TSF Üyelerine Özel İndirimli Lüks Saat Modellerini İncelemek İçin Tıklayınız

Arabalarımız / TSF Üyeleri Neye Biniyor ?

Genel Otomotiv Konularını Bulabileceğiniz Bölüm

Re: Arabalarımız / TSF Üyeleri Neye Biniyor ?

Mesaj SalihY » 06 Oca 2014, 03:31

Arabayı bitirelim, beklerim :champ:
Drk yazdı:Ölmeden önce bir kez o ivmeyi hissetmek isterim doğrusu :D
Kullanıcı avatarı
SalihY
 
Mesajlar: 784
Kayıt: 03 Ara 2012, 00:39

Re: Arabalarımız / TSF Üyeleri Neye Biniyor ?

Mesaj mucadeleci » 06 Oca 2014, 03:50

SalihY yazdı:Bir kaç tanesi hariç (underground racing özellikle), bu firmaların hiç biri çok iyi iş yapmıyor. Özellikle Avrupa'da bir kaç firma genel anlamda çok kötü. Mesela techart, off the shelf ürünler satıp dünyanın apayrı köşelerinde, apayrı şartlarda kullanılan arabaların hepsinde aynı beyin yazılımını kullanıp onları yürütmeye çalışıyor.. Sonuç ; 25,000 - 30,000 Euro harcayıp aldığınız egzoz, egzoz manifoldu ve beyin yazılımıyla araba standart arabadan farklı yürümüyor. Porsche 911 Turbo stock 100-200 bandını 8.5 saniyede koşarken, bu kadar para verip aldığınız ''süslü'' Techart'ın arabaları 8 saniye bandından aşağı düşmüyor. Techart kit'i kullanıp 9 saniye giden arabada gördük :) Benim arabamı yapan ESMOTOR firmasında yaklaşık 6 - 7 bin euroluk bir harcamadan sonra araba 6 saniye bandında yürüyor ki bu pek çok yeni çıkan super car'dan hızlı. Techart'ta sadece bir örnek, çoğu Avrupa firması böyle. Süslü malı pahalıya satıyor. Amerika'da bazı firmalar arabayı hızlandırabiliyor, ama sattığı ürünlerin işçiliği rezalet ötesi oluyor.

Reklam gibi oldu bütün bu dediklerim, biraz da enteresan oldu o yüzden ancak dünyanın en hızlı Porsche'sini yapan firmayı da bir çoğuyla aynı kefeye koymamak gerek. Özellikle Türkiye'de. Usta'nın nasıl bildiğine gelince, firmanın sahibi kendisi bir çok şeyle bizzat ilgilenip tasarlıyor, ustanın da biraz maharetli olması projeyi mümkün kılmak için yeterli oluyor.

Salih

mucadeleci yazdı:Haddimi aşmak istemedim ama yeri gelmişken yazayım... *2fast, yaaa ne ustası abi, ben hennessey ve callaway diye iki tane firma tanıyorum, yıllardır neleri nasıl yaptıklarını takip ederim ve Türkiye de bazılarının haddini aşıp milletin parasıyla pahalı deneyler yaptığına kesinlikle kanaat getiririm... Ki bunları benden daha iyi bilirsin.

Tekrar selamlar,
"Haddimi aşmak istemedim" den kastım, ne bu sizin bindiğiniz arabalara binecek param oldu ne de bu arabalara büyük merakım, bundan ötürü bu araçlara sahip kişilerin hızlanma değerlerini aşağı çekerken yaşadıkları deneyimlere tanık olmadım, detaylı bilgi veremem...
Fakat "ustayım" diyerek insanların araçları ile "olmayan" imkanları dahilinde bir şeyler yapmaya çalışıp milli servete zarar veren pek çok kişi ye rastladım, tabi siz aracınızı "ustayım" diyen birisinin dükkanına götürüp kurcalatmamışsınız ve lakin bunu ancak son yazınızdan anlayabiliyorum, önceki yazınızdan (resime ilişik nottan) anlaşılan ise tam tersi, kazasız belasız, mutlu sürüşler dilerim...
Zamana and olsun ki.....
Kullanıcı avatarı
mucadeleci
 
Mesajlar: 7271
Yaş: 44
Kayıt: 23 Kas 2011, 07:18
Konum: İzmir / İstanbul

Re: Arabalarımız / TSF Üyeleri Neye Biniyor ?

Mesaj SalihY » 06 Oca 2014, 04:10

Estağfurullah, hiç öyle düşünmedim. Dediğiniz de doğru, Türkiye'de de bu işi hakkıyla yapan pek fazla bir yer olmadığını düşünüyorum ancak dediğiniz olay Avrupa ve Amerika'da çok çok daha fazla. Kendi deneyimlerimden yola çıkarak bunu çok rahat söyleyebiliyorum :)

Salih

mucadeleci yazdı:Haddimi aşmak istemedim ama yeri gelmişken yazayım... *2fast, yaaa ne ustası abi, ben hennessey ve callaway diye iki tane firma tanıyorum, yıllardır neleri nasıl yaptıklarını takip ederim ve Türkiye de bazılarının haddini aşıp milletin parasıyla pahalı deneyler yaptığına kesinlikle kanaat getiririm... Ki bunları benden daha iyi bilirsin.
[/quote]
Tekrar selamlar,
"Haddimi aşmak istemedim" den kastım, ne bu sizin bindiğiniz arabalara binecek param oldu ne de bu arabalara büyük merakım, bundan ötürü bu araçlara sahip kişilerin hızlanma değerlerini aşağı çekerken yaşadıkları deneyimlere tanık olmadım, detaylı bilgi veremem...
Fakat "ustayım" diyerek insanların araçları ile "olmayan" imkanları dahilinde bir şeyler yapmaya çalışıp milli servete zarar veren pek çok kişi ye rastladım, tabi siz aracınızı "ustayım" diyen birisinin dükkanına götürüp kurcalatmamışsınız ve lakin bunu ancak son yazınızdan anlayabiliyorum, önceki yazınızdan (resime ilişik nottan) anlaşılan ise tam tersi, kazasız belasız, mutlu sürüşler dilerim...[/quote]
Kullanıcı avatarı
SalihY
 
Mesajlar: 784
Kayıt: 03 Ara 2012, 00:39

Re: Arabalarımız / TSF Üyeleri Neye Biniyor ?

Mesaj mucadeleci » 06 Oca 2014, 04:26

Yanlış anlaşılmadığıma sevindim :)
Zamana and olsun ki.....
Kullanıcı avatarı
mucadeleci
 
Mesajlar: 7271
Yaş: 44
Kayıt: 23 Kas 2011, 07:18
Konum: İzmir / İstanbul

Re: Arabalarımız / TSF Üyeleri Neye Biniyor ?

Mesaj Bg17 » 06 Oca 2014, 22:10

Mesajlari zevkle okudum

Oncelikle, gule gule iyi gunlerde hizli ama dikkatli kullan salihy :champ:
Time is too precious to be measured by a cheap instrument...
Kullanıcı avatarı
Bg17
 
Mesajlar: 4635
Kayıt: 27 Oca 2012, 07:42

Re: Arabalarımız / TSF Üyeleri Neye Biniyor ?

Mesaj Triton » 07 Oca 2014, 01:47

salihy, farklı tespitlerim olsa da, sırf bu nedenlerle İtalya ya Ferrari gönderenler olduğunu bilerek, bir tanesini de ben götürmüştüm, bu ölçümlerin nerede, nasıl ve ne amaçla yapıldığını merak ettim.

Üreticilerin de bu konularda farklı açıklamaları var. Amaç ülkemizin yeteneklerini tartışmak değil ama şartların ne olduğu aşağı yukarı belli.

Seyirci ilgisizliği nedeniyle dünya rallisi ve F1 gibi organizasyonları kaybeden, biri hariç doğru dürüst pist olmayan bir ülkede (ki uzun yıllar yarış arabaları Bersini gibi firmalar tarafından hazırlanan, gümrük birliğine kadar bu işlerin teknik ve finansmanında büyük sıkıntılarla karşılaşılan), Lamborghini gerçekten uç bir örnek. İnsan böyle arabalar üzerinde çalışan bir atölyenin en azından başında mühendislik eğitimi olan yetenekli yöneticiler ve uygun bir ortamdaki yer olmasını bekliyor. Zaten eğer böyle ise başarılar dilerim. Avrupa ve özellikle Amerika konusundaki görüşlerinize katılıyorum. Ancak Amerika da olayın farkı var. Adamların kendi ürettiği arabalara dair sınırsız imkan var. İşi doğru yapanı seçmek size kalmış. Ayrıca ben Türkiye nin bazı bakımlardan Amerika ya fazlasıyla benzediğini düşünürüm. Örneğin New York insanı zaman zaman İstanbul da gibi hissettirir.

Ancak Türkiye de doğru dürüst korunmuş eski model bir Maserati bile bulmak zordur. Çünkü bu arabaların büyük bölümü, orijinal yedek parça, nitelikli servis eksiği ve bilinçsiz kullanıcılar nedeniyle harap olmuştur. Linkini verdiğim İngiliz servisinde, müşteri tarafından getirilmiş orijinal olmayan parçaları hiçbir şekilde kullanmadıklarını özellikle belirtiyorlar. Eğer yarış arabası yapıyorsanız zaten orijinallik işi de ayrı bir tartışma konusu. Burada da yatırım olarak görülen ve iyi korunursa değerlenen bu arabaların ne amaçla tutulduğu ve kullanıldığı da önemli.

Amerikan arabaları hala aktüel çünkü, 90 la ra kadar her yerdeydiler. Bu sanayiler yıllarca aynı işi yaptı. Dün A macununu kullanırken bugün nanoteknoloji vb., girmiş ürünleri kullanıyorlar ama işçilik mantığı kesinlikle dünün gerisinde ve daha ticari. Müşteriler ayrı konu, adam Subaru almış çok benzin harcıyor tüp taktıracağım, Turbo da sorun olur mu diye yazıyor?

Maksat doğal olarak tartışma zemini yaratmak değil. Ben fikir paylaştığımızı düşünerek yazıyorum. Türkiye şartlarında bu arabalarla yarış yapılmıyor ve bunların, erişilmesi ve kullanılması bakımından uç noktalardaki araçlar olduğu ortada. Örneğin böyle bir bütçem olsa ben uçaklara harcarım.

Burada yazan arkadaşların büyük bölümüyle aramızda neredeyse üç kuşak var. Dolayısı ile birçok şeyi kıyaslama şansları yok. Ancak 70 ler de özellikle Rally sporu otomobil fabrikaları tarafından destekleniyordu. Rally cross lar Bakırköy de, bugün yerinde AVM olan arazi gibi yerlerde ciddi bir seyirci katılımıyla yapılıyordu. Bozhane tırmanma yarışları İngiliz dergilerinin dahi takip ettiği ananevi piknik gibiydi. Bu kadar imkana rağmen bugün aynı heyecan yok. Aynı sponsorlarda.

Doğal olarak dün çamurlu sokaklarından, tozdan topraktan geçilmeyen sanayi siteleri bugün profillerini bir kısım yükseltseler de hala aynı mantıkta iş yapıyorlar. Kimsenin emeğine saygısızlık etmek istemem ama ben eli takım tutmuş, motor söküp takmış ve bu işlere ter, zaman ve kendi çapında para harcamış birisiyim, dolayısı ile bu şartlardan kusursuz sonuç çıkacağı konusunda hiçbir zaman tatmin olmadım. Arabalar öylede böylede toplanır ve gider. Sorun ne kadar ve ne şekilde gideceğidir. Özellikle chip tuning gibi işlerde hala ciddi tartışmalar var. Türkiye de yapılan işler, bazı arkadaşların da belirttiği şekilde, bu işlerin içinde olanlardan da çok eleştiri alıyor. Bu sanayi siteleri bir zamanların meşhur makas arabası Peugeot 205 GTI gibi araçların kronik rölanti sorununa dahi mantıklı bir çözüm bulamamıştır. Yılların Onno ustası artık haftalık dergilere sabırla cevap yazıyor. Doğrusu Porche, Lamborghini gibi arabaları bu denli başarıyla modifiye ediyorlarsa bize susmak düşer.

Oyak Renault fabrika rally takımı baş ustası tarafından rally için yapılan bir R12 yi yıllarca kullandım. Bu arabadan kalan Momo direksiyonu, Hella elektrik kesiciyi ve yaptırdığım bazı özel takımları hala saklarım. 80 li yıllarda da bir tuning firmasını hayata geçirmeye çalıştım. O zaman aldığım ekipman hala depomda dır. Fakat bu sitelerde iş yapmanın malum sıkıntıları ve müşteri potansiyeli bizi vazgeçirdi. Özellikle parça aramak için ve kendim sökmek üzere üzerimde tulum ve elimde takım dolu çantayla özellikle İtalyada ki araba hurdalıklarında az ter dökmedim. Çünkü bizde üretilenlerin kaliteleri orijinal üretimleri tutmuyordu.

70 lerde de Anadol modifiye edip buzlu Ankara yollarında geceleri yanlaya yanlaya giderdik. Anarşi korkusuyla kimsenin sokaklarda olmadığı, arabanın altın kıymetinde olduğu yıllardı.

Türkiye 90 dan sonra gömlek değiştirdi. Bu gümrük birliği ile daha da ileriye gitti. Bugün, dün ancak posterlerde olan otomobilleri her yerde görmek mümkün. Ama bu işin gerçeğini değiştirmiyor. Yüz akı olan işler yok mu? Var, örneğin çocuklarını da yetiştiren Serdar Bostancı gibi eski rally ciler ve başında oldukları servisler, Ali Bacıoğlu nun sürekli Copilotu Metin Çeker gibi federasyon işleriyle uğraşanlar, ticari olarak hala Subaru işine devam ediyor mu bilmem ama Emre Yerlici, iskender Atakan, gibi örnekler var. Buna rağmen 19-20 yaşındaki Belçikalı çocuklar dünya şampiyonasında başarılı işler yaparken niye aynı seviyede Türk pilot yetişmiyor? Karting den Ayrton Senna, Michael Schumayer gibi F1 pilotları yetiştirirken neden biz de insanların başı kopuyor?

http://www.youtube.com/watch?v=Tpp7OCngXQM

Bu işler bir gelişmişlik meselesidir. Evet çok yol katettik ama hala kat edilmesi gereken yollar var. Bence mücadele bu yönde olmalıdır bazı şeyler komik gelse de....

Ancak doğru olan sizin yazdıklarınız. Özellikle bizim gibi ülkelerde yaşıyorsanız bu işlere fazla titizlenmek zevk almayı engeller. Yapamıyorum, ama gönülden katılıyorum...

Kazasız kullanmanızı dilerim....
"I fear the day when the technology overlaps with our humanity. The world will only have a generation of idiots." Albert Einstein
Kullanıcı avatarı
Triton
 
Mesajlar: 775
Yaş: 65
Kayıt: 24 Haz 2012, 12:14
Konum: İstanbul

Re: Ynt: Arabalarımız / TSF Üyeleri Neye Biniyor ?

Mesaj Baran » 07 Oca 2014, 09:03

Triton ayada ayak bastinizmi insan merak ediyor dogrusu :)
Kullanıcı avatarı
Baran
 
Mesajlar: 13237
Yaş: 40
Kayıt: 02 Şub 2011, 23:10
Konum: Istanbul

Re: Arabalarımız / TSF Üyeleri Neye Biniyor ?

Mesaj razz » 07 Oca 2014, 12:56

Ben şahsen modifikasyon mevzusunu iki grup otomobile yakıştırıyorum;

1) Muscle Car tabir edilen orta 60lar ile geç 80ler arasındaki Amerikan otomobilleri..

1972 yılında ölümlü kazaların artışına bağlı olarak yüksek beygir güçlü otomobillerin azalan üretim adedi ve hemen arkasından gelen OPEC petrol ambargosu sonucu daha da azalan beygir güçleri bu araçları oldukça kıymetli bir konuma taşımıştır.. Aslında bu araçların da -özellikle 1972 ve öncesi modelleri- fabrika orijinali halinde kalmış örneklerini tercih ederim öncelikli olarak lakin, modifiye edilmiş versiyonları da göze gayet hoş gelebiliyor..
1974'te yürürlüğe giren ve 5mph süratte oluşan darbeleri absorbe edebilmeye imkan sağlayan tampon düzenlemesi ile iyice Muscle Car kimliğinden uzaklaşan 1974 - 2000ler Amerikan otomobilleri modifikasyona en uygun araçlar bence..

Özellikle Natural Born Show-Off Car karakterlerini ve bir Mercedes, BMW veya Audi'de -özellikle 2000ler öncesi- sıklıkla gördüğümüz, zarafet ve gücü harmanlayan asil görüntüyü asla yakalayamayacak olmalarını göz önüne alırsak, modifikasyon uğrunda orijinalliklerinin bozulmasına pek de aldırış etmeyeceğim araçlar olduğunu söyleyebilirim..

2) Fabrika çıkışı zayıf, gerekli aksesuvar veya sürüş kalitesini arttırıcı özellik yoksunu araçlar.. Bir Tata veya bir Lada üzerinde yapılan modifikasyonlar bu tip araçların gerçekten orijinal halinden daha iyi hale gelmesini sağlayabiliyor.. Bir Lada Niva daha iyi bir amortisor/helezon kiti ile orijinal halinden daha başarılı yol tutuş özellikleri sergileyebilirken tabiri caiz ise maça zaten 10-0 mağlup başlamış bir Tata bir set alaşım jant, cam filmi vs eklemeler ile göze daha güzel görünebiliyor.. Bu araçların müşteri portföyü ve memleket ortalamaları düşünüldüğünde ortaya çıkacak renkli(!) görüntüler kaçınılmaz tabii..


Bu saydıklarım dışında - özellikle Mercedes, BMW ve Audi araçlar için- modifikasyonu, fabrika orijinalini deforme eden, lüzumsuz ve çoğu zaman -ülkemizdeki örnekler sağolsun- amele, apaçi, kıro vb. sıfatlara layık aksiyonlar olarak görüyorum..
Mutlaka bu konuyu Avrupa standartlarında uygulayan kullanıcılar da vardır ( Örn. Baran ve bir dönem kullandığı MB C200 aracı ) ancak bu örnekler fikrimin değişmesini sağlamaya yetecek kadar çok değil malesef..

Bir Ferrari veya Lamborghini gibi bir aracın modifiye edilmesi konusunda yorum yapma hakkını kendimde görmüyorum zira bu araçlarla olan azami yakınlığım araba yıkama esnasında denk geldiğim birkaç örneği ile sınırlı.. Lakin yine de optik anlamda bir yorum yapmak istersem eğer, bir dönem güzide başlığımız Hat Trick'in adeta gayrı resmi sponsoru haline gelmiş ADV Wheels sitesinden copy paste edilen tüm fotoğraflara ibret ve üzüntü içinde baktığımı söyleyebilirim..
" The difference between men and boyZ is the price of their toyZ "
Kullanıcı avatarı
razz
 
Mesajlar: 5616
Yaş: 48
Kayıt: 18 Ara 2009, 16:05
Konum: Istanbul - Turkey

ÖncekiSonraki

Dön TSF Otomotiv & Motorsporları - Automotive & Motorsports

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 9 misafir

   
   
TSF Partner Brands & Medias
Ancon
Arnold & Son
Ateliers deMonaco
Audemars Piguet
Badollet Geneve
Bell & Ross
Breitling
Chopard
Concord
Gucci
Hautlence
Hublot
Linde Werdelin
Maîtres du Temps
Manufacture Royale
Oris
Parmigiani Fleurier
Snyper Geneve
Steinhart
Watchonista
                                          

     Facebook  Twitter  Instagram  Youtube  RSS Portal    |    Gallery    |    Blog    |     Advertise / Reklam / Contact      
 

All brand names and trademarks are the property of their respective owners