Herkese merhaba,
Kutu açılımı konusunda bir girişimim yok zira saati ikinci el olarak aldığımdan zaten kutusu hali hazırda açık. Saat başlıkta da bahsettiğim gibi kimilerinin çok sevdiği kimilerinin pek hazzetmediği marka olan Steinhart'ın Aviation Vintage modeli.
Saat konusuna merak saldığımdan genel olarak bana ah çektiren saatlerin başında havacılık ile ilgili olan modeller yer alıyor. Bu model de arada sırada radarıma giren ama bir türlü emin olamadığım bir modeldi.
Modeli bilenler bilir, Bell&Ross'un malum modellerinin tasarımına çok benzer bir yapı sergiliyor ancak tasarımı direk kopyalamak yerine bu modelde hatları biraz daha yumuşatarak bana kalırsa biraz daha giyimi ve kullanması kolay bir tasarım yapmışlar. Şöye ki, Bell&Ross modelleri gerçekten bir uçağın kokpit saatini söküp kolunuza takmışsınız gibi dursa da Steinhart biraz kola göre rafine edilmiş.
Ön bilgiden sonra teknik özellikler,
Mekanizma: ETA 2824-2 Swiss made, Automatic
Kasa: Paslanmaz çelik ve mat DLC kaplama
Arka kapak: Paslanmaz çelik, vidalı ve DLC kaplamalı
Çap: 44 x 44 mm
Yükseklik: 14,8 mm
Ağırlık: 137 g
Kadran: Siyah mat
Cam: Safir, bombeli, ieriden çift AR kaplamalı
Bezel: Mat siyah çelik, DLC kaplama
Indisler: Superluminova Old Radium
Boynuz açıklığı: 24 mm vidalı tip
Su yalıtımı: El yıkamadan fazlasına gelmez

Klips:24mm vidalı siyah mat ve DLC kaplama
Saatin öncelikle kutu içi standart bir fotoğrafını alalım sonra da detaylara girelim.

Saat sahte deri yumuşak bir kutuda geliyor, ne yazık ki bendeki örnekte iç yastık kayıp .
Saat öncelikle beklediğim kadar iri çıkmadı, doğrusu bundan biraz korkuyordum zira hali hazırda kullandığım Kemmner Aviator modeli 45mm'lik ve 18mm'ye varan kalınlık, gülle gibi ağırlığı ile bir savaş silahı potansiyeli taşırken 44mm ama kare kasalı bir saatin de aynı etkiyi hissettirmesini bekliyordum ama 1mm bile nelere kadir kolunuza takınca anlıyorsunuz.Tabii burada aslında kasa çapı 44mm olsa da aslında kadranın yaklaşık 38mm gibi bir çapının olması da bu ilüzyonun bir parçası.
Bana gelen saat bir yıllık bile sayılmaz ancak ne kadar kullanıldığını çok kestiremesem de genel kondüsyonuna bakarak ya hiç kullanılmadı, ya kullanan çok iyi kullandı veya kullanımı hissettirmiyor diyebilirim. Umarım içinci şık doğru olanıdır zira üzerindeli kaplamanın atması saatin façasını ciddi şekilde bozabilecek bir etmen.
Şöyle biraz detaylı bakalım...

Bu fotoğrafta özellikle vidalı bölümlerdeki hafif eğim net olarak ortada, köşeli hatlardan ziyade hafif kıvrımlar ile maskülen havayı fazla bozmadan güzel bir ayar çekilmiş.
Kadran fazla kalabalık değil, Steinhart logosu ve automatic yazısı dışında ETA mekanizmanın tarih özelliği saat 4 ile 5 arasına yerleştirilmiş. Rakamların yerini almayan tarih göstergeleri şahsi olarakdaha çok tercih ettiğim bir özellik dolayısı ile benim hoşuma gitti.
Kollara gelecek olursak bir adet güdük roma kılıcı ile bir adet de uzun şovalye kılıcının kombinasyonu mevcut. Saniye kolu ise arka ucunda ufak bir mızrak ucu detayı ile diğer iki kolun üzrinden süzülüyor . Kolların mekanizma bağlantılarından sonrası ise siyah renge dönüşmüş. Saatin indisler ve tüm kolları lume ile donatilmiş dolayısı ile gece de hayet hoş bir görüntüsü oluyor.
Lume örneği (alıntı),

Saatin arka kısmına bakacak olursak,

Benim tercihim aslında daima meknizmayı görmek yönünde ancak evde zaten hali hazırda iki adet eta 2824'lü saat bulunduğundan açıkası mekanizmayı pek merak etmedim. Kaldı ki arkadaki işleme detaylı kapak saatin biraz daha "sağlam" hissiyatını pekiştiriyor. Benim gibi havacılık severler için yeterli ve eskileri güzelce yadeden bir işleme. Hiç bir şey olmamasından da iyidir

Biraz da detaylara gelecek olursak,


Saatin kurma kolu bu tip saatlerde alışılageldiği gibi biraz uzun ancak geniş çaplı ve çapraz tırtıklı yüzeyi sayesinde ayar yapmak oldukça kolay. Kimi üreticilerde nedense görmediğimiz ama benim hoşuma giden logo detayı da kendini çok belli etmeyek şekilde yerli yerine işlenmiş şekilde duruyor.
Aynı şekilde kayış klipsinin de üzerinde Steinhart yazısı mevcut ve saatle bütünlük içerisinde aynı kaplamaya sahip
Kolumuza taktığımızda ise şöyle duruyor (makine lensinden ötürü biraz zor bir çekim oldu)

Koldaki hissiyatı yerinde, size orada olduğunu hatırlatacak bir ağırlığı var. Yüksekliği çok fazla olmadığından günlük kıyafetlerde de sıkıntı çıkartmıyor, gömlek altına kolayca girebiliyor. Benim kullandığım kayış nispeten yumuşak derilii bir kayış iken kendi orjinali daha sert ama kalite hissiyatı da buna oranla daha fazla. Şimdilik yedek ile devam edeceğimi sanıyorum.
Sonuçta başta biraz korkarak da yaklaşsam elime geçen saatten memnun kaldığımı söylemek istiyorum.
Saatin evde coşku ile karşılandığına dair


Son olarak da, saati gönderen site sakini güzel bir jest ile kendi yaptığı saate uygun reknlere sahip aşağıdaki anahtarlığı da kutuya eklemişti, bir vesile ile tekrar teşekkür ederim.
