Tüm forum üyelerine tekrar merhabalar,
Daha önce "Sanırım Başka Söze Hacet Yok "Edward Prior" başlığı altında
watchhunt06 nikli üyemizin ,
"Priorların sahte si ancak dış bağa ve iç kapakları bir de metal tipi kadranları sonradan makineye eklenerek yapılabilir makinesinin asla taklidi olamaz sadece bir istisna hariç .."
mesajına cevaben yazdığım:
"Sanırım siz tıpkı yapımdan ya da parça yapımından bahsetmişsiniz. Bu işi Almanya'da ve Fransa'da halen daha yapan ustalar mevcut.
Ama bizim bahsettiğimiz konu biraz daha farklı..ve tamamen sahtekârlık. Fırsatçı" diye bahsettiğim insan nüsvetteleri bu makinaları bir şekilde elde edip ya platinini taşlayıp ya da marka baskısı olmayanlara hassas tornada isim yazıp birde kadran uydurduktan sonra piyasaya gerçek prior diye sürebiliyor. Veyahut Avrupa pazarı için yapılmış bir prior makinayı kadranını ve balans yayı gergi göstergesini değiştirerek orjinal Osmanlı prioruymuş gibi satmaya çalışıyorlar.
Ve maalesef bu konuda yeterli bilgi sahibi olmayan ama saat merakı olan insanlarımızı dolandırıyorlar. Hem de hatırı sayılır paralara..."
şeklindeki mesajımla, Osmanlı cep saatlerine merakı olan insanlarımızı uyarmak adına bazı bilgiler vermiştim.
http://forum.saatforumu.com/viewtopic.php?f=45&t=10403#axzz2AqMxVhhL
(açıklamamın tam metnine burdan ulaşılabilir)
Aradan çokta uzun bir süre geçmemesine rağmen aynı senaryo söylediklerimizi tescil ve ıspat edercesine yine aynı açık artırma sitesinde yeniden sahneye konuluyor. Buna ister tesadüf, isterse yanlışa düşmek üzere olan ve bu konuda yeterince bilgiye sahip olmayan saat meraklısı bir insanımızın yanlış yapmasını engellemek için ilahi adaletin tecellisi, deyin. Tercih sizin.
Şimdi gelelim kimseye ve kazandığı paraya garezimiz olmadığını ve havanda su dövmediğimizi ıspatlamaya.
İnsanlarımızın dolandırılmasına katlanamıyorum! Benim tek sıkıntım bu...
1- Orijinal olmadığını düşündüğüm Osmanlı Benjamin Barber London.
Bu saat üzerinde yapılan işlem.
İşe üç kasa pillars tipi bir verge saat edinilmekle başlanmış. Elde bulunan bulunan orjinal Benjamin Barber kadran dairesel olarak traşlanmış ve makinanın üzerine monte edilmiş. İlk fotoğrafa dikkatli bakarsanız traşlama esnasında rakamların üst bölümlerininde gittiği görülüyor. Akrep ve yelkovan çok çok kötü, hatta imitasyon bile denilemeyecek kadar kötü bir döküm örneği.
Ayrıca makinanın arka platinindeki marka polisajla silinmiş ve Benjamin Barber London ibaresi yazılmaya çalışılmış. Orjinal Benjamin Barber yazı karekteri ikinci fotoğrafta. Üçüncü resimdeki marka baskısına dikkat ederseniz hem yazı karakterinin orjinalinden çok farklı hemde kazınarak yazılmaya çalışıldığı ayan beyan ortada. Ayrıca bu kazımadaki derinlik her bölümde aynı değil. Markayı sığdırabilmek içinde ön isim Benj..n olarak kısaltılmış. Bu durum genelde Fransızlara özgü bir yazım şeklidir
İngiliz tipi verge saatlerde çok az rastlanan bir durumdur. George Prior bile küçük makinalarında ismi Geo diye nokta koymadan kısaltmıştır. İsim kısaltıldığı için nokta konulsa bile altına çizgi çekmek daha öncede belirttiğim gibi Fransızlara özgüdür. İlginç bir sentez olmuş. Bu işi beceren arkadaş isim ve şehir markası arasındaki paralelliği de gözden kaçırarak London yazısını sağa doğru yukarı kaydırmış. Aslında haksızlık etmeyelim. J harfinin bacağıyla L harfinin başını birbirine dokundurmamak için böyle bir hüner sergilemiş. Müthiş bir işçilik... Ayrıca satış ilanına makinanın arka bölümünün tamamen göründüğü, mekanizmanın yandan göründüğü birer fotoğraf eklemekten kaçınılmış. Acaba başka neler saklanılmaya çalışılmış.
(Daha önceki bu kunuyla ilgili olan bilgilendirme yazımda benzer bir duruma şahit olduğumu yazmıştım. Orada sahte saatin markası Le Roy'du, burada Benjamin Barber oldu
)Gelelim meselenin özüne:
Peki bu kadar emek/yapılan işlem karşılıksız mı kalacak?
-Tabi ki hayır.
*Başlangıç fiyatı : 2400 TL *Hemen al fiyatı : 8000 TL.
Bu saat dönüştürülmeye çalışılmasaydı (yani avrupa pazarı için yapılmış bir üç kasa verge saat olarak kalsaydı) tahmini eder fiyatı orjinal markasını bilmediğim için bunu söylüyorum; yine en az 1500 lira. Çünkü bağa kaplama ve diğer kasalar çok temiz durumda.
Kadran Fotoğrafı:
Orjinal Benjamin Barber London marka baskısı ve arka görünüm:
Sahte Benjamin Barber Marka baskısı:
2- Orijinal olmadığını düşündüğüm Osmanlı George Prior Fayton
Saati.Bu saat üzerinde yapılan işlem:
Fransız ya da İsviçre yapımı verge tipi (çünkü iki ekol birbirine çok benzer) dediğimiz bir cep saati edinilmiş. Bu tip verge makinaların 1800lerden önce yapılmış olanlarının platinleri arasındaki sütunlar büyük çoğunlukla genelde yuvarlak ve boru şeklindedir ve bazılarında marka baskısı olmaz. Sadece kadran altında yada platinlerin iç tarafında "P" "L" "J"gibi harflerden birinin baskısı olur. Çalarlı mekanizmaya sahip olan modellerin bir bölümü hariç yüzde doksanı kadrandan kurmalıdır. Yani saatin kurması ve ayarlaması sadece ön yüzden yapılır. 1780-1840lı yıllar arasında üretilmişlerdir.
Daha sonra elde bulunan ya da edinilen bir George Prior kadranın ön yüzünde kurma başlığı için bir delik açılmış ve dünyadaki bu tip ilk kadrandan kurmalı George Prior imal edilmiş. Ardından arka yüze Benjamin Barber London olduğu yutturulmaya çalışılan saatle aynı karakterde bir yazı stili ile George Prior London yazılmış. (İki sahte makinadaki London yazılarını ve kullanılan font karakterini karşılaştırırsanız dediğimi daha iyi anlarsınız)
Osmanlı balans yayı gergi ayar kadranı da güzelce uydurulmuş. Hemde cillop gibi
Üzerindeki plastiği 200 sene hiç açmamışlar galiba. (Hani şimdilerde şu cep telefonlarının ekranlarını korumak için oluyor ya ) Gösterge üzerindeki eli kısaltmayı da unutmuşlar, çünkü dışarı taşıyor. Gerçi bu kadar kusur kadı kızında da olur.Yetmemiş bir de FAYTON saati diye isim icat edilmiş. Umarım dizi filmdeki Seyyar Tayyarın icatları gibi bu isimde bundan sonra Priorlar için patlayıp gitmez
Fayton tipi piriorların bir diğer özelliği de akrep ile yelkovanlarının kısa ve kadrana göre güdük kalışı sanırım. Ben de yeni öğrendim.Mekanizmanın ve çarkların yandan çekilmiş fotoğrafı yine eklenmemiş. Yoksa bu kadranın bu saate ait olmadığını gizlemek için mi bundan kaçınılmış... Fotoğrafa bakıp kadran bacaklarını ve onları tutan pimleri göremediğimize göre benim aklıma bu da geliyor.
Peşinden bu işten biraz anlayanlar ve bir iki tane George Prior saate sahip olmuş meraklıların aklındaki soruları gidermek için bir de açıklama eklenmiş.
Komediye bakarmısınız lütfen:
"Bildiğiniz George Prior saatlerin aksine Fransa'daki aristokrat kesime özel Osmanlıya özel üretim erken dönem fayton saatidir....C1790'lar..."
Tam bomba ya
. O zamanlar Fransa'daki aristokrat kesim arasında Alaturka kadranlı saat kullanmak modaydı galiba yoksa Faytonlamı ilişkilendirmeye çalışmış, bu açıklamaya ben bile Fransız kaldım İşin aslı insanları ikna etmeyi amaçlayan açıklamadaki bu tezat, gayri ihtiyari olarak cehalet ve bilgisizliğin itirafı olmuş. Hem Osmanlı'ya özel hem de Fransız aristokratlarına özel, vay be... (Ama şöyle bir durum yaşanmış olabilir, o yıllarda George Prior yaz tatilini geçirmek üzere Fransız aristokratı bir arkadaşının daveti üzerine soğuk ve yağışlı İngiltere'den FAYTON ile Fransa'ya gitmiştir. İşkolik olan George bu tatil esnasında bile, eve iş getirme diyen karısının sözünü dinlememiş
eline geçirdiği bir Fransız cep saatini şipşak Prior cep saatine çevirerek, tatilde tanıştığı bir Osmanlı aristokratına hoş görünmek adına Alaturka kadran takıp ona hediye etmiştir. Bu çok nadir saatte kuşaktan kuşağa aktarıla aktarıla en sonunda bahse konu sitedeki düşkünün eline geçmiş ve bizlerin beğenisine sunulmuştur. Tabi ki bunlar tamamen sanrı ) Bu kadar Emeğin karşılığında umulan rakam herhalde 1300-1400 Tl den aşağı olmaz. Şu anki fiyat : 380 TL. Bakalım açık artırma sonunda benim kehanetim tutacak mı
Umutmadan fotoğraflara İyi bakın,
çünkü Bu saat dünya verge cep saati literatüründeki ilk ve tek önden kurmalı Fransız Verge makinaya sahip George Prior cep saati
Ne kadar övünsek azdır. Yine bir ilki başardık
İşte fotoğraflar:
Arka yüz. Benjamin Barber London'daki London yazısıyla bu fotoğraftaki London yazısını karşılaştırın lütfen. Ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız.
3- Orijinal olmadığını düşündüğüm Osmanlı Joseph Pantier Paris
Bu saat üzerinde yapılan işlem:
Daha önce size bahsettiğim marka baskısı olmayan Fransız verge tipi bir cep saati edinilmiş, hernedense (sanırım fazla para etmeyeceği düşünüldü ya da yazı için platin üzerinde yeterli alan bulunamadı
) yazı yazma ve balans yayı gergi göstergesi değiştirme zahmetine girilmeden eldeki kadran bu saate bir şekilde monte edilmiş ve oldu size Osmanlı cep saati.Düşünebiliyor musunuz, siz Osmanlı pazarı yani koca coğrafya için saat üretmişsiniz , buna uygun alaturka kadran bastırmışsınız ama küçücük balas yayı gergi göstergesini Alaturka yaptırmaktan imtina edip orjinal olarak bırakmışsınız, üzerinde Retard-Avans yazılarının baş harfleri R ve A yazılı olarak. Bu hitap ettiğiniz pazar için çok iyi bir satış taktiği olsa gerek. Sanırım 1800 lerde Fransızların aklı bunu düşünecek kadar çalışmıyordu.
Hakkını yemeyelim, satıcı bu kez makinanın hafifçe yan fotoğrafını eklemiş ama bizim için iyi, kendisi için kötü olmuş. Nedenine gelince dikkatli baktığınızda iç platin üzerinde bulunan iki adet kadran bacağı deliğinin boş olduğu göreceksiniz. Bu tip saatlerin kadranları çalarlı olanlar hariç 3 bacaklı olur. Eğer kadran bu saate ait ve orjinal olsaydı o iki delikten iki bacağın uçlarının dışarı çıkmış şekilde pirinç pimlerle platine tutturulmuş olduğu görecektik. Hadi diyelim bacaklardan biri bir şekilde kopmuş hiç değilse bir bacak yuvasının dolu olması gerekmez miydi?
- Gerekirdi. Çünkü kadranı makinaya sağlıklı bir şekilde oynamadan sabitlemek için en az iki bacağın sağlam olması gerekir.
Bu saatin Osmanlı için üretildiğinin en büyük işareti kadran ise (ki başka bir emare yok) kadranın bu saate ait olmadığını zaten fotoğraf itiraf ediyor, demek ki bu saatte orijinal değil.
Şu an ulaştığı fiyat : 275 TL.
Yaklaşık 4 saattir kimseye haksızlık ve iftira etmeden doğruları paylaşma adına sadece gördüklerimle bildiklerimi kıyaslayarak bu yazıyı hazırlamaya çalışıyorum.
Daha öncede yazdığım gibi " benim kimseye ve kazandığı paraya garezim yok.
Sadece insanlarımızın dolandırılmasına katlanamıyorum! Benim tek sıkıntım bu...
Umarım faydalı olabilmişimdir. Farketmeden sürçi-lisan ettiysem affola...[/b]
