Saat Satış Temsilcileri Hakkında

[eFeNdY]

Bir kere bu sektörde görev yapan kimse giyimine,tarzına göre muamele yapmamalıdır.O dükkandan içeri her kim girerse girsin o sizin velinimetinizdir.Evet kimi zaman bazı sorunlarla karşılaşıyoruz bunu ilk yazılarımda belirtmiştim ancak unutulmamalıdır ki saat satmak yada satışından sorumlu olduğunuz şeyş satmak değil konu,konu o insanı ve çevresini kazanmak ve bu doğrultuda müşteri portföyünü oluşturmak.Bir söz vardır ''NE EKERSEN ONU BİÇERSİN''.Ancak modern60 ile konumuz bizim eğitim ve saat konusunda yetiştirilme tarzı idi ve sanırım konu farklı boyut kazandı.Ben isterim ki bu konunun üzerinde yorumlarımızı paylaşalım.Zannediyorum ki bu sektörde benden eski olan insanlar var ve ben onlardan birşeyleri öğrenmeyi çok isterim.Saygılarımla

[Ziyaliv]

Sayın efendy

siz belirtmişsiniz konu satmak değil, çevre ederek müşteri portföyü oluşturmak diye. Müşteri portföyü mağazanıza gelen her müşteriyi sınıflandırmadan, onların hem gönlünü hem de güvenini fethederek, onları tam istediklerinin karşılığını vererek yani satış yaparak müşteri portföyü oluşturabilirsiniz. Müşteri asla dost ya da arkadaş değildir sadece arada samimi bir ticari ilişkinin yaşandığı bir bireydir. Porfoyünüzü oluşturmak için sizi tercih eden müşteriye tam istediğini tam karşılığıyla vereceksiniz ki müşteri mağazadan güler yüzle çıkacak ve eşine dostuna bu alışverişinin memnuniyetinden bahsederek onları da size yöneltecek, eğer müşterinin gönlünü ve güvenini fethetmişseniz zaten o müşteri artık sizin portfoyünüzdedir. Amaç o müşteri memnun ederek, o kişinin çevresinin de güvenli kaliteli alışveriş etmesi içim sizi tercih etmesini sağlamak. Bu işte ast olan güvendir ilk önce, satıcıya güvendir. Biz bu şekilde 80 yıldır ayakta duruyoruz.

[eFeNdY]

Başarılarınızla gurur duymanınz doğal ancak aynı konuyu tartışıyoruz.Benim size bahsetmiş olduğum farklı bir konu değil aynı düşüncelerle hareket edip işimizi yapmaya çalışıyoruz.Farklı bir beklentim yok zaten olamazda....

[Zemberek]

Ziyaliv, arkadaşlık konusunda yanıldığınızı düşünüyorum. Daha önce görev yaptığım firmada en azından 30 şehirde müşterilerle "arkadaş" oldum. Arkadaşlıktan kastım derdini dinledim (ticari sorunları kastediyorum) zor zamanında tahsilat için boğazına yapışmadım bunun karşılığında da kotam dolmadığında bu sefer o "arkadaşlar" aynı şekilde yardım etti. Yani asla müşteri olarak görmedim, elbette firmalar amme hizmeti için kurulmuyorlar ama kısmen ya da tamamen hizmet sektöründe iseniz karşınızdakileri yürüyen banknotlar olarak gördüğünüzde (size öyle görüyorsunuz demiyorum) onlar da zamanı ve yeri gelince size bunu çok güzel hatırlatıyorlar. Ayrıca bir de şu var, kendi fikrim, yalnızca saat sektöründe değil, tüketicinin yeterli bilgiye sahip olmadığı her sektörde satışta görev alan insanlar bence o sektörü yönlendiriyor, satıcı da bilinçsizse doğal olarak sektör garip yönlere kayıyor, ilerleyemiyor ya da kulaktan dolma bilgilerle nereye kadar giderse. Herkesin her şeyi bilmesine olanak olmadığı için, eğitimli satıcının önemi ortaya çıkıyor.

[Ziyaliv]

Arkadaşlıktan kastım şu idi sayın zemberek şimdi müşteri ile çok fazla olunca genelde anadolu pazarı için söylüyorum bunu mağazanın mudavimi olma durumu söz konusu oluyor, artık o kişi gezmeye çıksa bile geliyor mağazada gereksiz gereksiz ürün bakıyor, çalışanı lafa tutuyor, gereksiz konuları açıp derdini anlatıyor, bu işletmeye olumsuz etki yapıyor çünkü müşteri mağazaya girdiğinde mağaza samimi oluşmuş bir sohbet ortamı görünce rahatsız oluyor rahat rahat alışverişini yapamıyor, arkadaşlık derken bu şekilde lakayit davranan kişileri konu edinmiştim. Yoksa tabii arada bir dostluk samimiyet olur ama bilirsiniz bir söz vardır "çokluktan maraz doğar diye" bu yüzden yani. sektörde bilinçlenme tabii lazım mağazacılıkta özellikle ucuz elaman bahanesiyle çok kalifiye olmayan insan çalışıyo bizim sektörde de diğer sektörlerde de mevcut bu durum, tüketici bilinçsizliğinin olduğu yerde tüketici biraz öğrenmeye açık pazarlamacı ise yol göstermekten bilgilendirmeye yönelik olmalı bu durumda piyasa gelişecektir zaten

[Frax]

Bu konuya taze bir anımı ekleyerek devam etmek istiyorum.Bugün sabah Arkeoloji Müzesi'nde çıktıktan sonra Sirkeci'de saatçileri dolaştım.Yanımdaki Tissot Pr50 saatime de çeliz bilezik almak istiyordum.Adını bilmediğim bir Tissot bayisi deri kordonlu saatlere çelik bilezikler uymaz diyerek beni dumura uğrattı ki yanındaki usta olacağını biliyor patronuna söyleyemiyor gibi bir halde idi.Ayağına gelen müşteriyi "cahilliği" ile tepen satıcıya hayırlı işler diyerek çıktım ve ardından "Alışveriş Saati" ne uğradım.İsim veriyorum çünkü bu kadar bilinen bir mağazanın yaptığı da düpedüz saçmalıktı.Görevli çayını yudumlarken bilezikler pahalı olur ne gerek var dedi.Fiyatını söyleyin ben kararımı vereyim dediğimde saçma bir fiyat söyleyerek beni geçiştirmeye çalıştı.Bu sefer hiçbir iyi dilekte bulunmadan oradan ayrıldım.Sonuç: İşini bilen bir saatçiye gittim ve ellerinde olduğu için taktırdım.LPI 60 Frank fiyat vermişti bana satıcı da zaten aynısını uyguladı.Diğer 2 mağaza bence başka bir iş bulsunlar kendilerine.Gözlükçülük tam karakterlerine göre.
Saygılarımla.

[Clk]

Napcan gardes celük bilezügü, var ya mis gibim neyin deri gayus... Parana yazzik ne girek var... Hadi yegenim hadi, eyü günler dilerüm Uydumu Frax

[Modern60]

Sevgili ziyaliv ve efendy, müşterinin arkadaş olmadığı hakkında çok ama gerçekten çok haklılar. Zaten doğru satış yapabilmek için, hiç bir müşteriyle asla ve asla yakın ahbap akraba benzeri ilişkilere girmemek lazımdır. Bu hem müşterinin açısından olumsuz hem de sizin açınızdan. Çünkü bu tip alışveriş ilişkileri, müşterinin tıpkı çocuk gibi bir süre sonra sizi hakimiyet altına almasına sebep olur. Anlayış, dert ortaklığı , kültürel alışverişler bu konu dışındadır. Ama asla müşteri abi, amca , yenge olamaz. Daima Siz ve Efendim dir. Ziyaliv eve efendye bu hassas konudaki doğru aktarımları için teşekkürler.