Adam çocukluktan itibaren saatçi, okuluna gitmiş.
Annesi italyan, babası isviçre doğumlu ama milliyeti yazmıyor.
'Dünyanın en iyi kuyumculuk okulu' Kapalıçarşı'dan yetişmiş Bedros Tanışman, gözünü karartarak girdiği İsviçre lüks saat piyasasındaki başarısıyla dikkat çekiyor. Tanışman'ın hikayesini, çıraklık yaptığı Kapalıçarşı'daki9 metrekarelik atölyede dinledik.
Dünya lüks saat pazarının göbeği Cenevre'de dokuz yıldır en ünlü markaların güvendikleri modellerini yarıştırdığı bir Grand Prix düzenleniyor. Dünya güzellik yarışması misali... Cartierler, Chopardlar, Vacheron Constantinler, Franck Mullerler... Halk jürisi, basın jürisi ve otoritelerin görüşleriyle önce finale kalanlar, ardından da 'en iyi' belirleniyor. Bu yıl da, önceki ay düzenlenen yarışmaya 620 lüks saat katılmış, birinciliği kordonunda 300 tane pırlanta bulunan bir Piaget kazanmış. Yarışmanın bizim için dikkat çekici yanı ise¤ 10 yarışmacıdan oluşan finale İstanbullu Bedros Tanışman'ın da kalması. Kendisi aynı zamanda birinci seçilen saatin kordonunu yapan kişiymiş. 'Orada bunu yapabilecek kişi pek yoktur' diyor Tanışman, zira kısacık bir kordonu ancak 'dünyanın en iyi kuyumculuk okulundan' yetişmiş bir sadekar 300 pırlantayla süsleyebilir; yani Kapalıçarşı'dan...
Yukarıda ismi geçen büyük markalara yıllarca çalıştıktan sonra, hala yaşadığı Cenevre'de kendi markasını yaratan Tanışman'la, distribütörlük görüşmeleri yapmak için geldiği İstanbul'da görüştük. Kapalıçarşı'da yanında çıraklık yaptığı ustası Misak Oskanyan'ın küçük atölyesinde çaylarımızı içip sohbet ettik.
PARA HER ŞEY DEMEK DEĞİLDİ
Hikayeyi anlatmaya Oskanyan Usta başladı; 'Sabah sekizde burayı ilk biz açardık, esnaf 11:00'de gelmeye başlayınca neredeyse bir günlük yevmiyeyi çıkarmış olurduk.' Kolayca fark edilebileceği gibi hayli disiplinli biriymiş Oskanyan Usta. Şimdi geriye baktığında çırağına ağır işler yaptırdığını itiraf babında söylese de durumu özellikle o zamanki usta-çırak ilişkisinin bir gereği olarak açıklıyor. Öte yandan aralarında bir sevgi ilişkisi eksik olmamış: Ustası bir gün müşteriye götürmesi için çok pahalı bir yüzük verir Tanışman'a. Yüzüğü cebine koymasını, elini de cebinden asla çıkarmayıp yüzüğe dokunur halde gitmesini tembihler. Çünkü böylece başka bir şey düşünmeyecek, yüzüğü de kaybetmeyecektir. Müşterinin yanına eli cebinde girdiği için büyük azar işitir Tanışman. 'Ustam böyle istedi' diyince adam Usta'yı çağırma cüretini gösterir. Hemen olay yerinde biten Oskanyan, kendisinden başka kimsenin çırağına kızamayacağını söyleyip kıyameti koparır; uzunca bir süredir alıcısını bekleyen pahalı yüzüğü de satmaktan vazgeçer.
'O zamanlarda para her şey demek değildi' diyor Tanışman ve kendince bu anlayışı devam ettiriyor. Bugün büyük markalar ucuz işçilik ve daha fazla kar için üretimlerini Çin gibi Uzakdoğu ülkelerine kaydırırken kendisi her şeyiyle İsviçre markası olmaya devam edeceğini söylüyor.
İLKOKULDAKİ TASARIMCI
Kapalıçarşı'daki 9 metrekarelik küçük atölyede konu yetenek meselesine geldiğinde, ustasının da kafa sallayarak onayladığı biçimde, Allah vergisi bu şeyden Tanışman'ın fazlasıyla nasiplendiğini öğreniyoruz. Henüz ilkokul çağındayken su tesisatçısı babasının atölyesinde, bozuk paraları kesip lehimleyerek okuldaki arkadaşları için yüzük yaptığı, hatta bazen bunları sattığı olurmuş. Tesisatçı babası hep okumasını ister ama o hep okuldan kaçmayı düşünür; 'Hep ders, hep ders, hep ders vardı. Okuldan yeni dönmüşüz, tam top oynamaya başlamışken sokağın başında özel ders vermeye gelen öğretmen görünürdü. Galiba bu yüzden dersleri sevmedim, hiç oyun oynayamıyordum.'
Daha 17 yaşındayken çıraklıktan çark edip kendi dükkanını açması da benzer bir nedenden kaynaklanır. 'Yoksa o zamanlarda, o yaşta ustanın yanından ayrılamazdın. Askere gider, döndüğünde bir iki yıl daha çıraklık yapar, sonra da ustanın yardımıyla kendi dükkanını açardın. Ama benim kanım erken kaynamıştı, usta olduğumu düşünüyordum artık, bir de galiba delikanlılık çağında disiplin altında değil de, rahat yaşayıp gezmek tozmak istediğimden öyle oldu. Bu Kapalıçarşı geleneğini kıran ilk kişiyim.'
Delikanlılığını tam istediği gibi gezip tozarak yaşar Tanışman, askerlik dönüşünde de işini büyütür. Fakat 12 Eylül darbesinden sonra her şey tersine döner. Piyasalar iyice içine kapanmış, Kapalıçarşı krize girmiştir. O sıralarda, kendi yerinde yurdunda ustayken, tekrar işçi olma pahasına gözünü karartıp İsviçre'ye gider. Nişanlısının daha önce İstanbul'dan İsviçre'ye göç etmiş akrabalarının yardımıyla işinin kolay olacağını düşünmüştür ama beklediğiyle karşılaşmaz. Cenevre'ye adım attığında aslında mücevhercilik denen şeyin burada saatlerden ibaret olduğunu görür. Saat şirketlerinde geçen altı yıllık işçiliğin ardından ancak oranın kültürünü, işi ve piyasayı tanıyıp kendi küçük atölyesini kurar; daha sonralarıysa kendi markasını...
Tanışman'ın şu anda sahip olduğu atölyesinde 21 çalışanı var. Avrupa'da GP3 otomobil yarışları için Aston Martin'le de reklam anlaşması yapmış. İsmini ezberlediğimiz pek çok lüks saat markasının kalitesiyle değil reklam yatırımlarıyla öne çıktığını söylüyor. 'Aynı maddi koşullarda olsaydım Franck Muller'den daha popüler bir marka olmamak için hiç bir sebebim bulunmazdı' diyor.
FRANCK MULLER'İN PATRONU DA İSTANBULLU
Geçen yıl Başbakan Erdoğan'ın takmasıyla gündeme gelen, Cem Yılmaz, Adnan Polat gibi isimlerin kullandığı Franck Muller'i de Ermeni kökenli bir İstanbullunun yönettiğini öğreniyoruz Tanışman'dan; 'Ben ilk gittiğimde küçük bir atölyeleri vardı, bizim Vartan Sırmakeş onlarla ortak oldu ve işi o büyüttü, markayı da dünya çapından ünlendirdi. Franck Muller hala hayatta ama şirket Vartan'a aittir, onun ismi kaldı sadece. İşin sırrı pazarlamada, kendisine inanan büyük bir yatırımcı sayesinde girebildi o reklam işlerine.' Büyük bir yatırımcı bulmak aynı zamanda onun isteklerine uyup kendi tarzından ödün vermeyi de gerektiriyormuş. Tanışman ise 'Ben kendim olmak istiyorum, hızla büyümek gibi bir derdim yok. Mesela Carousel modelini dokuz yıl önce muma yapmıştım, bunca süre doğru anın gelmesini bekledim. Yavaş yavaş sağlam adımlarla gitmek en iyisi' diyor.
davinci yazdı:burdaki temsilciside kuyum firması olan Gilandır
timur94 yazdı:asymptote kendi kendine muhabbet ediyo hiç bozmayalım bence
Dön TSF Genel Saat Sohbeti - General Watch Discussion
Bu forumu gezen kullanıcılar: 351925 ve 270 misafir
|