubunu çekmek için bünyelerindeki mağazalar üzerinden rekabet etmeye çalışıyorlar. Zorlu'daki, Akmerkez'deki, Akasya'daki, Kanyon'daki, İstinye Park'taki lüks saat mağazaları sanıyorum bununla ilgili. Üst gelir grubunu tutturan AVM'lerdeki bu tür mağazalar kalıcı oluyor; tutturamayanlarda da ya mağazaların ürün profili düşüyor veya mağazalar el değiştiriyor. Mesela eskiden Nautilius'ta ve Capitol'da Omega saat satıldığını hatırlıyorum. Sanıyorum bu AVM'ler, hedefleri kitleye ulaşamayınca, saat mağazaları da orta segmente yöneldiler. Diğer taraftan, pek çok marka da zaten kendi butik mağazalarını Nişantaşı, Maçka tarafında açıyor.

Sözün özü; insanların gelir ve satın alma güçleri stabil ve sürdürülebilir oldukları takdirde, mağazalar da düzenli satış yapabildikleri takdirde bu trend sürer. Aksi takdirde mağazalar kalıcı olmaz; +10k USD'lik saat alanlar da zaten bu tutkularını yurt dışındaki mağazalardan alışveriş yapmak suretiyle giderirler.

[monopusher]

Param olsa bende alsam

SM-G960F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[Umutt]

Yüksek saatçiliğin, dünyada 2009 dan bu yana süre gelen parasal genişleme sürecinin de etkisi ile tüm dünyada ivme kazandığını ve gerek talebin, gerek fiyatların ve gerekse de retailer sayısının buna paralel olarak global ölçekte arttığını düşünüyorum.

Ancak son bir kaç yıl özelinde, ülkemizde bu sürecin devam ettiğinden emin değilim, aksine tersi bir süreç gözlemliyorum. Bence giderek yetkili bayiler, horolojik bir metadan öte, veblen malı talep eden, sayıca daha az bir kitleye mahkum oluyorlar ülkemizde. Saatsever kitlenin alım tercihleri ise, düşen satın alma gücünün etkisi ile giderek ikinci elde yoğunlaşıyor. İkinci el fiyatlarının ve esnaf sayısının, mezatçılık yapanların vs.. sayısıdaki artışı da buna bağlıyorum.

[görkemk]

Yüksek saatçiliğin, dünyada 2009 dan bu yana süre gelen parasal genişleme sürecinin de etkisi ile tüm dünyada ivme kazandığını ve gerek talebin, gerek fiyatların ve gerekse de retailer sayısının buna paralel olarak global ölçekte arttığını düşünüyorum.

Ancak son bir kaç yıl özelinde, ülkemizde bu sürecin devam ettiğinden emin değilim, aksine tersi bir süreç gözlemliyorum. Bence giderek yetkili bayiler, horolojik bir metadan öte, veblen malı talep eden, sayıca daha az bir kitleye mahkum oluyorlar ülkemizde. Saatsever kitlenin alım tercihleri ise, düşen satın alma gücünün etkisi ile giderek ikinci elde yoğunlaşıyor. İkinci el fiyatlarının ve esnaf sayısının, mezatçılık yapanların vs.. sayısıdaki artışı da buna bağlıyorum.

çok doğru bir gözlem ülkemizde ikinci el saat satışı yapan insan patlaması var son 3 yıldır. tamamen ekonomik sebepler ve son yıllardaki fiyat artışları nedeniyle insanlar ikinci ele yönelince sayıları arttı ancak bir başka durum gelişmeye başladı son zamanlarda ikinci el fiyatları piyasaya sıfır saat girişinin azalması kaynaklı oldukça yüksek seyretmeye başladı.

yakında o parayı vereceğime yüzde 10 - 15 daha ekler sıfırını alırım mantığına gelecek ki ben son üç saatinden ikisinde bu yöntemi seçtim.

omega ve rolexte ikinci elin pek bir mantığı kalmadığı bir pozisyona girdik , anlamadığım bir şekilde tudorda da aynı olmaya başladı durum. yakında diğer markalarda bu kervana katılacaktır diye düşünüyorum. kur yükseldikçe ve ekonomi böyle gittikçe sıfır saat girişi sadece ülkenin küçük bir zümresine has bir lüks haline gelecek. dolaşımda saat azaldıkça ikinci el fiyatlarıda yüksek kalacaktır.

ayrıca pek çok ikinci elci ucuza bir saat aldığı anda online satış - mezat siteleri aracılığı ile bu saati burada alıcı bulamasa bile yurtdışına yolladığı için kimse almazsa fiyet düşer gibi bir mantıkta geçerli olmayacaktır.

[azizkaya]

Yüksek saatçiliğin, dünyada 2009 dan bu yana süre gelen parasal genişleme sürecinin de etkisi ile tüm dünyada ivme kazandığını ve gerek talebin, gerek fiyatların ve gerekse de retailer sayısının buna paralel olarak global ölçekte arttığını düşünüyorum.

Ancak son bir kaç yıl özelinde, ülkemizde bu sürecin devam ettiğinden emin değilim, aksine tersi bir süreç gözlemliyorum. Bence giderek yetkili bayiler, horolojik bir metadan öte, veblen malı talep eden, sayıca daha az bir kitleye mahkum oluyorlar ülkemizde. Saatsever kitlenin alım tercihleri ise, düşen satın alma gücünün etkisi ile giderek ikinci elde yoğunlaşıyor. İkinci el fiyatlarının ve esnaf sayısının, mezatçılık yapanların vs.. sayısıdaki artışı da buna bağlıyorum.

çok doğru bir gözlem ülkemizde ikinci el saat satışı yapan insan patlaması var son 3 yıldır. tamamen ekonomik sebepler ve son yıllardaki fiyat artışları nedeniyle insanlar ikinci ele yönelince sayıları arttı ancak bir başka durum gelişmeye başladı son zamanlarda ikinci el fiyatları piyasaya sıfır saat girişinin azalması kaynaklı oldukça yüksek seyretmeye başladı.

yakında o parayı vereceğime yüzde 10 - 15 daha ekler sıfırını alırım mantığına gelecek ki ben son üç saatinden ikisinde bu yöntemi seçtim.

omega ve rolexte ikinci elin pek bir mantığı kalmadığı bir pozisyona girdik , anlamadığım bir şekilde tudorda da aynı olmaya başladı durum. yakında diğer markalarda bu kervana katılacaktır diye düşünüyorum. kur yükseldikçe ve ekonomi böyle gittikçe sıfır saat girişi sadece ülkenin küçük bir zümresine has bir lüks haline gelecek. dolaşımda saat azaldıkça ikinci el fiyatlarıda yüksek kalacaktır.

ayrıca pek çok ikinci elci ucuza bir saat aldığı anda online satış - mezat siteleri aracılığı ile bu saati burada alıcı bulamasa bile yurtdışına yolladığı için kimse almazsa fiyet düşer gibi bir mantıkta geçerli olmayacaktır.

Otomobil piyasasında yaşanan olaylar lüks tüketimlerde de başlıyor sanırım. Artık 2. El alacak kadar zengin olmadığımızı farkedeceğiz.

SM-N960F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[mturann]

Yurt dışında milletin asgari ücretle aldığı saatler bizim için neredeyse ultra lüks oldu.