İzokronizm i tekrar konuşmak gerekecek galiba. Yer çekimi kuvveti, pandül ve balansı kendine doğru her halde çeken bir güçtür. Bu güç, pandülü sarımı yönünde aşağı çeker. Pandül yay spiral olarak sarılmış ama aslında hareketi helozonik olan bir yaydır. Aşağı yukarı hareket ederken de ne balansa ne de baskıya çarpmaz çünkü bu hareketin açısı o kadar büyük değil. Balans ile bu yayın hareket eşleşimine izokronizm denir(kısaca). Ve bu konu kronometrik hassasiyetin de garantisidir. Kısacası hassasiyet hem pandülün spiral sarımındaki hassasiyete hem de pandüle olduğu balans ile eş hareket etmesine bağlıdır. Yer çekimi kuvveti de bu eşleşmede en önemli saptırma faktörüdür. Günümüzde artık balanslar kütle olarak esnemeden çalışabilen metallerden üretilirken, pandüller de gerek Breguet over coil(sarım üstü kasnak)nin yardımı gerekse üretildikleri madenlerin yüksek esneklik katsayıları ama kendi içerisnideki kütlesel peklikleri sayesinde izokronik hatalar hemen hemen 1/10 lara kadar çekilmişitir.
Saatlerin kronometrik yani hassasiyet ayarlamaları yapılırken de min2 max6 pozisyonda ayar yapılır. Min 2 pozisyon tepe aşağıda ve tepe yukarıda sayılır. Balans ve pandül her iki pozisyonda da tepe üstü yer çekimi tarafından etkilenmektedir. Üçüncü pozisyon saat 6 yukarıda ki insan kolunun en çok beklediği pozisyondur. Sonraki pozisyon ise kadran yukarıda olacaktırbalans çarkı yerçekimi dorultusunda pandülün üzerine doğru çöker ve ataletsel ivme artar. Bir sonraki kadran altta(bu pozisyonda da pandül yerçekimi sebebiyle balans çarkının üzerine doğru gevşer ve yay serbest hareket eder) ve son olarak 12 yukarıda(eta 28 ile 26 serilerinde balans ve pandül yukarıdan aşağıya doğru çağrılmaktadır). Kısacası yer çekimi ve kullanıcının yer çekimine göre yaptığı hareketlerin tamamı bu ayar için gözlem noktası olarak alınır. Bu ayarlar sonunda saatlerin hassasiyeti +10/-8 arasına kadar iyileştirlir. Sedece kronometer sertifikalı saatlerde bu değerler +6/-4 arasında kalmak zorundadır. Düşünce olarak balans direğinin sürtünmesini ehemmiyetsiz kabul edip ağırlıkları oluşturan yerçekimine odaklanınca anlamak daha kolaydır. Bu yüzden de Breguet, 1810 larda sadece dik konumdaki cep saatlerine bir hareketli eşapman sistemi yani turbiyon yapmıştır. Bileğe takılan saatlerde ise pek güçlü bir çözüm olmadığı ortada çünkü pozisyonlar ve atalet ivmesi artar.