Tissot PRS 516 Otomatik 10 Yıllık Kullanım İncelemesi

Merhaba arkadaşlar. Konunun başlığına geçmeden önce biraz kendimden bahsetmek istiyorum.
Hareketli sayılabilecek bir iş hayatim var. Özel sektörde otomotiv sanayinde mühendis olarak çalışıyorum. Mikro mekanik konularına her horoloji sever gibi meraklıyım. Otomatik saatlerin tıkır tıkır çalışması, saniyenin akışındaki huzur beni hep çocukluk yıllarına götürmüştür. Rahmetli dedemin kurma mekanizmalı bir Nacar saati vardı. Her akşam saat 18.00 gibi onu kurar ayarlar ve kolundan çıkarırdı. O saat de biraz tikirtili çalışırdı; adeta o yıllarda hafızama kazınan bir resim, bir olay örgüsü oluşturdu zihnimde. Ne zaman bir otomatik saat görsem, o sobalı küçük evin oturma odasındaki hoş sohbetler sıcak ortam ve belkide eskiler, eski insanlar büyüklerimiz kucukluklerimiz hep gözümün önünden geçer tıpkı saniyenin akıp gitmesi gibi akıp gider gözümün önünden.. evet mekanik saat sever insanlar genellikle detaycıdir, aslında pahalı denilen bu hobi -ki haklılık payı da yok değildir, horoloji severleri bir çok ortak noktada buluşturmayı başarır. Buradaki ruh hepimizi aslında tarif edemediğimiz bir bilgelik bir mühendislik ve kıymet etrafında toplamaktadir. Horolojiye ve bu alana olan genel bakışımı bu şekilde uzunca ifade ettikten sonra Prs 516 ima gecmek istiyorum.
2015 yılı Konyalı saatten aldığım siyah kadranlı bir saattir kendileri. 2836-2 mekanizmaya sahip yillandikca guzellesen bir baş yapıttır benim için. Evet dile kolay 10 yıldır kahrimi çekmektedir kendileri. Yeri geldi çizildi, yeri geldi düştü, soğuk sıcak yaz kış 10 yıl.. peki saatim gercekten böyle bedbaht bir hale mi geldi? Çektiği sıkıntılar onda kırışıklıklar ve hayat çizgileri oluşturdu mu? Zaman tutması 10 yıl öncesine göre bozuldu mu? Cevap tek saat kullanan biri olarak "HAYIR". Bezel kaplamasinda ufak tefek yakından bakipta anlasilacak iz disinda camda kasada en ufak bir korozyon vb durum yok. Tabiki kasa çeliginde küçük
Çizikler mevcut. Ben onlarla gurur duyuyorum. Her bir cizigin hayatımda önemli bir dönüm noktası önemli bir başarı üzüntü yada mutlulukta payı vardır. Ancak yıllara meydan okumaya devam ediyor PRS 516. Peki ya mekanizma ? İlk aldığım 5 yıl +15 sn günde, sonraki 3 yıl +10 sn günde şuanda ise +/- 6sn tepe pozisyonuna göre değişkenlik gösteriyor. Tam bir İsviçreli. Ve daha hayatının baharında. Ömrünün en başında bir genç. Değişen parça 0 bakım 10 yılda 1 kez yağlama. İleride fotoğraflarını da buraya atacağım.
Ve şimdi bu genç adama eşlik etmesi için yeni bir arkadaş daha alıyorum. Yine aynı aileden bir Tissot PRX powermatic 80. Bu markanın fanı yada fanatiği değilim ancak, tam bir f/p ürünü olduğunu söyleyebilirim. Eminim ki PRX te hem şıklık hem mekanizmadaki iyileştirmeler ile beni bir 10 yıl daha ileriye taşıyacaktir. Böylece hatıralar biriktirdiğim 2 adet saate sahip olmuş olacağım. Onunda fotoğraflarını atacağım arkadaşlar. Onunla ilgili görüş ve düşüncelerimi de yazacağım. Biraz konu dışı yorumlar oldu kompozisyon gibi oldu kusuruma bakmayın arkadaşlar. Kalın sağlıcakla...
Hareketli sayılabilecek bir iş hayatim var. Özel sektörde otomotiv sanayinde mühendis olarak çalışıyorum. Mikro mekanik konularına her horoloji sever gibi meraklıyım. Otomatik saatlerin tıkır tıkır çalışması, saniyenin akışındaki huzur beni hep çocukluk yıllarına götürmüştür. Rahmetli dedemin kurma mekanizmalı bir Nacar saati vardı. Her akşam saat 18.00 gibi onu kurar ayarlar ve kolundan çıkarırdı. O saat de biraz tikirtili çalışırdı; adeta o yıllarda hafızama kazınan bir resim, bir olay örgüsü oluşturdu zihnimde. Ne zaman bir otomatik saat görsem, o sobalı küçük evin oturma odasındaki hoş sohbetler sıcak ortam ve belkide eskiler, eski insanlar büyüklerimiz kucukluklerimiz hep gözümün önünden geçer tıpkı saniyenin akıp gitmesi gibi akıp gider gözümün önünden.. evet mekanik saat sever insanlar genellikle detaycıdir, aslında pahalı denilen bu hobi -ki haklılık payı da yok değildir, horoloji severleri bir çok ortak noktada buluşturmayı başarır. Buradaki ruh hepimizi aslında tarif edemediğimiz bir bilgelik bir mühendislik ve kıymet etrafında toplamaktadir. Horolojiye ve bu alana olan genel bakışımı bu şekilde uzunca ifade ettikten sonra Prs 516 ima gecmek istiyorum.
2015 yılı Konyalı saatten aldığım siyah kadranlı bir saattir kendileri. 2836-2 mekanizmaya sahip yillandikca guzellesen bir baş yapıttır benim için. Evet dile kolay 10 yıldır kahrimi çekmektedir kendileri. Yeri geldi çizildi, yeri geldi düştü, soğuk sıcak yaz kış 10 yıl.. peki saatim gercekten böyle bedbaht bir hale mi geldi? Çektiği sıkıntılar onda kırışıklıklar ve hayat çizgileri oluşturdu mu? Zaman tutması 10 yıl öncesine göre bozuldu mu? Cevap tek saat kullanan biri olarak "HAYIR". Bezel kaplamasinda ufak tefek yakından bakipta anlasilacak iz disinda camda kasada en ufak bir korozyon vb durum yok. Tabiki kasa çeliginde küçük
Çizikler mevcut. Ben onlarla gurur duyuyorum. Her bir cizigin hayatımda önemli bir dönüm noktası önemli bir başarı üzüntü yada mutlulukta payı vardır. Ancak yıllara meydan okumaya devam ediyor PRS 516. Peki ya mekanizma ? İlk aldığım 5 yıl +15 sn günde, sonraki 3 yıl +10 sn günde şuanda ise +/- 6sn tepe pozisyonuna göre değişkenlik gösteriyor. Tam bir İsviçreli. Ve daha hayatının baharında. Ömrünün en başında bir genç. Değişen parça 0 bakım 10 yılda 1 kez yağlama. İleride fotoğraflarını da buraya atacağım.
Ve şimdi bu genç adama eşlik etmesi için yeni bir arkadaş daha alıyorum. Yine aynı aileden bir Tissot PRX powermatic 80. Bu markanın fanı yada fanatiği değilim ancak, tam bir f/p ürünü olduğunu söyleyebilirim. Eminim ki PRX te hem şıklık hem mekanizmadaki iyileştirmeler ile beni bir 10 yıl daha ileriye taşıyacaktir. Böylece hatıralar biriktirdiğim 2 adet saate sahip olmuş olacağım. Onunda fotoğraflarını atacağım arkadaşlar. Onunla ilgili görüş ve düşüncelerimi de yazacağım. Biraz konu dışı yorumlar oldu kompozisyon gibi oldu kusuruma bakmayın arkadaşlar. Kalın sağlıcakla...