Aequidas yazdı:Disardan bu kadar basitse sizde bir isletme acarak baslayabilirsiniz ilk musteriniz ben olurum PAZARLIKSIZ alışverişin tadına varalım abd ve tokyo standartlarında [emoji41]
Çok özel veya kişisel olarak tutkuyla istenilen modelleri dışarıda bırakalım, saat dediğimiz her daim satın alımını geri bırakabileceğimiz bir lüks ürün. (Lüks ihtiyaç bile diyemiyorum).
Öncelikle, herkes metropollerde değil sadece TRden alışveriş yapılsa bile internetten alıyor birçok kişi saatini. (TRye gelmemiş, satışı olmayan modelleri heseba katmadığım halde ki bu bile başlı başına başka bir konu) niye global bir marketi düşünmeyelim? Amazon ABD gibi güvenilir bir siteden 1 haftada ürün yüzde 20 vergisiyle elime geliyor (yani KDVsi 18 değil de 20), her türlü modele ve grey market (yani garantisiz) ürünlere erişimim var. TRdeki garantiye güvenim pek yok, zaten uluslararası garanti var istenirse, seçenektir yani. İlk anda olabilecek sorunlar için Amazon ABD / JP / DE bizim sitelerden daha iyi hizmet sunuyor. Aynı model orada daha ucuzsa, yarı yarıya daha ucuzsa bir tıkla kapımda, Hepsiburada'dan alacağıma Amazon'dan almışım, benim için farketmez, cüzdanıma da iyi gelir. Hem model çeşitliliği hem de örneğin Seiko'daki 'orjinal özel kutu yok' benzeri sorunlar olmaz.
İşletme açıp ticaretine girmek değil ama dışarıdan güvenle alışveriş yapmak çok kolay.
İkincisi, başta dediğim, 'bu saati almazsam ölürüm' durumları gerçekçi değil, biraz da saat kovalamak bu işin zevki. Yani, yurtdışı 'gerçek' fiyatına bakarım (Yurtdışı alışverişi mümkün olmasa bile), buradaki fiyatına bakarım, uymazsa ALMAM, o kadar, başka zamana, belki başka fırsata ertelerim

Satıcılara da çok kızamıyorum, bir kısım insanımız pazarlıksız yapamıyor, satıcı haklı olarak pazarlık payı koyuyor. Ama ne zaman ki ben bana söylenen ilk fiyata 'tamam' deyip kredi kartımı uzattığımda 'Abi, o fiyatta 250TL pazarlık payı vardı, onu düşüyorum' diyen dürüst esnafa rastlarım, o zaman gelecek için umudum artar
