Benim yazdıklarımı böyle anladığınız için şaka yapma ihtiyacı duyduysanız bundan üzüntü uyarım.
Benim de rolexim var. Ben rolex'e ve sahiplerine -rolex eleştirenlere terbiyesizce yaklaşımda bulunanlar dışında bir eleştiride bulunmadım.
Başından beri yanlış anlaşılma olmasın diye çok açıklayıcı yazmaya çalıştım. Rolex'i çok kaliteli bulmama karşın modellerinin günümüzde kişisel zevkleri yansıtmaktan uzaklaştığını düşünüyorum. bazı şeylerin de faydası, bir noktadan sonra azalma eğrisine girer. rolexin yaygınlığı bence bunun azaldığı noktada. toplumun bir kesimi dünyanın en kıymetli saati olarak biliyorsa, diğer bir kesimi de kıro saati olarak görebiliyor. ben ne dünyanın en iyi saatidir diyorum, ne de kıro saatidir diyorum.
Rolex sevenler de, konuyu açan diğer arkadaşa da mantıklı yaklaşsalar, eta kullanmaması, in-house oluşu gibi olumlu yanlarını belirterek fikir sürseler bu şekilde bir tartışma olmazdı. hala rolexcikine bir distribütörün özgün değil demesine bile tepki gösterip, sonra burada rolexcike bişey söylendiğini duyunca 7 yaşında çocuk gibi sindiremeyenler var.
buradaki herkes saatini beğenerek alıyor, araştırıyor. herkesin saati güzel ve değerli. rolex sevenler bence eğer seviyorlarsa markayı olduğu gibi, toplumdaki iyi algılarının yanında olumsuz algılarının varlığını da bilerek, çok kaliteli bir saat olması, ilkeli ve iyi kalibreler kullanmasının yanında bir davete gittiğinizde 10 tane sub ile pişti olunabileceğini gözeterek sevmeli. ben bu yönleri markayı kötü yapar dahi yazmadım, bu yönleri yüzünden benim stil yansıtmaktan uzaklaştığını düşündüğüm bir marka olduğunu yazdım.
bu nazikçe, ve yanlış anlaşılmaması için de titizce yapmaya çalıştığım yorumlara dahi lobi halinde tepki verenler ise markanın toplumdaki olumsuz imajının nasıl oluştuğuna dair bana fikir verdi.
yoksa mavi kadranlı daytona'yı hangi saatsever sevmeyebilir ki?
