Saatlere merak saldığım ilk zamanlarda herkes gibi ben de birkaç markadan haberdardım: Poljot, Vostok, Raketa...

Şaka şaka, korkmayın
Rolex'leri, Zenith'leri incelerken bir anda karşıma tuhaf bir cisim çıktı
İhtişamlı Crown Guard'ı ile o bir Panerai idi
Saati görmemle vurulmam bir oldu. Gerçekten hissettiklerim bunlardı. Saate ve markaya aşık olmuştum.
Modeller yıllar önce hangi ruhla, hangi amaç için üretilmişse bugün de aynı ruhla, aynı amaç için üretiliyor gibiydi.
Ne bir eksik, ne bir fazla...
Tüm bu duygularla bir Panerai Pam000 alarak ateşimi epeyce söndürmüştüm. Gerçekten muazzam bir saatti -ki hala öyle- (Pam000'ın ne kadar rasyonel ve şık bir Panerai olduğunu Pam372 vs. Pam000 incelememde ayrıca anlatacağım). Yaklaşık 1,5 yıl çok severek kullandım Pam000'ı. Hala rotasyon içinde kullanmaya devam edeceğime eminim. Kesinlikle Panerai'nin en derli toplu saatlerinden biri
İçimdeki Panerai ateşinin öylesine söndüğünü düşünüyordum ki bundan sonraki saatimin bir başka marka, özellikle de Rolex, olacağı konusunda kendimi ikna etmiş gibiydim. Ama o ateşin sönmeyip sadece kor halde beklediğini farketmem geç olmadı. Kendimi yine Panerai modellerine bakarken buldum
Benim Panerai alışverişlerimin model belirleme aşaması hep kolay oluyor. Çünkü bu marka bazında olmazsa olmazlarım var. Bunlardan biri Luminor kasa, diğeri base kadran ve sonuncusu kurmalı mekanizma... Pam000'ı her gün kurdum, kurdum ve hala kuruyorum. Bana büyük keyif veriyor. Sanki onunla konuşuyor, dertleşiyoruz

Yeni Panerai'de de bu keyfimden ödün veremezdim. Psikolog seanslarım sürüyor bu arada, endişelenmeyin
Elimde bir Bettarini kasa vardı. Yeni saatimin Radiomir ya da 1940 kasa olması söz konusu bile olamazdı

Dolayısıyla yeni Panerai'min 1950 kasa olmasında herhangi bir sakınca yoktu
Bu kıstaslarla birlikte model aşağı yukarı belirmişti: The DNA!
Panerai Pam372 modeli kesinleştikten sonra bazı alma girişimlerinde pazarlıkta anlaşamadık(Boğazlıyan'lıyım; Kayseri'ye çok yakın

), bazılarında saat kondüsyonunu beğenmedim(benimle uzun yıllar geçirecek saatin bende önce değil; benimle yaşlanmasını isterim

) derken sonunda istediğim gibi bir saati -biraz fazla beklesem de- buldum. Saati bulduktan sonra almaya hazırdım. Ama bir yandan da hala 372 ile 000'ı kıyaslamaktan kendimi alamıyordum. Bir Pam000'a sahipken 372 almak gerçekten mantıklı mıydı... Kimine göre değildi; kimine göre bambaşka saatler oldukları için bir sakınca yoktu. Plexi kristal ise ayrı bir mesele...

Belki de bir LV alıp, saat dosyasını kapamalıydım...
Son olarak, insanın hayatta elde ettiği bazı başarıları ödüllendirmesi gerektiğini düşünerek; bu kıyaslamaya daha fazla kafa yormadan saati satın aldım. Bu saat, benim gerçek anlamda "kendi ellerimle" elde ettiğim bir başarının somut hali. Dolayısıyla benim için çok önemli. Hayat ne gösterir bilinmez ama bu saatin ilerleyen yıllarda da benimle kalacağını düşünüyorum. Sağlıklı şekilde yaşlanabilirsem çocuklarıma ve torunlarıma anlatacağım bir öyküm olacak.
İncelemeyi daha önce yapacaktım ama hem vakit bulamadım hem de sipariş ettiğim foto makinesinin gelmesini bekledim. Makine iyi olsa da fotoğraflar düşündüğüm kadar iyi olmadı

Saat bildiğiniz o kadife gibi siyah karton kutuda geldi:


Kutuyu açınca o güzel, o muhteşem, o... her neyse ahşap kutu görünüyor:

Kapağı araladığınız zaman siyah kadife geceliğine bürünmüş bir güzellik sizi bekliyor:

O geceliği aralamak kolay değil

Ama bir kez aralandığında dillere destan büyülü bir güzellik karşılıyor sizi:


Bundan sonrası malum
Elimden geldiğince güzel fotolar çekmeye çalıştım.
Sırayla gidelim:

Saat gerçekten çok estetik. Şu crown guard'a bi bakar mısınız lütfen



Hele o sandviç kadran:

Daha önce sosis kadran kulllanmış biri olarak sandviç kadran çok çok daha güzel diyemem.
Ama kesinlikle daha karizmatik

Saati almadan önce pleksi kristal konusunda çok düşünmüştüm.
Sürekli çizilecek ve çirkin görünecek, safir gibi net olmayacak...
Saati aldıktan sonra düşündüklerimin tamamen yerinde düşünceler olduğunu tespit ettim
Evet, gerçekten çiziliyor ve safir gibi net değil. Ama bu saat zaten ortalama bir saat sever için değil; Panerai sevenler için üretilmiş bir model ve şahsen ilk haftanın sonunda bütün çiziklere alıştım. Neden alıştım; çünkü manyağım

hayır, çizilmesi kadar giderilmesi de kolay. Şu ana kadar sadece bir kez camı parlattım ve uzun süre parlatacağımı sanmıyorum. Çünkü her parlatma camın o muazzam kubbesinden bir şeyler götürüecek. Bunu istemiyorum
İşte o meşhur kubbeli pleksi:





E tabi 372 alınıp da çıplak bırakılmaz
Daha saat elime geçmeden çalışmalara başlayıp; saatin vintage kimliğine uygun birkaç elbise diktim




Saatin kasa yapısına bayıldım.
47mm olasına rağmen bileğe mükemmel oturuyor.
Son derece rahat ve şık

Bu benim değil kuzenimin bileği

model lazımdı...

ve benim bileğimde:


bir mekanizma:

ve bir de lume shot ile foto ağırlıklı bu incelememi bitireyim:

Panerai Pam372 kesinlikle benim için üretilmiş bir model.
Son derece mutluyum ve bu mutluluğumun uzun süre devam edeceğine eminim.
Her ne kadar bazı toplantılarda daire başkanının gözü sürekli saate takılsa da takım elbise ile de gayet güzel uyum sağladığını düşünüyorum
Bu incelememi okuyanları, benim bir panerai aşığı olduğum konusunda tekrar uyarmak istiyorum.
Dolayısıyla bu incelemede yazılanlar için objektif diyemem

Son söz olarak; forumun kurucusundan, yeni üyesine kadar herkese ayrı ayrı teşekkür ederim.
Selamlar
Emre
öd tengri aysar; kişi oglı kop ölgeli törümiş.