Burada yapılması gereken değer tespiti yapabilen bir sistemin olmasıdır.
Herhangi bir saatçiye gidip bu saat ne kadar eder dediğinizde, biz bilemeyiz cevabını çok almışımdır. Bir otomobil gibi yoğunluğu olan ve nispeten daha yakın değerlendirme yapılan bir piyasa söz konusu olmadığı için iş bu tür pazarlıklara kalıyor. sürekli aldatılıyorum hissi içersindeki insanlar da böyle yöntemler geliştiriyorlar.
Doğal olarak pazarlık sünnettir anlayışıyla yola çıkan necip milletimiz de kendisine göre yöntemler geliştiriyor. Aslında olay çirkin gibi görülse de bu tür pazarlıklar Hindistan, Çin ve açık pazar haline gelmiş ülkelerde yaygındır. Örneğin Gibraltar. Burada da bu işleri yapanlarlar Hint liler ya da uzak doğulular. Ciddi bir ticari hacimleride var.
Buralarda usul ilk fiyatın en az yarısını vererek pazarlık marjı oluşturmaktır. Tabii bu işin içine biraz alışkanlık, biraz doğuştan gelen yetenekler, çokça da yüzsüzlük giriyor. Ama sonuçları genelde inanılır gibi değil. Satanlar ve alanlar çoğunlukta olduğuna göre sonucuda en azından satan zarar etmiyor. Doğal olarak kandırılmakta mümkün.
Örneğin New York da 42. cadde de 10 dükkana girseniz 10 farklı fiyat alırdınız. Bu durum şimdi değiştimi bilemem ama pazarlık yapmak mecburdu. Ayrıca pazarlık da bir sanat. Biz beceremiyoruz o ayrı mesele...
Lux markalar bu işin önünü prestij satarak ve yukarıdan alarak kesmeye çalışıyorlar. Ama en çok ve vurucu pazarlık yapanları da hali vakti yerinde olanlar teşkil ediyor. Bu da işin başka bir yönü....

"I fear the day when the technology overlaps with our humanity. The world will only have a generation of idiots." Albert Einstein