Üniversite Tercih Dönemi Fikir Alışverişi

[Anesthesia]

herşeyden önce aldığınız puan, ve başarı diliminiz olağanüstü, tebrik ederim.
13 yıllık bir hekim olarak tıp fakültesini şimdiye kadar hiç kimseye tavsiye etmedim, samimi görüşüm doğrultusunda size de "aman uzak dur" diye ağabey tavsiyesinde bulunmak bu memleketimde her gence boynumun borcudur. bugün tıp fakültesine girecek olsan bitişi 6 yıl, ondan sonra iki yıl mecburi hizmet var, yurdumda hakim savcılık sınavından sonra en zor sınavda başarılı olacak olursan en az 4,5 yıl daha eğitim ve onun sonunda yine mecburi hizmet var. yaşın kaç olacak sen hesapla. o vakit karşına nelerin çıkacağını ben şu an tahmin edemiyorum ama kendi yaşadıklarımı anlatayım istersen;

5 yıl pratisten hekimlik yaptıktan sonra tus'u kazandım ve il sağlık müdürüm bana izin vermediği için ancak 7 ay sonra ilişiğim kesildi çalıştığım sağlık ocağından, ben de grubumun en çömezi olarak en son olarak başladım asistanlığa, asistanlık zaten insan hayatının en zor dönemi (bu konuda ciddiyim). ben yine rahat bir branştayım (anestezi ve yoğun bakım uzmanıyım şu an), ancak genel cerrahi asistanlarının doğrudan cennetlik oldukları, nitekim ahirette çekecekleri ızdırabı bu dünyada asistanlık hayatlarında çekmekte olduklarına dair pek çok varsayımımız oldu. uzmanlık sonrasında da öyle muayenehane açmak falan düşünemiyorsunuz bile, öyle güzel kurallar getirdi ki sağolsun çocuk uzmanı eski sağlık sorumlumuz; kurallara uygun 13 muayenehane yapılabildi ilk 2 yıl içinde, zamanla bu sayı artacaktır elbet, ama bu sefer yine birtakım kurallarla oynayarak tüm hekimlerin sermaye sahiplerinin özel kurumlarında çalışır memurlar olmalarını sağlayacaklarından eminim.

Eşim derece ile tıp fakültesine girip, derece ile tus başarısına imza atmış bir insan, şu an toplam aylık kazancını yazsam gülersin, kaldı ki hastalarla her gün yaşadığı tartışmalar, sadece yapabileceğini bildiği için hasta yakınlarının eşimi bakanlığa şikayet etmeleri falan meslek hayatının ilk yılı içinde meslekten tamamen soğumasına yetti de arttı bile.


konu aslında uzun, örneklerle beraber sayfalar dolusu yazabileceğimden eminim, sana bu genç yaşında tavsiyem hasta insanla uğraşacağın herhangi bir branştan, sektörden kesinlikle uzak durman, hele tıp fakültesi "Allah düşmanımın başına vermesin"

[Miriel]

Anesthesia teşekkürler.

Dışarıdan insanların %90 tıpa çok sıcak bakıyor hatta şu an üzerimde büyük bir tıp baskısı var denilebilir. Ailem kesin bir zorlamada bulunmasa da tıp deyince yüzlerinde güller açıyor.

Olaya maaş açısından bakarsak yeni mezun mühendisler de sıkıntıda 1500-2000 civarı ile işe başlıyorlar ve mezun olunca iş garantisi yok.

[drk]

Yazmamak için zor tutuyorum kendimi. Böyle bir kafa karışıklığı olamaz. Tıp nere, mühendislik nere, hukuk nere? Ailen değil sen okuyacaksın. Kısıtlı bir çevre ve dediklerine göre hareket edip hayatını mahvetme. Bakış açını değiştir, olayları farklı bir şekilde ele al. Bu ülkede ne okuduğundan çok kendi kişisel becerilerin, çevren, tanıdıkların ve her şeyden çok işini ne kadar iyi yaptığın önemli. Aynı işi yapan iki farklı kişi birbirine taban tabana zıt olabilir. Biri başarılıyken diğeri sürülebilir.

Senin için başarının ölçütü ne, önce bunu belirlemelisin. Para diyorsan geçmiş olsun, mutsuz bir hayata merhaba de şimdiden.

[Miriel]

Yazmamak için zor tutuyorum kendimi. Böyle bir kafa karışıklığı olamaz. Tıp nere, mühendislik nere, hukuk nere? Ailen değil sen okuyacaksın. Kısıtlı bir çevre ve dediklerine göre hareket edip hayatını mahvetme. Bakış açını değiştir, olayları farklı bir şekilde ele al. Bu ülkede ne okuduğundan çok kendi kişisel becerilerin, çevren, tanıdıkların ve her şeyden çok işini ne kadar iyi yaptığın önemli. Aynı işi yapan iki farklı kişi birbirine taban tabana zıt olabilir. Biri başarılıyken diğeri sürülebilir.

Senin için başarının ölçütü ne, önce bunu belirlemelisin. Para diyorsan geçmiş olsun, mutsuz bir hayata merhaba de şimdiden.

İlk mesajda yazdığım bölümler önümdeki seçenekler. Onları oraya yazmamın sebebi yardımcı olacak arkadaşların bu bölümleri göz önünde bulundurmaları. Ben bu bölümlerden hangisini seçmeliyim tarzı bir soru sormadım. En başından beri bütün dostlar kendi yaptığı iş/okuduğu okul hakkında bilgilendirme yaparsa sevinirim diyorum.

Önceliğimde para değil kesinlikle bu kanıya nereden vardın anlamadım?

[drk]

Hayır böyle bir kanıya varmadım, çevremdeki çoğu kişi parayı hayattaki önceliği olarak düşünüyor, eğer sen de böyleysen düşünce yapını değiştirmen lehine olacaktır dedim.

Daha önce de söyledim, bu yolu çok sağlıklı bulmuyorum. Forumda çeşitli sosyoekonomik gruplardan birçok kişi yazıyor ve malesef onların tecrübelerine göre seçim yapmak çok yanıltıcı olacaktır. Mühendisler 2bin TL maaş alır deniliyor, kestirip atılıyor veya doktorun ömrü çalışmakla geçer, emeğinin karşılığını alamaz vs.

Ben tıp kısmını yazayım. Çok ağır bir eğitim, sonrasında daha ağır bir eğitim ve ardından gelen daha ağır ömür boyu süren bir eğitim. Yetmezmiş gibi kişiliklerindeki eziklikleri öğrencilerine olanca güçleriyle yansıtan egolarını tatmin etmek için her fırsatı değerlendiren çılgın hocalar, sonrasında yaptığın işi küçümseyen, emeğini hiçe saymaya çalışan cahil insanlar. Sevmezsen yapamazsın, aile sağlığı merkezinde mesai bitse de gitsem diye de bakınabilirsin, haftada birkaç kere yurtdışına özel davetlerle, özel uçaklarla giden, el üstünde tutulan bir cerrah vs de olabilirsin.

Mühendis olup çok düşük maaşlarla kirin pasın içinde, yüzlerce binlerce erkeğin arasında, sabahlara kadar da çalışabilirsin, ar-ge çalışmalarınla daha önce denenmemişi, yapılmamışı başarıp, kendi iş imkanlarını kurup rahat ve sosyal bir çalışma ortamında da hayatını geçirebilirsin.

Şu meslek iyi, bu meslek kötü diyemeyiz. Önemli olan senin ne kadar iyi yaptığın ve önemsenmesi gereken diğer yan faktörler(tanıdık çevre, aileden gelen imkanlar vs.)

Mesleklerin ne yaptığı az çok belli, belki de okuduğun bölümle zerre ilgisi olmayan başka bir iş ile hayatını sürdüreceksin. Zevkle, mutlulukla ve başarıyla bitirebileceğin, sosyal, kültürel, fiziksel ve zihinsel açıdan kendini geliştirebileceğin imkanları sana sunabilecek bir okulu seçmen faydalı olacaktır.

[Ahmetrefik]

Sevgili Miriel,

Talebin üzerine birşeyler de ben yazayım dedim.YTU Makine Müh.bölümüne 1987 de girdim. 5 yıld bitiridim ve biraz piyada çalıştıktan sonra askere gittim ve dönüşte KOÇ grubu şirketlerinden birinde işe başladım.İmalati Şantiye gibi ortamları da sevmediğim için Satış-Pazarlama departmanında görev aldım ve halende bu alanda devam ediyorum, arada MBA Masterı yaptım.

Öncelikle YTU hakkında konuşalım, ben girdiğimde YÜ idi sonra YTÜ olarak ismi değiştirildi.Tabi o dönemlerde eğitim öğretim araçlarımız son derece zayıftı , bilgisayar bölümde 5 adet vardı ve kullanabilmemiz için bilgisayar programlama dersinden(sırasıyla hersene çaktığım için Fortran77, Basic, Cobol, Pascal gibi birçok dili öğrenme fırsatım oldu tabi kara tahta üzerinde) dereceye girmemiz gerekiyordu, CD diye birşey yoktu Auto Cad vb programlar zaten hak getire, Sony WalkMan'in karizmada IPHONE-IPAD i çizdiği dönemler. Fakat kampus çok güzeldi, o dönemdeki adı küçük BÜ idi.

Bizim zamanımızda YTÜ bir ODTÜ,ITÜ ve BÜ arasında daha zayıf kalmaktaydı ve bu iş başvurularımızda da kendini belli ediyordu.Vmetine kısmen katılmakla birlikte şu anda YTÜ , İTÜ ve ODTÜ ile birlikte en iyi Teknik Üniversiteler arasında yer almakta , artık mühendislik ile ilgili iş ilanlarında ilk 3-4 üniversite arasında yer alıyor, bunlar güzel.BÜ ise herzaman farklı ve klas , puanı da ona göre fakat bir ODTÜ,İTÜ hatta YTÜ kadar teknik manada iyi denemez.


ODTU ve ITU devlette çalışır, bürokrat olur müsteşar olur, BÜ mezunu Ameriken firmalarında başlar Genel Müdürlüğe gider, YTÜ mezunu isen piyasacı olursun , müteşebbis olursun.

Önemli olan kendini nasıl geliştirdiğin,yetiştirdiğin yoksa iş hayatında gerisi boş . Ayrıca Master-Doktora konusu Türkiyede %90 etiket için yapılır bunu bil, siyasette ve bazı kurmsal firmalarda işe yarar gerisi hikaye, yabancı dil hepsinden önemli bu ihmal edilmemeli.


Para kazanmak istiyorsan serbest çalışlacaksın, firmanı kuracaksun büyüteceksin, ya da büyük şirketlerde üst düzey yönetici ve genel müdür olacaksın, aksi taktirde KOÇ tada çalışsan Sabancıda da çalışsan belli bir seviyede (orta üstü)idare eder geçimini sağlarsın ne sürünürsün ne de abad olursun


YTÜ faslını geçelim, sana gelelim;

Hem Tıp, hem Mühendislik hem de Hukuk bunlar çok farklı konular, işler ilk önce 3 ü arasında seçimini yap sonra devam edelim,mühendislik tercihin için birşeyler yazıp söyleyebilirim.
Ayrıca serbest çalışmayı mı tercih edersin, yoksa özel şirkette mi çalışmayı veya devlet memuru mu olmak istersin, buna da bir yanıt alalım.
Devam edeceğiz

[onatozer]

Miriel merhaba,
Günlerdir ese dosta yeğenlerime bu tercih döneminin ne kadar önemli olduğunu bildirmeyi gorev edindim. Sana da elimden geldigi kadar yardımcı olabilirsem ne mutlu bana.... Bu durumu gorev edindim cunku ben tam 10 yıllık mühendislik ogrencisiyim:) 10 yıl önceki tercihim bana ahlara vahlara nice pişmanlıklara neden oldugundan hatta neredeyse gençliğimi çaldığından mümkün olduğunca bu sürecteki arkadaslara yardımcı olmak istiyorum. Cunku o Yasin getirdiği tecrubesizlik, sizi pankartına yazmak isteyen acgozlu dersane hocaları tarafından hep en yüksek puanli bölümlere koymak isterken, ana babalar genelde aman cocuğum en iyisine girsin derken genc bir insanın belki de hayatıyla oynuyorlar.

Öncelikle diğer tum arkadaşların fikrine saygı duyarak ve ozur dileyerek birşey dile getirmeliyim ki Türkiye'de üniversite okumak ne yazık ki kesinlikle zaman kaybı emek israfi... Tabii ki kendine cok seyler katan insanlar olacaktır üniversite sıralarında ama insanoğlunu ortalama kisi olarak ele alırsak katkıda bulunan öğretim değilde hem eğitim hem öğretim verebilen okul sayısı cok az.
Bu konuda gercekten kafa yormuş neredeyse istatistik yapmış biri olarak diyeceğim sudur; Boğaziçi, ODTÜ, Bilkent ve son zamanlarda koç-Sabancı ikilisi dışında gercekten hangi üniversitede okursanız okuyun bence bir farkı yok. Baska okul mezunu arkadaslar bana katilmayabilir ancak Türkiye de maalesef diploma sadece isin etiketi... Saatlerden ornek vermemiz gerekirse rolex her daim rolex dir, anlayan anlamayan rolex markasını bilir. Yüzlerce iyi saat vardır ama rolex bir etiket olmuştur. Tıpkı bunun gibi ülkemizde de bu üniversitelerden mezun olmak yakaya bir brove takmak gibi. Dünyada nasıl Oxford-Harvard etiketi vardır, bu okullardan mezun biri hemen ayrı katogorilendirilir, Türkiye'de de durum buna benzerdir.
Harvard da hayvan bakıcıligi okusanız yine bir Harvard mezunu olursunuz ve ik çi arkadaslar Harvard adından sonra ne yazarsa yazsın tav olmuştur.

Gelelim bölüm secimine; hukuk, tıp gibi o mesleği yapmak icin diplomasinin şart olduğu spesifik bölümleri ayrı tutarsak aslında hangi bolum mezunu olursa olsun kisi yapmak istediği iste kararlı ve basariliysa o iste cok da guzel çalışır. Ornek vermem gerekirse, bir arkadasım dereceyle heykel bölümü bitirdi ancak suan moda sektöründe başarılı bir mudur. Baska bir arkadasım yildiz teknik de mühendislik bitirdi ama oda ünlü bir İtalyan giyim firmasında ciddi başarılı bir mudur. Bakın iki alakasız bolum ama sektör aynı! Yine baska bir ornek gerekirse, iki yıllık turizm bitiren bir arkadasım tam bir kod canavarı, aldığı bir iki kursla benim diyen mühendisten hem daha cok kazanıyor hem daha muhteşem kod yazıyor. Bambaşka bir arkadasım Türkiye'de derece yapıp girdiği bilgisayar mühendisliği bölümünde daha ilk stajında bu meslek bana gore degil diyip üniversitesinde akademik kariyer yapmaya karar verdi.

Özet gecmek gerekirse sevgili miriel; hangi isi severek yapıyorsan o bölümü yaz, müzik dinlemek mı hosuna gidiyor, müzik bölümü yaz! Cok sosyal bir insansan halkla iliskiler yaz sosyoloji yaz! Derin sorulara cevap arıyorsan felsefe yaz! Ama Insanlara yardım etmek iyileştirmek ilahi bir haz veriyorsa sana tıp yaz. Evde bos otururken televizyonun icini açıp herseyini kurcaliyorsan, kendine sıkıntıdan telsiz yapıyorsan mühendislik yaz. Yemek yapmayı cok seviyorum diyorsan ahcilik oku. Atları cok seviyorsan at antrenörlüğü!
Sevdiğin ısı yapmıyorsan yarı ölüsündur, sevdiğin okulu okumuyorsan tek ayağın çukurda basliyorsundur hayat mücadelesine. Mühendis olmak doktor olmak önemli degil, hem kendine hem ulkene, insanlığa maddi manevi getirisi olacak, ustune bir de gurur duyacağın, zevk alacağın mesleğin okulunu oku. Ki böylece tutkuyla oku. Zaten saydığım üniversitelerden birinde elbet kontenjan bulacaksindir başarılı yuzde dilimin ile. Tek ricam egoları şişmiş, yarış atı sahibi gibi davranan, duygularını sosyal yeteneklerini önemsemeyen insanların sözlerine kanip aslında ilgin alakan olmayan bir bolum seçme.

[drk]

İşte olay budur Kendin için oku. İyi bölüm iyi hayat getirmeyebilir.