Ödüllü soru için tanınan süre çoktan doldu. Madem bir yanıt gelmedi biz de cevabı yayınlayalım:
Miriel'i kırmayalım ve F=ma'dan başlayalım. Bildiğiniz gibi enerji kuvvetin bir yol boyunca etkimesidir. Kuvvetin kaynağı da kütle çekimi ya da momentum değişimi olabilir. Momentum değişimiyle ilişkili kuvvetten kaynaklanan enerji kinetik enerjidir.

Kütle çekimiyle ilişkili kuvvetten kaynaklanan enerji ise potansiyel enerjidir.

İzotropik ve homojen kabul ettiğimiz evrende bir küresel uzay ele alalım. Bu küresel uzay içinde homojen ve izotropik dağılmış galaksiler olsun. Yüzeyde V hızıyla hareket etmekte olan rijit bir objenin (örneğimizde galaksinin) kinetik ve potansiyel enerjilerinin toplamı sabittir ve zaman içinde değişmez (enerjinin korunumu prensibi..) Değişmeyen bu sabite biz -k diyelim.

Yukarıdaki denklemde eşitliğin her iki tarafını 2 ile çarpar ve kütleye bölersek aşağıdaki denklemi elde ederiz.

Burada eşitliğin sağ tarafı yine -k olarak kalmıştır, çünkü bir sabitin başka bir sabit ile çarpımı yine bir sabittir ve oluşan bu yeni sabit tekrar aynı sembolle gösterilebilir..
Diğer taraftan Hubble Yasası'ndan biliyoruz ki evrendeki bir objenin hızı mesafesiyle doğru orantılıdır. Buradaki orantı sabiti Hubble parametresi adını alır ve ölçek faktörünün (a) zamana göre değişiminin kendisiyle oranıdır. Aşağıdaki eşitlikte yer alan x ağlara bölünmüş uzayda iki nokta arasındaki grid sayısıdır (sayısal bir değerdir..) S ise mesafe olup D ile de gösterilir.

Yukarıdaki D ve V'yi II nolu denklemde yerine yazarsak ve yoğunluğu dahil edersek

denklem aşağıdaki hali alır

burada eşitliğin sol tarafı x'in karesi ile orantılı olduğundan sağ taraf da aynı şekilde x^2 ile orantılı olmak durumundadır. O halde eşitliğin her iki tarafından x^2 terimlerini kaldırabiliriz ve denklemi aşağıdaki forma sokarız

Bu denklemde k'nın yanına c^2 (c: ışık hızı) koyarsak k sabitimiz birimsiz bir sayısal değere dönüşür.

Bu denkleme
Friedman Denklemi denir. Friedman denklemi eksikleri olsa da kozmolojinin temel denklemi kabul edilir. Bu denklemdeki k sabitine ise
eğrilik faktörü (curvature factor) denir. K sabitinin pozitif, negatif ya da sıfır olması uzayın farklı eğriliğe (forma) sahip olması anlamına gelir.
K>0 ise kapalı form küresel uzay, K<0 ise açık form hiperboloit uzay, K=0 ise açık form düz uzay (bildiğimiz Euclid uzayı) söz konusudur.

Uzayın hangi formda olduğunu bilmemekle beraber, Euclid uzayında olduğumuzu düşünüyoruz. Bu konudaki ölçümler (high precision cosmology) gelişirse ileride belki bizi şaşırtacak bir sonuçla da karşılaşabiliriz. K>0 ise (uzay kapalı küresel formda ise) bu şu anlama gelir:
Tıpkı bir kürenin yüzeyinde (örneğin dünyamızda) sürekli aynı yöne ilerlediğimizde nasıl bir süre sonra başladığımız noktaya geri dönüyorsak küresel uzayda da aynı şey söz konusu olur. Bu sefer bir yüzey üzerinde değil de 3 boyutlu uzayda ilerlemiş oluruz, tek fark budur. Ben eğrilik faktörünün sıfırdan büyük olmasını daha heyecanlı buluyorum (umarım bir gün böyle olduğu ortaya çıkar..)
Friedman Denklemini elde ettiğimize göre bu denklemde yer alan, zamana göre değişen bağımlı değişkeni (ölçek faktörünü) düz uzay (k=0) kabulüyle elde etmeye çalışalım. Ölçek faktörü bize uzayın zamana göre nasıl genişlediğini (ya da daraldığını) gösteren ve Hubble Parametresinde yer alan önemli bir değişkendir. Friedman denklemi doğrusal olmayan bir diferansiyel denklemdir ve analitik çözümü çok kolay değildir. Bu tür denklemlerin çözümünde sıkça başvurulan bir yöntem tahmini bir değer ile çözümü sorgulamaktır. Ölçek faktörü zamana bağlı bir fonksiyondur ve polinom formunda olabileceği gibi üstel ya da logaritmik vb. formda da olabilir. Friedman denkleminde eşitliğin sağ tarafı sıfırdan farklı bir değer olduğundan eşitliğin sol tarafı asla bir büküm noktasına sahip olmamalıdır (a değişkeni zamanla sürekli artan ya da sürekli azalan bir değişken olmalıdır). Uzay sürekli daralamayacağına göre sürekli genişlemelidir, buradan bu sonuç çıkıyor. O halde a zamanla artan pozitif bir değerdir. a=c.t^p diyelim.

Sonucu III nolu denklemde (k=0) yerine yazarsak çözümü aşağıdaki şekilde elde etmiş oluruz.


a için elde ettiğimiz yukarıdaki VI numaralı denklem bize uzayın zamana göre ne şekilde genişlediğini gösteriyor.
Rahmetli bu denklemi (III nolu denklem) Einstein'ın genel görelilik kuramından türetmiştir, ancak bu denklem Newton mekaniğinden de türetilebiliyor. Buradaki çözümlemedeki enerji yoğunluğu olarak kütle esas alınmıştır (mass dominated universe kabulü yapılmıştır). Ancak uzay ilk zamanlarda çok daha dardı ve fotonların dalga boyları küçük dolayısıyla frekansları ve enerji düzeyleri yüksekti. Uzayın bu ilk zamanları için enerji yoğunluğu olarak fotonları esas alan (radiation dominated universe) bir çözümleme de yapılabilir. Bu çözümleme yapılırsa uzayın ilk zamanlar t'nin 2/3 değil de 1/2 kuvveti oranında genişlediği ortaya çıkıyor. Bu çözümlemeyi dahil etmedim, gerek de yok, olan olmuş bir kere.. Şimdi kütle esaslı çözüm yapmalı, biz de onu yaptık zaten..
"Evrende en büyük ziyan, sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir." - A. Einstein