Seiko 5 Gmt İnceleme
Yağmurlu bir salı gecesinden herkese merhaba. Epeydir aktif olamadığım ancak uzun süredir takip ettiğim forumda uyku tutmaması üzerine naçizane bir inceleme yazısı yazmak istedim.
Umarım okurken sıkılmayacağınız, faydalı bir içerik olur.
Öncelikle saatin teknik detaylarına hızlıca değinip kişisel görüşlerime geçeceğim. Zira saatin teknik detaylarına herkes dilediği gibi, dilediği yerden anında ulaşabiliyor. Bu nedenle yazımın bilhassa ''kullanıcı incelemesi'' niteliğinde olmasını arzu ediyorum.
Teknik Detaylar
Çap:42.3mm (Seiko'nun resmi verisi 42.5mm)
Kalınlık:13.7mm (Resmi veri 13.6mm)
Bilezik Genişliği:21.8mm (resmi veri 22mm) Bacaktan Bacağa Uzunluk:45.6mm (Resmi veri 46.5mm)
Resmi veriler ile ölçümlerim arasındaki farklar sanırım resmi verilerin yuvarlak yazılmasından kaynaklanıyor. Örneğin:Çapa 42.3mm yazmak yerine, 42.5mm yazıyorlar diye düşündüm. Yalniz lug to lug ölçüsünde yaklaşık 1mm'lik bariz bir fark var onun kaynağı nedir bilemiyorum. Bazılarına komik gelebilir ancak zaten kasa çapı olarak büyük olan ve bir hayli kalın olan bu saatte lug mesafesindeki 1mm'lik bir fark benim gibi 15 santimetre bileği olan bir kullanıcı için önem arz edebiliyor.
Bu vesileyle fotoğraflara geçmeden ipucunu da vermiş olayım:Saat 42 kusur mm olmasına ragmen inanılmaz bir şekilde 15 cm ve üstü her bileğe uyabilecek yapıda. Öyle ki lugların düz inmeyen ve uzun olmayan tasarımı, bezelin yapısı, iç bezelin de 3.bir saat dilimini gösterebilecek şekilde tasarlanması ile salt saat kadranının iyice küçültülmesi, indislerin büyük ve yuvarlak tasarımı; cyclops ve Gmt kolunun varlığı ile birlikte saatin spor bir görünüm kazanması saati olduğundan epey küçük gösteriyor diyebilirim.
Tüm bu etkenler birleşince salt saat çapının pek de bir anlam ifade etmediğini gösteriyor bize Seiko. (38.5mm'lik longines flagship heritage yahut 36mm'lik bir nomos campus bileğimden taşarken bu saat bileğime sınırdan da olsa oturdu zannımca. Ne demek istediğimi yeni seiko 5 spor serisi kullanıcıları yahut sumo, turtle vb. Serileri kullananlar illaki biliyordur zaten.)
Yeni seiko 5 serisi demişken, birçok kaynakta gmt modelinde, seiko 5 spor serisi ile aynı kasanın kullanıldığı yazılıyor ancak bu bilgi kısmen doğru değil. Zira öncelikle gmt, spor serilerine göre yaklaşık 0.2mm daha kalın. Lug to lug uzunluğu da yaklaşık 0.5mm daha fazla. Bunlar gözle görülebilecek farklar değil ancak Seiko, gmt modeli icin klasik seiko 5'lerden farklı bir kalıp kullanmış çıkarımını yaparak, bu detayı da belirtmek istedim.
Ayrıca bezel, yine normal seiko 5 spor serisine göre milimetrik de olsa daha aşağıda konumlanmış ve bezelin dışındaki yivli kısım bu sayede bezele nazaran hafif yukarıda kalmış. Bu durum bezele yandan gelebilecek darbelere karşı koruma sağlıyor. İnce düşünülmüş ancak çok işlevsel bir detay.
Mekanizma:Saniye durdurma özellikli, 21.600 vuruşlu, 24 taşlı ve 41 saat güç rezervli seiko üretimi mekanizma.
Seiko tarafından bu mekanizma ilk başta sadece bu gmt serisi için üretilmiş niş bir mekanizma olarak lanse edildi ancak işin iç yüzü pek öyle değil. Keza iddia edildiği gibi olsa idi, seiko bu mekanizma için sıfırdan bir ar-ge çalışması yapsaydı şu anda tahminen saati bu fiyatta değil şimdiki halinin yaklaşık 3-3.5 katı fiyat bandında görürdük. Bu konuya da kısaca değinmek gerekirse mekanizmadaki değişiklikle ilgili en doğru tanım bence ''revizyon'' olur. Zira Seiko, klasik kullandığı gün ve tarihli base 4r'li mekanizmada değişikliğe gitmiş ve gün ve tarih olan mekanizmadaki gün yerini Gmt koluna bırakmış. Yani eski mekanizmada kurma kolunu çevirdiğimizde bir tarafta gün diğer tarafta tarih dönerken bu mekanizmada günün yerini, gmt kolu almış.
Zaten yaklaşık 2-3 yıldır Seiko tabanlı mekanizma kullanan çinli üreticiler dahi bu yolla gmt saatler üretiyordu. Dolayısıyla Seiko'dan da böyle bir hamle bekliyordum açıkçası. Hem jubilee bileziğin de etkisiyle skx görünümlü bir saat hem de gmt fonksiyonu ile beraber tabiri caizse beklentilerimin de üzerine çıkıp, ''bir taşta iki kuş vurmuş'' oldular. Bu fiyat bandını ilgili modelle domine etmeleri de hamlenin başarısını doğrular nitelikte.
Konuyla ilgili detaylı inceleme ve anlatım için video da bırakıyorum. İlgili videoda 5.dakikadan sonrasında mekanizmadaki revizyon kabaca anlatılıyor.
https://m.youtube.com/watch?v=sUkqcfCK3Dc
Cam ve bezel:
Cam ve bezelde hardlex kristal kullanılmış. Saatle ilgili eleştirilerin çoğu tahmin edeceğiniz üzere bu noktada yoğunlaşıyor. Benim de fikrim safir camın artık standart olması gerektiği yönünde ancak Seiko'nun yıllardır üzerinde durduğu hardlex kristale de mika muamelesi yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Çizilmezlik konusunda safirin rakibi yok pek tabii ancak safir cama göre hardlex kristalin darbelere karşı daha mukavemetli olduğu da bir gerçek.
Bununla birlikte seiko ilk defa seiko 5gmt modelinde evet ''ilk defa'' bu modelde hardlex kristali bezelin yüzeyinde de kullanmış. Bu durum hem bezelin omrunu uzatip, solmasıni engelleyecektir hem de darbelere karşı ekstra dayanıklılık sağlayıp bonus olarak bir de güneşli havalarda bize güzel ışık oyunları oynayacaktır. Bu yönuyle de saate bir arti yazmak gerek.
Peki alisik degiliz ya, hani bezelde ilk defa kullaniyor ya bu materyali seiko o halde hardlex kristal kaplı bezeli hepimizin bildiği, aşina olduğu ve sevdiği seramikle kiyaslayalim o halde.
---İlk önce seramik bezel parlaklığının bu kristal kaplı bezelde de yakalandığını söyleyebilirim. Kesinlikle bir alüminyum matlığı yok. Görünürde seramik gibi duran, parlak ve canlı; ışığa göre renk değiştiren (bilhassa mavi siyah olan modelde mavi kısım farklı ışık açılarında siyah olarak görünüyor.) ama seramik olmayan bir bezel yaratmış Seiko.
---Seramik bezelde sıkça karşılaştığım kolay lekelenme sorunu bu bezelde yok denecek kadar az. Pek tabii su izi, toz vs. Parlak yüzey olduğu icin gorünüyor ancak kesinlikle seramikteki kadar değil. Bir de yine aşina olacağınız üzere seramiği elimizle vs. Silemiyoruz daha da lekeleniyor. Tuhaf bir şekilde bu durum hardlex kristalde yok. Dolayısıyla tüm bu etkenlerden dolayı uzun vadede hardlex kristal bezelin -bilhassa düşük fiyat bandında- seramiğe rakip olabileceğini düşünüyorum.
Bezelden gidiyoruz madem bir diğer yoğun eleştiri konusu, bezelin klikli olmayışı:Bu konuda da çeşitli görüşler var ancak öncelikle bu saatin bir diver olmadığını gözden kaçırmamak gerek. Diver modellerde tek yöne dönen bezel yerine gmt modellerde çift yönlü bezeller kullanılıyor. Dolayısıyla tek yöne dönen bir klikli bezelin üretimi kolay ve üretim maliyeti gayet düşükken çift yönlü ve klikli bir bezel hem kullanış açısından pek pragmatik değil hem de maliyetli. Bu fiyat bandında eleştirecek bir şey yine göremiyorum o nedenle.
Bilezik:
İnisiyatif kullanmam gerekirse Seiko, jubilee diye tabir edilen bilezik konusunda bu noktada çığır açmış diyebilirim. Saatte en beğendiğim yön bilezik oldu. Zira uzunca bir süre jubilee bilezikli skx kullanmış biri olarak bu bileziğin daha önce kullandığım tüm bileziklere nazaran çok daha konforlu olduğunu ve çok daha şık göründüğünü söyleyebilirim. Baklaların artık içi dolu ve bilezik işçiliği gerçekten bu fiyat segmentinde üst kalitede. Gerek cilalı gerek fırçalı yüzeyler çok hoş duruyor.
Yaklaşık 22mm genişliğe sahip olmasına rağmen baklaların ince olması ve oval yapısından dolayı da bilegimde görece büyük durmadığını düşünüyorum. Bileziğin kasaya oturması, baklalar arasında boşluğun olmaması gibi kriterlerde de Seiko gayet iyi iş çıkarmış.
Seiko'nun 5 serisinde kullandığı, amiyane tabirle ''tenekeyi andıran'' bilezik burada yerini kaliteli ve oturaklı bir bileziğe bırakmış.
Yalniz teneke demişken Seiko illa yapacak ya Seiko'lugunu, tutmuş bu sefer de tenekeyi klipste karşımıza çıkarmış.
Klips, tıpkı bir kağıt inceliğinde sacdan yapılmış. En ufak bir darbede hatta darbeye de gerek kalmaksızın uzun kullanımda eğilip bükülebilir duruyor.
İşin en kötü yanı şu:Bileğim yukarıda da bahsettiğim gibi olması gerekenden ince olduğu için çıkarılabilir tüm baklaları çıkarttım ve bu da yetmeyince tokadaki ince ayarı en sona getirdim. Haliyle yaklaşık iki bakla, tokanin içinde kaldı. Bu içeride kalan baklalara da kalitesiz sacın temas ettiğini, bu şekilde hem tokanin iç kısmının hem de baklaların cilalı dış kısımlarının çizildiğini gördüm. Bu noktada neyseki yedekte 7 baklam var diyerek kendimi teselli ediyorum.
(Bunu daha önce herhangi bir kullanıcı incelemesinde görmedim. Belki ben fazla dikkatli yahut fazla takıntılıyımdır ancak bence dikkat edilmesi gereken bir detay)
Son olarak keşke bilezikteki baklaların içi dolu olduğu gibi kasayla birleşim yerindeki iki bakla da dolu olsaydı diyerek bilezik konusunu da noktalıyorum.
Lume:
Saatin gerçekten etkileyici bir lume performansı var. Belki çok kalıcı değil ancak en ufak ışık zerresini depoladığını söyleyebilirim. Fosforlar da gayet dengeli dağıtılmış görünüyor. Herhangi bir orantısızlık gözüme çarpmadı şimdiye dek.
-----Bu hususu hangi başlığa kaydiracagimi bilemedim o nedenle ayrı bir eleştiri konusu olarak yazıyorum:
Gerek forumumuzda gerekse çeşitli inceleme videolarında tepenin vidalı olmayışından ve su geçirmezligin 100 metre ile sınırlı olmasından yakınıldigini gördüm.
Naçizane bu eleştirilere katılmıyorum ve bunları birer eksi olarak görmüyorum. Zira vidalı tepe hem saati pratik olarak kurmanın önünde bir engel hem de başından beri bahsettiğim üzere bu bir diver değil.
Şöyle de bir husus var:Sonuçta bu saat 41 saatlik bir rezerve sahip. Dolayısıyla sık sık saati kurmak, yeniden ayarlamak gerekecek. Vidalı tepe bu durumda aşınmayı artiracagindan, saatin kullanım omrunu kısaltacak, bakım sıklığıni artiracaktır. Aslında bu noktada saat camiasında şöyle bir algı da var:Vidali tepe eşittir daha fazla su geçirmezlik. Malumunuz olduğu üzere, bu doğru bir önerme değil. Çözüm olarak tüm bunların ışığında günün sonunda 200 metre su geçirmezlik değeri sunulup tepe normal bırakılabilirdi ama bu noktada da zihnimde, gmt bir saate bu değerin ne kadar önemli olduğu sorusu çıkıyor yine karşıma.
——Saatle ilgili hiçbir yerde rast gelmediğim ancak beni çok rahatsız eden bir husus daha:
Cyclops'un yeteri kadar işlevsel olduğunu düşünmüyorum. Hem yeteri kadar büyütmüyor hem de belirli açılardan tarih penceresi tam anlamıyla görünmüyor. Kısacası okunurluk düşük. Örneğin:Alpinist serisinin yahut Prospex serisinin büyuteci çok daha kaliteli ve okunaklı diyebilirim. (Keşke bunları fotograflayabilcek kadar iyi fotoğraflar çekebilseydim.)
Bununla birlikte günlerin orantısız ve buyukluklerinin farklı oluşu da dikkatimi çeken bir başka husus oldu. Açıkçası aynı durum Alpinist serisinde de dikkatimi çekmiş ancak bu kadar gözüme batmamıştı. Birbirini takip eden günler arasında bariz orantısızlıklar olabiliyor. Mesela 21. Günde 2 büyükken 22’de 2 biraz daha küçük görünebiliyor. Bunun haricinde yazıların bazıları daha kalın bazıları daha silik yazılmış. Bununla birlikte ayın bazı günleri tam ortalı iken bazılarında bariz hizalama sorunları var. Bu da yetmiyormuş gibi asimetrik yazımlar da mevcut. Mesela ayın 10. Gününde 1 ile 0 çok yakınken 11’de birler arası mesafe çok uzak. Ayrıca yukarıda da belirttiğim ve fotoğraflamaya çalıştığım üzere tam tepeden bakılmadığında okunurluk düşüyor. Mesela ayın 10’undaki 1 hafif çaprazdan bakıldığında görünmüyor.
——-Ufak bir eksi de saatin sunumuna yazıyorum. Kartonumsu kutu bu saate yakışmamış. En azından limited edition kutusu gibi kadife bir kutu olmasa dahi mevcuttan daha şık bir kutuda sunulabilirdi. Keza mevzubahis karton bu saat için küçük. Yastık kutunun içine sığmıyor her şeyden önce. Çinli üreticiler dahi 100 TL farkla kutu alternatifi sunmaya başladı Eyy Seiko.
Sözün özü son olarak o kadar yazdın çizdin alınır mi bu saat diyecekler olacaktır elbet. O arkadaşlar için de bir iki kelam edip zaten halihazırda epey uzayan yazımı sonlandırayim. Bu fiyat bandında gmt otomatik bir saat bulmak bizim için imkansız.
Steinhart ve Timex'in Gmt modelleri var San Martin, Pagani gibi Çinli üreticilerin de Gmt modelleri var ancak bunların neredeyse tamamının yurt içine sokulması malum sebeplerden imkansıza yakın. Ha ben saatin ücretine yakın gümrük vs. Öderim üzerine bir de yasal teferruatlarla uğraşırım diyen varsa bilemiyorum tabii ancak o noktada da şöyle bir husus var:Örneğin Steinhart'ı konu alalım. Hiç gümrük, vergi vs. Binmese dahi birçok modelinde saatin salt fiyatı zaten Seiko 5Gmt ile kafa kafaya geliyor hatta birçok model Seiko'dan daha pahalı. Ayrıca Seiko'nun bu saatteki iyilestirmelerine bakınca kesinlikle alınır diyorum. Pek tabii Skx mirasının devamı niteliğinde olması, ilk gmt özellikli seiko 5 oluşu, ilk defa hardlex kristal kaplı bezelin bu saatte kullanılması, bileziğin fevkalâde oluşu, her şeyden önce çok yakışıklı bir saat olması vs. Gibi etkenler de gözardı edilmemeli.
Sübjektif değerlendirmelerimi buraya kadar sabredip okuyan hobidaş varsa teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın. Aklınızdaki, gönlünüzdeki saatlere kavuşmanız dileğiyle.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi