Koleksiyon Bir Hastalik Mı?

[nicholaihel]

Hastalık sanırım. Herkeste yok mesela. Hatta rahatsız olanlar var (mother syndrome)

bende ciddi bir kitap koleksiyonu var. anne-babamdan da gelen bir ilgi. artık nereye koyacağımızı şaşırdık, şu an oturmadığımız bir nevi depo evimiz olmasına rağmen

dergiler de ciddi yekün tutuyor. national geographic tr versiyonunun tüm sayıları mevcut. bu eksiksiz olan dışında yüzlerce başka dergim var, coğrafya, bilim, edebiyat vs üzerine tekli sayı ve ciltler şeklinde... bunların içerisinde fena olmayan düzeyde bir türkçe çizgiroman arşivim var. daha çok frankafon ekolü ve vertigo gibi. onun dışında gittiğim ülkelerden, şehirlerden aldığım hatıralar dışında, oraların gazetelerinden edinip saklıyorum mesela.

ayrıca japonya özel ilgi alanım. dil, kültür, tarih fark etmez. önüme ne çıkarsa alıyor, topluyorum. saat ilgimden eskidir bu.

özellikle sırt çantası seviyor ve alıyorum, koleksiyon sayılır mı bilemedim

[afl]

nicolaihel
benzer şekilde rahatsızların olduğunu bilmek güzelmiş

[loutrec]

Saat koleksiyonu yapmamızın bir çok sebebi var.

- İlk olarak zamanla ilgili bir alet olmasından dolayı tutku beslemenin daha fazla olması.

- Her saniyede kullandığımız bir alet. Yani onu kullanmadığımız zaman yok, o anda saate bakmasak ta onun haraket eden bir canlı olduğu hep aklımızda.

- Çeşit yelpazesinin çok fazla olması.

- Marka çeşitliliğinin fazla olması.

- Uzun ömürlü olmaları. Evlattan evlada geçme durumu.

- Saat sohbetinin sıcak olması

Gibi sebeplerden koleksiyon yapıldığını düşünüyorum.

(Bu arada yeni bir saat daha aldım. Nerden bulaştık bu tutkuya

[Tunakem79]

Loutrec' e eklemek istediğim bir konu var, kadınlar malum makyaj, çanta, parfüm, bakım, kıyafet vs çok fazla ayrıntılı, (zaten malumunuz erkekler düz ve basit mantık çalışır, bayanlar ise 500.000 terrabayt ve sınırsız işlemcili en basit mevzuyu bile yıllarca hard disk' te tutup lazım olunca tık diye çıkarabilir... Hal böyle olunca bayanların hobi, eğlence, vs kısaca para harcayacağı yer çok, erkekler ise kısıtlı hobi, koleksiyon, para, saat, parfüm, kitap gibi... Bir erkek olarak düşünün gündelik hayatta üzerimize takabileceğimiz ne var saat, yüzük, bileklik, belki kravat ve bitti, bayanların aksesuarını sayarsam uzun ve bilindik metin yazmaktan ceza alabilirim

İnsanlar çalışıyor kazanıyor ve tüketiyor, nasıl bir yıl boyunca çalışıp da bir hafta - on gün deniz kenarında tatil'i hakkettiğimizi düşünüyorsak hobi koleksiyonda öyle insanın çalıştığı parayı eğlence, zevke dönüştürmesinin en güzel yolu...

Elbette bir şartla = Maddiyat: Kısaca maddi olarak zorlanmadığımız sürece koleksiyonun hayat tarzı ve hayatı sevme anlamında bir hobi, eğlence olduğunu düşünüyorum.

Tam tersi maddi olarak zorlandığı taktirdede hastalık...

Bu arada Loutrec' inde dediği gibi saat dayanıklı bir tüketim malzemesi ve çeşitli olduğu için koleksiyon için birebir

İyi forumlar...

[Cotton]

Bilinçli yapıldığı sürece yararlı bir hastalık olduğu kanaatindeyim.

[mturann]

Dopaminden kaynaklanıyor olabilir. Dopamin ile ilgili bir yazıyı aşağıya kopyalıyorum.

Dopamin nedir, dopaminin psikiyatrik hastalıklarda rolü nedir?

Dopamin, insanlarda ve hayvanlarda beyne ait birçok işlevin yerine getirilmesinde öneme sahip bir nörokimyasaldır. Dopamin diğer nörokimyasallar gibi sinir hücreleri arasında iletişimi ve etkileşimi sağlayan bir maddedir.

Dopamin nedir?

Dopamin beynin özellikle belirli merkezlerinde yoğun olarak bulunur ve bu bölgelerdeki aktivite üzerinde etkili olur. Bu merkezlerden biri ‘substantia nigra’ diye bilinen insanlarda vücut hareketlerinin sağlıklı yerine getirilmesini düzenleyen beyin çekirdeğidir. Bu ve civarındaki bölgelerde sinir hücrelerinin çeşitli sebeplerle harabiyeti sonucunda, beden hareketlerinin yavaşladığı, sıklıkla uzuvlarda istemsiz titremenin eşlik ettiği hareket bozuklukları ortaya çıkar. Bu hastalıklar arasında en yaygın olanı Parkinson hastalığıdır. Parkinson hastalığında tedavi beynin bu merkezlerinde sinir harabiyeti sebebiyle eksik olan dopamin isimli nörokimyasalın yerine konulması yoluyla yapılmaktadır.

Dopaminin psikiyatrik hastalıklardaki rolü

Dopaminin psikiyatrik hastalıklardaki rolü büyüktür. İnsan beyninde ‘prefrontal korteks’ diye adlandırılan ve beynin en ön tarafında yer alarak kişinin amaçlı ve hedefe yönelik davranışlarını yöneten merkezin, beynin daha arkada ve altta kalan merkezleriyle ilişkisi yine büyük oranda dopamin tarafından sağlanır.

Dopaminin davranış ve alışkanlıklarla ilişkisi

Dopaminin kişinin belirli bir davranışı sürdürmesi veya belirli bir alışkanlığı devam ettirmesiyle (yani beynin ödül mekanizmasıyla) çok yakından ilişkili olduğu, bu nedenlerle alkol-madde bağımlılığı, kumar oynama alışkanlığı ve internet-bilgisayar bağımlılığı gibi tabloların oluşma mekanizmasında önemli role sahip olduğu düşünülmektedir.

Dopaminin önem taşıdığı psikiyatrik hastalıklar

Dopaminin önem taşıdığı bir diğer psikiyatrik hastalık grubu, psikotik bozukluklar diye adlandırılan kişinin gerçeği değerlendirme yeteneğinin ileri düzeyde bozuk olduğu, hezeyan (açıkça yanlış ve değiştirilemez inanış) ve halüsinasyonların eşliğinde ortaya çıkan tablolardır.

Bu hastalıklarda dopamin sisteminin normalden daha fazla çalıştığı kanıtlanmıştır. Nitekim bu psikiyatrik hastalıklarda dopamin sisteminin normal işlevlerinin sağlanabilmesi amacıyla anti-dopaminerjik (dopaminin etkinliğini azaltan) işlevli ilaçlar kullanılmaktadır.

KAynak: http://www.kemalarikan.com/dopamin-nedi ... nedir.html

[Clk]

Mturann, paylaşımın için teşekkürler

Yalnız ben dopaminin koleksiyon hastaliği (bakın halen hastalık diye niteliyorum) bağlantısı olduğunu düşünmüyorum! Kişinin gerçeği değerlendirme yeteneğinin bozuk olması sadece bir konu ile ortaya çıkmayacağı/çıkamayacağı için bu tez çöker. (Kişisel değerlendirmem)

Herhangi birşeye bağımlılık ile dopamin arasında ilişki olduğu ise bir varsayım! Demek istediğim biz hastayız ama dopaminin gerçek neden olma ihtimali hayli düşük

[MertYe]

Okulun yurdundaki kilitli kıyafet dolabını normal insanlar kıyafetlerini koymak için kullanıyorken ben büyük bir kısmını kendime göre olan koleksiyonumla dolduruyorum. Benim için koleksiyon yapmak bir amaçtan öte hastalık gibi. Eskiden bana ait olan eski hiçbirşeyi satmak elden çıkarmak gibi bir düşüncem olmazdı.


Artık yavaş yavaş Bg17 mantığına dönmeye başladım. Bu birazda alacağım yeni eşyaya bağlı. Örneğin yakın zamanda 3-6 bin usd arası bir saat alacak olursam Ulysse Nardin veya Omega kesin gidecek ki şu an öyle bir atılım yapma ihtimalim var. Alınacak saatin şekline ve fiyatına bağlı bu birazda. Mesela eski cep telefonlarımı asla atmam, satmam, birine vermem.Annem, babam, kardeşim bile istese ancak 2-3 gün idareten alabilirler. Bunun sebebi biraz paranoyaklık birazda hala onları arada çıkarıp kurcalamam. Eskiden kullandığım ve bana ait resimleri, videoları, takvimleri, yapılacakları barındırmış olan bir cihazı satmak hiçbir zaman bana mantıklı gelmedi mesela. Her nekadar içindeki verileri silip temizlesem bile programlar aracılığıyla onların kurtarılabilecek olması beni rahatsız ediyor. Belki onları satsam daha sonra almak istediğim saatler için 300-500 lira ekstra destek sağlayacaklardı bana ama bundansa kafam rahat olsun diyorum. Ayrıca yedekte telefon olması herzaman iyi

Saatler için konuşacak olursak Planet Ocean'ı Ulysse Nardin'den sonra almış olmama rağmen Ulysse daha çok bilek süresi görüyor. Hatta o fotoğrafta en arkada duran ferrari saati Planet Ocean ile eşit miktarda kullanıyorum denebilir(Bunda araba merakımın da etkili olduğunu düşünüyorum). Dolma kalem işi aslında saatten daha önce bende varolan bir koleksiyon merakı ama günlük hayatta çok kullanamadığım için saat kadar çok üzerine yoğunlaşamıyorum yalnızca 2 dolma kalemim 1 tükenmez kalemim var.(Dolma kalem aktif olarak kullanılmadığı zaman içindeki mürekkep kuruyacağı ve eski performansını vermeyecek olmasından ötürü). Kol düğmesi takabileceğim tek bir gömleğim olmamasına rağmen 1 adet kol düğmesi almışlığım var. Yani aslında biraz rahatsız bir insan olduğumun bende farkındayım.


KOLEKSİYON HASTALIKSA BEN HASTAYIM ARKADAŞ

Telefonun şarjı az olduğu için fotoğrafta flash kullnamadım idare ediersiniz artık.