atamen » 10 Kas 2013, 11:18
'Cephede ne olduğunu bilmiyorduk.Fakat içimizdeki sorunun , kimseden aramaya cesaret edemediğimiz cevabı kendiliğinden yayılıverdi: Başkomutan Mustafa Kemal Paşa bütün karargahı ile beraber esir olmuş...
Keder insanları öldürmez derlerse , bu söze inanınız.Kalp denen şeyin ne dayanıklı bir maddeden yapılmış olduğunu ben , o akşamüstü Büyükada vapurunun güvertesinde öğrendim.
Türkleri Büyükada Yat Kulubü'nden kovmuşlardı.Mustafa Kemal'in esir olması şerefine kulubün bütün şampanyaları patlıyor ve Türkler de dağıtılan kadehleri içmeye zorlanıyordu.
Ölümü bir uyku , rahat bir uyku gibi arayarak sabahı ettik. İlk vapurun en görünmez köşesine sığınarak , iki büklüm köprüye indik. Bütün Türkleri yas içinde bulacağımı sanıyordum. Meğer ne kadar soysuzluğa uğramışız. Acaba sokaktakilerin hepsi , şu veya bu muhipler cemiyeti üyeleri miydi? Bizimkiler utançlarından evlerinde mi kalmışlardı? Bu gülüşler , bu çırpınışlar , bu el sıkışlar neydi?
Meğer bütün karargahı ile başkomutan Mustafa Kemal değil , yunan başkomutanı Trikopis esir olmuş.
Size , kalbin ne kadar dayanıklı bir maddeden yapılmış olduğunu yukarıda söylemeseydim , burada söylerdim. bir çocuk gibi sıçramaya başladım. Habere , havadise , telgrafa koşuyorum. Yunan ordusunu yoketmişiz ve İzmir'e iniyormuşuz.
Ben , ömrümde hiçbir edebiyat eserinde , ordulara ilk hedeflerinin akdeniz olduğunu bildiren günlük emri okurken duyduğum zevki duymadım. Bu , bütün heyecanların üstünde bir heyecan veren , bütün şiirlerin üstünde bir şiirdi. Ne olmuştuk biliyor musunuz?
Kurtulmuştuk.
Atamızı saygıyla anıyoruz.