Saat Üretiminde Teknoloji Lideri Kim?

[oulkan]

Selam dostlar, foruma yeni üye oldum. Emekleme dönemindeyim. 50 üzerinde saatim var. Amatörüm. Ancak aldığım saatleri seçerken dikkat ettiğim bir iki kriter var. İlki, saat beni görsel olarak tatmin etmeli. ikincisi, saatin sahip olduğu teknoloji ve üçüncü sugeçirmezliği. İşim gereği elim neredeyse tüm gün su altında. Saat bu üç kriterde beni tatmin ediyorsa fiyatı ve markası çok da ilgilendirmiyor.

Ancak hep kendime şu soruyu soruyorum. Aynı özelliklere sahipse ve bu benim içim meraksa niye bir saate 5 binler 10 binler ödeyeyim ki? işte bu yüzden 50 üzerinde ve sadece 3-5 kez takılmış saatlerim var. Teknoloji konusuna gelince ben Seiko'nun tüm dünya devlerinden en az 50 yıl ilerde olduğunu düşünüyorum. Acaba yanılıyor muyum? Ya da çok mu amatörüm? Bu arada sahip olduğum saatlerin büyük bölümü Seiko. Ama henüz Ananta'm yok

[bizantolog]

Teknoloji konusu çok tartışmalı da olsa, senin benim gibi normal bir kullanıcıya en uygun teknolojiye sahip saatleri kesinlikle Seiko üretiyor.

Ama Richard Mille'den tutun da Romain Jerome'a kadar, Greubel Forsey'den BNB Concept'e kadar "en üstün teknoloji" bayrağı elden ele dolaşıyor.

[Clk]

Ben olaya biraz daha farkli bakiyorum ve su soruyu soruyorum: Teknoloji nedir?

Teknolojiyi sadece mekanik anlamda kullaniyorsak, saat mekanizmalarinda ki gelismelerden bahsediyorsak Seiko bencede bir numaradir. 50 sene öndedir degildir tartisilir ama teknolijik anlamda saat sektörünün öncüsü rolünü üstlenmistir. Ancak, teknoloji kavramini, günümüz yeniliklerini hayatin her anlamina adapte etmek olarak kullanirsak biraz farkli noktalara cikiyoruz.

Mesela Romain Jerome Titanic DNA saatleri teknolojiyi sadece saat üretiminde degil, bu saatin ham maddesini denizin altindan cikartarak ya da aydan getirilmis numuneleri moon serisinde kullanarak yaraticilik ile birlestirerek kullaniyor.

Rolex Deep Sea modelini 3900 metre de test ederek, 43 mm lik bir saatten neler cikartilabilecegini göstererek teknolijiyi kullaniyor.

JLC tourbillon modellerinde 3 aks sistemine gecerek, Piaget tourbillon kafesini 0,2 gr ile üreterek teknolojilerini sergiliyorlar.

Bu noktada ki tek ve kesin fark; uzak dogunun teknolojiyi salt ele alarak; duygulardan ve arzulardan uzak sadece high tech ürünler üretmesi iken, batinin olaya biraz daha romantik bakarak saatlere ruh katmasidir.

Ben eminim ki, bir Omega ile bir Seiko'yu yan yana koyun ve 50 sene calistirin, ikisinde de üretim olarak kalite üc asagi bes yukari aynidir. Ancak, herkes Mercedes/BMW/Audi/Bentley/Aston Martin/Ferrari/Lamborghini sahibi olmayi hayal eder, Toyota ya da Honda degil. Bu fark ise duygulardan, hislerden ve arzulardan gelir...

Sonuc: Seiko fiyat/performans klasmaninin 100% birincisidir. Ancak, gelenek ve kültür ülkesi olan Japonya kökenli Seiko'nun en üst düzey saati Ananta bile kültürel cizgilerden uzak ve ruhsuz dizayn edilmistir. (hepsi sahsi görüsüm)

[bizantolog]

Bu bahsin açılması iyi oldu.

Bence Seiko ve diğer uzakdoğu kökenli saat üreticileri estetik ve ruh olarak çok kötü saatler üretiyor. Seiko'nun sadece 5 serisini çok beğeniyorum, diğer üreticilerin saatlerinden söz bile etmem gereksiz, karmaşık ruh hallerinin ve olduğundan farklı, olduğundan başka görünmenin türlü türlü tezahürleri olan saatler üretiyorlar.

Geleneklere bağlılık konusunda aklımıza hep doğu kültürü gelir, oysa durum tam tersidir, geleneklerine daha çok bağlı olan batı'dır! En eski şirketler sıralamasında bunu daha açık görebiliriz. İngiltere'de 500 yıllık şirketler vardır! Doğuda yoktur. Batıda bir eve gidin 20 yıl sonra aynı evi ve o insanları aynı şekilde (tabii biraz yaşlanmış olarak) evdeki eşyaların çoğunu da aynı yerde görürsünüz, doğuda aradan biraz zaman geçsin ne insanları ne evi bulabilirsiniz! Hatta uzun yıllar değil bir iki yıl geçsin aynı telefon numarasından bile arkadaşınıza ulaşamazsınız, değiştirmiştir.

İkinci konu estetik zevk meselesi. Bilindiği gibi karmaşık ve çok fazla gereksiz ayrıntı barındıran kadran tipine sahip saatler ve büyük kasalar son yıllarda moda oldu. Bunun öncülüğünü de doğu yapıyor (talep ediyor). Estetik beğeni de bu yönde gelişiyor, öğretiliyor. Uzakdoğunun zenginleri beğenelim beğenmeyelim saat piyasasına yön veriyorlar ve onların kültür kodları bu tarz saatleri istiyor.

Sahte saatler neden arttı? 70'li yıllarda sahte saat yok denecek kadar azdı. 80'li yıllarda biraz arttı, 90'larda haddini aştı ama en büyük patlamayı 2000'lerde gösterdi. En büyük neden gelişen ekonomilerde gizli. Doğunun yıldızı parlarken batı'nın yıldızı matlaştı.

Çok fazla takıp takıştırmak batıda bir zevksizlik göstergesidir aslında, ancak doğuda tam tersi bir etki yaratır. Bakıyorum da en eski İsviçre saatleri de giderek kokoş bir beğeninin (hep doğudan geliyor) esiri olmuş durumda. Oysa 50 sene önceyi bırakın 20 sene önce bile böyle değildi.

Gelelim Seiko'ya. Seiko benim için önemli, daha doğrusu Seiko 5 serisini üreten zeka ve mantık benim için çok önemli.Fakat diğer modellerine bakıyorum da hepsi çok zevksiz. Bu zevksizlik yazık ki Seiko 5 serisine de sıçradı, son yıllarda bu seriyi neredeyse tanınmayacak bir hale getirdi.

Seiko yükselmek için çok uğraşıyor ve yanlış yapıyor çünkü zaten yüksekteydi, fakat yeni üretim-tasarım ve satış stratejisi onu bulunduğu konumdan aşağılara çekiyor. Zenith ise aynı modeli denedi ve kısa sürede başarısız oldu, Seiko henüz başarısız olmadı ama yükselmedi de. Çok pahalı ve Seiko adına hiç yakışmayacak karmaşık saatler üretti (Credor). Zaten kendi adını bu saatin üzerine yazamadı ama utandığından değil satamayacağı korkusundan.

Zevksizlik yükselen değer olduğu sürece batı huzursuz olacak ve kötü saatler üretecek. Ancak doğunun bundan bir kazancı olmayacak. Çünkü gelenekler ve kaliteli zevk algısı gelip geçici modalardan daha kalıcıdır, özellikle zeka ile donatılmış ise.

(http://mekaniksaat.blogspot.com/2010/01 ... e-bat.html)

[alltomatic]

seiko 5 dışında uygun seiko yok gibi(otomatik olarak).ayrıca türkiye de indirim diye birşey de yok onu da anladım.bu fiyatlara bu seiko anantaları almak zor(benim için).seiko spring drive ve digerleri ortada yok zaten.seiko 5 superior(7S55)inhouse.7750 eta desek ya da digerleri 3-4 grade var.evet saat işi kesinlikle parayla ilgili ya da uygun zaman dogru yer ve bilerek alınca dogru saat yakalanabilir.aldıgım hamilton ön tarafta swiss made yazmıyor ama sitede saate baktıgımda swıss made yazıyor ne oluyor diyorsun bakıyorsun garantili saat firmasının kaşesi var saatte.olsun ses geliyor ya ....

[Clk]

Alltomatic, yazdiklarinin her biri dogru maalesef ki. Ancak, bir de olaya su acidan bakmani tavsiye ederim.

Bond, Montblanc ile ilgili bir video yükledi, o videoda gercek el yapimi saatlerin hangi asamalardan gectigi ve nasil tamamlandigi ile ilgili cok genel bir bilgi alabilirsin. Bu kadar detayli ve hassas parcalarin seri üretim bile olsa islenmesi son derece zor ve masrafli. Özellikle Almanya ve Isvicre isci haklari ve vergiler bakimindan cok zor ülkeler. Bunlara ek olarak calisanlara ödenen ücretler cok yüksek ( vergiler, sigorta v.s.) Dolayisi ile aldiginiz ürüne sadece saat olarak bakmak yerine bu ürünün nereden geldigi ile ilgilenmek ve orijinde ki sartlari degerlendirmek belkide bu fiyatlari anlamak acisina sizlere yardimci olacaktir.

Örnek vermek gerekirse metal ve bicak (endüstriyel yada mutfak bicaklari) dünyanin en gelismis ülkesi Almanyadir. Bu tip ürünler alan herkes made in germany gördüklerinde diger alternatif ürünlere oran ile daha fazla ödemeye hazirdirlar. Bunun nedeni sadece ham madde kalitesi degil, iscilik, güvenirlik ve know how dir.

Isvicre ve Alman saatleri de bu yüzden tüm diger ülke saatlerinden ayrilmaktadir. Ortaya konulan sanat ve buna bagli iscilik kalitesi inanilmaz derecede yüksektir. Ruslar makine üretiyor, Japonlar makine üretiyor v.s. ama hicbiri 28.800 salinimli günümüz icin standart bir makine ve celik bir saat icin 4.000-5.000 euro fiyat soramiyor. Neden?

Düsünün, Spring drive teknoloji ve yaraticilik olarak gercekten de zamanin ilerisinde olmasina karsilik fiyat olarak IWC Mark serisi, Rolex Perpetual yada Omega Speedmaster (bu saatler neredeyse markalarinin en düsük fiyatli modelleri) ile ayni fiyatlara satilmakta. Sunu unutmamak lazim ki, mekanizma hersey degildir. Bir saat dizayni, kadrani, kasasi, mekanizmasi, kayisi, markasi, konforu, agirligi ile bir bütündür. Tüm bunlara gelenek ve yüzlerce yildir süregelmekte olan üretim metodlari eklendiginde saatin degeri artmaktadir. Bu yüzdendir ki Rolex, JLC, IWC, Cartier dünya prestijli dünya markalari iken Seiko halen bu pazarda yer edinmeye calismaktadir.

Eger makine hersey olsa idi, bugün herkesin ananta pesinde kosmasi gerekiyordu....

Hic kendi kendinize sordunuz mu? Seiko 5, Seiko icin bir avantaj midir yoksa dezavantaj midir diye? En mantikli Seiko olarak Seiko 5 tavsiye ediliyor ise, Seiko prestiji olmayan ve Seiko 5 disinda hangi model olursa olsun hakkini vermeyen bir saat demektir.

Örnek verelim, hic Mercedes soran birisine A serisi al dendigini duydunuz mu? Herkes paran varsa en asagi E serisi al der, ama kimse A serisi önermez. Iste buda Seiko 5 ile Ananta arasinda ki farktir.

Tabii ki tamami sahsi görüsüm ve yoruma aciktir.

[bizantolog]

Estetik de nihai kararları ve algıyı etkileyen bir unsur.

Örnek verirsek: Ananta'ların kronograf butonları mesela, şırınga kafalarına benziyor ki çok çirkin, nasıl böyle bir şey yapmışlar inanmakta güçlük çekiyorum. Saatin tacı (tepesi, kurma kolu adı neyse) da aynı ölçüde çirkin. Kadran son derece karışık ve bütünlük duygusu vermiyor/veremiyor, neresinden baksanız olmuyor, son derece kafa karıştırıcı, zihin bulandırıcı bir kadrana sahip. Jacques Etoile saatlerine baksınlar da biraz ders alsınlar derim onlara, estetik için en emin, en güvenilir yol klasik tarzda yatmaktadır, buna bir de teknik ve yapısal kaliteyi getirdiniz mi o saatin tutmaması için bir neden yok. Seiko 5 serisi ise çok güzel modeller içermesine rağmen, estetik olarak bence üstün olmalarına rağmen tek sorunları yapısal mimarilerinin biraz eski olması ve malzeme kalitesinin görece düşüklüğü (fiyatına göre son derece iyi bir kalitesi var). Ben isterdim ki şöyle mağrur ve onurlu bir fleiger yapsalardı, en iyi kaliteden malzemeler kullanılsaydı bu saatte, şöyle bir Steinhart, Sinn veya Oris havasını yakalasalardı. Lüks kategoride ise Japon kültüründen öğeler ekleseler saatlerine mokumagane tekniği gibi teknikler kullansalar Japonlar elektronik sektöründeki üstünlüklerini bu alana da taşıyabilirlerdi, olmadı.

Günümüzde bir yıl içinde üretilen bütün saatler içinde sayısal olarak en fazla üretimin uzakdoğuda yapılması ama sayısal üretiminin azlığına rağmen elde edilen gelirin çoğunu ise İsviçre'nin alması çok manidardır.

[Zemberek]

Herkese iyi geceler dilerim.

Ben olaya biraz daha farkli bakiyorum ve su soruyu soruyorum: Teknoloji nedir?...

Sayın Clk, iletinizin, sayfayı doldurmamak adına bu kadar kısmını alıntıladım lütfen yanlış anlamayın. Çok güzel açıklamışsınız, tamamen katılıyorum. Sanki benim düşündüklerimi ifade etmişsiniz.

Sayın Bizantolog, yaşınız benden büyük ve saat konusundaki bilgileriniz benimkinin yanında engin, saygısızlık ettiğimi düşünmeyin lütfen yazı ile iletişim kurduğumuz için yanlış anlamanızı istemem. Bunları yazmamın sebebi ise bir konuda yanıldığınızı düşünüyorum o da Japonya. Doğuya genel olarak bakarsanız durum nedir bilemiyorum ama Japonya bu konuda bence farklı bir konumda, örneğin dünyanın en eski şirketi yakın zamanda, 2006 yılı, en iyi yaptığı işi bırakmak gibi yanlış bir politika izleyerek batan inşaat firması "Kongō Gumi" idi. Yanlışım yoksa eğer 1450 yıllık bir şirketti ve kapandıktan sonra bu ünvanını yine bir Japon firmasına, "Keiungan"'a bıraktı aynı şekilde bu şirketlerden sonra yine ilk 5 ya da 6'da yine Japon firmaları yer alıyor. Rüküşlük ya da zevksizlik konusunda yine Japonya'nın diğer uzakdoğu ülkelerinden ayrıldığını düşünüyorum mimaride olsun ya da kaligrafide muhteşem eserleri mevcut ha şu da var kabuki izleyeceklere de Allah'tan sabır dilerim . Bu durumun sizinde belirttiğiniz gibi ekonomik olarak yeni yeni kalkınan diğer ülkelerde olduğunu örneğin Çin, Kore, Malezya vb. düşünüyorum. Estetik konusunda ise bence estetikte göreceli. Clk'nın dediğini buraya uyarlarsak "Estetik nedir?" Ben Urwerk'i beğenirken bir başkası Ananta'yı beğenir ya da tam tersi (bu konuda hemfikiriz sizinle ben de hiç beğenmiyorum Ananta'yı ) Avrupa'nın ya da batının bu konuya yaklaşımının uzakdoğu ile alâkası yok haklısınız, mesela "Tokyo Flash Pimp", öleceğimi bilsem o saatlerden birisini takmayacağım, pilli saatlerin sizde zaten sivilce yaptığını biliyorum .

Ayrıca sizin yüzünüzden o günden beri Seiko 5 arayıp duruyorum o modeli gösterdiniz takıldı aklıma .

İyi geceler, saygılar.