afl yazdı:Bg17 yazdı:Arkadaslar Selam,
Foruma uye olus tarihim 2012. Nerseyde 3 yil oldu. ....
Başar, bu güzel başlığın üzerine bir üç yıl daha geçmiş. Şimdi durum ne kadar değişti, ilgi, eğilim, tarz ne oldu merak etmemek mümkün değil. Zaman zaman rölantiye düşse de bu tutku her zaman dinamik bir tutku
Bende net bir şekilde ana akım lüks markalarda ciddi bir eleme oldu, 3 marka ve birkaç markanın bir kaç modeli dışında pek de cazip bir şey bulamıyorum. Daha orta seviyeyi ise , Nomos , Montblanc, Sinn ve bunlar gibi markalarla daha ilginç buluyorum. Ama esas değişimi independent markalarda yaşadım. Şu anda bu independent butik markalara ilgim, ana akımın A. Lange & Sohne, Patek Philippe gibi devlerini bile geride bırakmış durumda. Başka bir seviye orası. Sendeki son durumu dinlemeyi de çok isterim doğrusu.
Acikcasi yazigimi bile unutmustum. Ne guzel oldu da hatirlattin Kerem Abi.
Bu yazindan sonra bile 3 yil gecmis. Tabii arada baya giden gelen oldu. Ama acikcasi daha cok giden oldu. Gecen yillar icinde ilgi biraz azaldi, farkli hobilere kaydi. Neden diye dusundugumde birkac sey soyleyebiliyorum:
- Bu hobi noktadan sonra daha ust markanin daha pahali modelini almaya dogru donusuyor. Hobide oldukca ilerledikten sonra (hem bilgi birikim, hem de harcanan para), belirli bir doyuma ulastigimi farkettim, ve daha ust model cok da birsey ifade etmemeye basladi.
- Bir ust sinir olmadigini farkettim, her zaman daha iyisi, daha guzeli var.
- Benim icin bir hobinin sosyal olmasi cok onemli, yani belirli bir arkadas grubu icinde muhabbet ile devam etmesi. Yurtdisina tasindiktan sonra bu oldukca zor oldu benim icin.
- daha once biryerlerde yazmistim, oldukca detayli bir bg kriterleri ortaya cikardim. Genel olarak cok iri ve kalin olmayan spor saatleri seviyorum. Bu klasmanda kullanmadigim cok da bir saat kalmadi.
Peki bu gozlemler sonrasinda ne oldu, hayir applewatch olmadim, hala otomatik saat kullaniyorum, ama koleksiyonun ciddi bolumunu elden cikardim. 1 yili askin bir suredir de yeni saat almadim, ki benim icin baya baya buyuk bir basari. Bu noktadan sonra yeni saat almam demiyorum, belki alirim. Ama saat dunyasini cok yakindan takip etmedigim asikar.
Yeni baslayan arkadaslara ne oneririm:
- Saat almak yerine bol bol okusunlar, isin tarihini, mekanigini ogrensinler, keyfine varsinlar. Esnaf zihniyetine takilip 3 e aldim 3.5a sattim moduna girmesinler. (Tabii amac ticaretse o baska)
- Takim tutar gibi marka tutmasinlar. Forumdan gordugum kadariyla oldukca azaldi bu. Eskiden ne rolex GS kavgalari olurdu.
Peki, ben en son noktaya geldim.
- Belirli bir tutarin uzerinde para vermeye karsiyim. Bu belirli tutar herkesin butcesine gore degisir, ama dha once aldigim saatlere verdigim rakamlarin yanina bile yaklasmayacagim asikar.
- Cok saat hic saatdir. Ne kadar uzun sure ve coklukla ayni saat kullanilirsa o kadar degerli oluyor. Kisaca artik saat satmiyorum. En baba koleksiyon bile 3 - 4 saati gecmemeli bence. Ha, kimseye lafim yok, olan keyif aliyorsa saygim sonsuz. Sadece kullanmadigim saat bana birsey ifade etmiyor diyorun.
- Marka: Hala JLC`ye ciddi saygi duyuyorum. Ama yeni koleksiyonlari, ve pazarlama stratejisi icin ayni seyi soyleyemeyecegim. PP hala kral, ama benim tahtta gozum yok. Ben Rolex derim. Bir submariner herkese her kosulda yeter mantigina geldim.
Peki koleksiyonda ne kaldi: Onu da sonraya birakiyim, yakin zamanda resim ceker eklerim.
Kisaca ozetlemek gerekirse, 2012 yilinda baslayan merakim 2016 yilinda tavan yapti, ve sonra hizli bir dususe ugradi.
Time is too precious to be measured by a cheap instrument...