Orient CEM75001B Kullanıcı İncelemesi

Merhaba arkadaşlar, bir süre önce siz forumdaki arkadaşlara sorduğum Orient turuncu kadranlı saatim elime dün ulaştı. Sizler için kısa ve öz (elimden geldiğince) bir inceleme yapmak istedim. Her ne kadar inceleme nasıl yapılır pek bilmesem de, forumdan okuduğum diğer incelemelerden kopya çekerek kendimce bir şeyler ortaya çıkardım.
Saat son derece basit bir kutu ile beraber geliyor. İçinde saatten başka birşey yok
Ne kadar para o kadar iyi sunum demiş adamlar. Yedek kayış beklemedim değil, diğer bazı incelemeleri gördükten sonra. Panerai aldığım zaman daha iyi bir kutu ve içerik gelir sanırım 
Saatin turuncu kadranı gerçekten göz alıcı, internetteki fotoğrafların her birinde turuncunun değişik tonları vardı, acaba gerçekte nasıl bir turuncu olacağını merak ediyordum. Tam da beğendiğim gibi bir tonlama ile geldi. Açık turuncu renk olsaydı beğenmeyecektim bu kadar.
Saatin bezeli biraz sert, döndermek için el ile sıkı kavramak ve biraz güç sarfetmek lazım. Bezeli 1 tam tur döndermek için 60 adet tık’latmak gerekiyor. Bezelin dönerken çıkardığı tok ses sağlamlık hissi veriyor.
Vidalı tepe de keza oldukça sağlamlık hissi uyandırıyor. Saati ayarlamak için vidalı tepeyi çevirip gevşetmek ve tam boşalınca da 1 tık geriye çekmek gerekli. 2 tık çektiğimiz zaman da tarihi ayarlayabiliyoruz. Günü ayarlamak içinse vidalı tepenin üstünde yer alan butona basmak lazım. Ben günlerin sadece MON,TUE,WED… olarak var olduğunu sanıyordum, oysa bilmediğim bir dilde (sanırım almanca) de gün isimleri var. Eğer saati bir alman kullanıyorsa LUN, MAR, MIE… olarak günleri görebilir. Yani günlerin üzerinde yazılı olduğu tekerlek MON,LUN,TUE,MAR,WED,MIE…. Şeklinde yazılmış. Gün dolduğunda günlerin yazıldığı teker 2 defa atarak hep aynı dilde günlerin görünmesini sağlıyor. Bu oldukça hoşuma gitti.
Saatin mekanizması nedir bilmiyorum, hiç anlamam da mekanizma işlerinden. ETA nedir, Unitas nedir hep merak ederim ama hiç öğrenmeye heveslenmedim
Saniye 1 saat içerisinde 21600 defa vuruyor, yani saniyede 6 ilerleme hareketi yapıyor. Benim gözüme pek akıcı gelmedi. (Tabii ki Sekio springdrive gibi olması beklenemez ama yine de ben biraz daha akıcı görünüm olacağını düşünüyordum).
Saate bakıldığı zaman gözü hiç yormuyor, saate bakar bakmaz saatin kaç olduğu hemen okunabiliyor. Saat içerisinde day-date dışında başka fonksiyonların olmaması bu ferahlığı ve rahatlığı sağlıyor. Üstelik day-date gözü pek almıyor, kadran içerisinde oldukça güzel konumlandırılmış ve ufaklığı sayesinde kadranda gereksiz fazla yer işgal etmiyor.
Saati ilk kolumdan çıkarmak istediğimde Swatch saatimde olduğu gibi tokayı biraz çekince hemen boşalacağını sandım, sonra dikkat ettim ki kilit var. Yanlardan kilide basılmadığı sürece kilidi el kuvveti ile çekerek açmak çok zor/imkansız. Fakat kilitten önceki toka zayıf geldi bana. Yani saat koldayken kilidi açmadan önce çözmemiz gereken (el kuvveti ile açmamız gereken) toka biraz daha kuvvetli olabilirdi.
Saat büyük görünümüne rağmen (45mm) bana konforsuzluk ve pek ağırlık hissi vermedi (son dönemde spora başladığımdan olmasın?). 40mm Swatch saatim bileğimde acaba ufak mı kalıyor diyordum, bu saat de az biraz büyük mü bileğime göre diye sormuyorum değil. Sanırım bileğime uygun ideal saat çapı 42mm. Bunu anlamış oldum. Koldaki hissi rahat (fena değil), kolunuzda saat yokmuş hissi vermiyor elbet ama kolunuzda taşımak zorunda olduğunuz çekilmez bir ağırlık hissi de yok, ilk zamanlar tek his kolunuzda turuncu kadranlı ilgi çekici karizmatik bir saat olduğu
Saatin akrep ve yelkovan lumeleri indislerin lumelerinden daha kuvvetli. El fenerini saate bir süre dayadım ve karanlıkta kontrol ettiğimde akrep ve yelkovan oldukça belirgin iken indisler daha zayıf kalmıştı. Bu hoşuma gitmedi, sanki malzemeden çalmışlar gibi
Aklıma yazacak başka birşey gelmedi. Sonradan başka izlenimlerimi yine bu başlık altına yazarım. Özetlemek gerekirse, saat kolda kaliteli bir saat hissi uyandırıyor, dış görünüşü de keza öyle. Tel maşa durumu yok. Kadranın turuncu rengi oldukça hoş, belki de ben saatlerde yeşil/kırmızı/turuncu renkleri çok sevdiğimdendir. Bu saate puan vermem gerekirse 10 üzerinden 8 gibi bir puan verdim kendimce. İlerde daha çok saatle tanıştıkça fikrim değişebilir. Gerçek kaliteyi görüp hissetmeden sağlıklı değerlendirme yapmak da kolay değil.
Şimdi sözü fotoğraflara veriyorum;















Saat son derece basit bir kutu ile beraber geliyor. İçinde saatten başka birşey yok


Saatin turuncu kadranı gerçekten göz alıcı, internetteki fotoğrafların her birinde turuncunun değişik tonları vardı, acaba gerçekte nasıl bir turuncu olacağını merak ediyordum. Tam da beğendiğim gibi bir tonlama ile geldi. Açık turuncu renk olsaydı beğenmeyecektim bu kadar.
Saatin bezeli biraz sert, döndermek için el ile sıkı kavramak ve biraz güç sarfetmek lazım. Bezeli 1 tam tur döndermek için 60 adet tık’latmak gerekiyor. Bezelin dönerken çıkardığı tok ses sağlamlık hissi veriyor.
Vidalı tepe de keza oldukça sağlamlık hissi uyandırıyor. Saati ayarlamak için vidalı tepeyi çevirip gevşetmek ve tam boşalınca da 1 tık geriye çekmek gerekli. 2 tık çektiğimiz zaman da tarihi ayarlayabiliyoruz. Günü ayarlamak içinse vidalı tepenin üstünde yer alan butona basmak lazım. Ben günlerin sadece MON,TUE,WED… olarak var olduğunu sanıyordum, oysa bilmediğim bir dilde (sanırım almanca) de gün isimleri var. Eğer saati bir alman kullanıyorsa LUN, MAR, MIE… olarak günleri görebilir. Yani günlerin üzerinde yazılı olduğu tekerlek MON,LUN,TUE,MAR,WED,MIE…. Şeklinde yazılmış. Gün dolduğunda günlerin yazıldığı teker 2 defa atarak hep aynı dilde günlerin görünmesini sağlıyor. Bu oldukça hoşuma gitti.
Saatin mekanizması nedir bilmiyorum, hiç anlamam da mekanizma işlerinden. ETA nedir, Unitas nedir hep merak ederim ama hiç öğrenmeye heveslenmedim

Saate bakıldığı zaman gözü hiç yormuyor, saate bakar bakmaz saatin kaç olduğu hemen okunabiliyor. Saat içerisinde day-date dışında başka fonksiyonların olmaması bu ferahlığı ve rahatlığı sağlıyor. Üstelik day-date gözü pek almıyor, kadran içerisinde oldukça güzel konumlandırılmış ve ufaklığı sayesinde kadranda gereksiz fazla yer işgal etmiyor.
Saati ilk kolumdan çıkarmak istediğimde Swatch saatimde olduğu gibi tokayı biraz çekince hemen boşalacağını sandım, sonra dikkat ettim ki kilit var. Yanlardan kilide basılmadığı sürece kilidi el kuvveti ile çekerek açmak çok zor/imkansız. Fakat kilitten önceki toka zayıf geldi bana. Yani saat koldayken kilidi açmadan önce çözmemiz gereken (el kuvveti ile açmamız gereken) toka biraz daha kuvvetli olabilirdi.
Saat büyük görünümüne rağmen (45mm) bana konforsuzluk ve pek ağırlık hissi vermedi (son dönemde spora başladığımdan olmasın?). 40mm Swatch saatim bileğimde acaba ufak mı kalıyor diyordum, bu saat de az biraz büyük mü bileğime göre diye sormuyorum değil. Sanırım bileğime uygun ideal saat çapı 42mm. Bunu anlamış oldum. Koldaki hissi rahat (fena değil), kolunuzda saat yokmuş hissi vermiyor elbet ama kolunuzda taşımak zorunda olduğunuz çekilmez bir ağırlık hissi de yok, ilk zamanlar tek his kolunuzda turuncu kadranlı ilgi çekici karizmatik bir saat olduğu

Saatin akrep ve yelkovan lumeleri indislerin lumelerinden daha kuvvetli. El fenerini saate bir süre dayadım ve karanlıkta kontrol ettiğimde akrep ve yelkovan oldukça belirgin iken indisler daha zayıf kalmıştı. Bu hoşuma gitmedi, sanki malzemeden çalmışlar gibi

Aklıma yazacak başka birşey gelmedi. Sonradan başka izlenimlerimi yine bu başlık altına yazarım. Özetlemek gerekirse, saat kolda kaliteli bir saat hissi uyandırıyor, dış görünüşü de keza öyle. Tel maşa durumu yok. Kadranın turuncu rengi oldukça hoş, belki de ben saatlerde yeşil/kırmızı/turuncu renkleri çok sevdiğimdendir. Bu saate puan vermem gerekirse 10 üzerinden 8 gibi bir puan verdim kendimce. İlerde daha çok saatle tanıştıkça fikrim değişebilir. Gerçek kaliteyi görüp hissetmeden sağlıklı değerlendirme yapmak da kolay değil.
Şimdi sözü fotoğraflara veriyorum;














