Montblanc Star Legacy Full Calendar Kutu Açılışı Ve İnceleme
Gönderilme zamanı: 26 Haz 2020, 15:40Merhaba TSF,
50.yaşını 6 ay önce sessiz sedasız kutlamış biri olarak, Gökhan Bey’in (@gokhangirgin) coşkulu ve 40 gün 40 gece kutlamalarını görünce kıskandım (İmrendim veya gıpta ettim daha doğru kelimeler ama yeterince duygu vurgulu değil, o yüzden bile isteye kıskandım yazıyorum [emoji38] )
Benim başımda da saç var (olması gereken deyimi siz anlayın artık
) benim neyim eksik deyip, hazır pandemi döneminin ağır işsizliği de (yanlış anlaşılmasın unemployment değil, rölantide giden işler) varken ciddi sayıda saat sörfü yaptım web’de, yüzlerce saat fotosu baktım, sonunda aradığımı buldum ve tetik çekildi.
Zaten şunun şurasında kaç yıl daha yaşacağım ki, rahmetli babam 57’de vefat etmişti, onu baz alırsam 7 yıl, TÜİK ortalamasına göre 25 yıl, gidişata ve kendi hissettiğime göre de 35-40 yılım kaldı gibi duruyor. Tabi yarına çıkacağımızın bir garantisi yok da, istatistik işte
. Kaldı ki, bildiğim kadarı ile insan ömrü yıl ile, dakika ile değil, nefes adedince takdir edilmiş. Bize bahşedilen nefes sayısı tükenene kadar ömrümüz. Önemli olan o nefesleri iyi ameller işleyerek ve kaliteli yaşayarak harcamak. Neyse bu nispeten tatsız bahsi kapatıp açılışa devam edelim.
Zaten epeydir durağan giden koleksiyonda (kendi çapında koleksiyon denirse tabi) değişiklikler, gelenler-gidenler olsun istiyordum, bahane oldu. Bayrama kadar bi kaç açılışım olacak aksamalar olmazsa, ilki bu. Saat kutumu dikkatle incelediğimde aşağıda aynı zamanda ipucu da olan özellikte saatlerimin olmadığını ve bunları istediğimi farkettim;
• Dress watch
• Moonphase komplikasyonu
• Pointer date
• Roma rakamlı indisler (Romen de deniyormuş)
TSF’de az çok vakit geçiren birinin yukardaki özelliklerde saatlere sahip olmayı arzulamasından daha doğal bir şey de olamaz, zira harika fotolar gözümüze gözümüze sokuluyor hemen her gün. Normalde 4 ayrı saate bile denk gelebilir bu özellikler, ama hem kıt bütçe kaynaklarının efektif kullanılması hem de, saat sayımı tek haneler ile sınırlama katı kuralımdan dolayı (aksi halde ipin ucu fena kaçıyor), açılışı yapılacak olan saatte bu 4 özellik de var. 1 taşla 4 kuş yani. Markayı geçtim model detayına kadar çabuk bilinir diye öngörüyorum bu kadar ipucundan sonra. Mümkünse fotolu tahminler olursa güzel bir arşiv ve referans konusu olabilir.
Şimdiden herkese iyi haftasonları ve yüksek öğrenim imtihanına girecek kendisi, çocuğu, kardeşi, yakını olanlara da başarılar ve zihin açıklığı dilerim.
Sırf kutu hacminden bile doğru tahmin yapabilenler var forumda, onlara da ipucu olması açısından, üste, evdeki en sevdiğim dekor objelerinden olan devekuşu yumurtasını koydum, ağır işsizlik böyle bişey işte [emoji38]
------------------------------ A Ç I L I Ş -----------------------------
Tahmin ve katkılar için herkese teşekkürler. @cagatay1903 tam 12’den olmasa bile 11’den vurdu. Markayı bildi, modele de epey yaklaştı, tebrikler. Saatim Mont Blanc Star Legacy Full Calendar 119955. Öncelikle birkaç alıntı foto ile başlayayım;
Aynısının Arabic dial olan modeli de mevcut, fakat stokta yoktu. Olsa da gene Romen rakamlı modeli tercih ederdim. Bana göre daha şık. Referans bilgi olması açısından onun da görünümü şu şekilde ve kodu 118516;
Mont Blanc markası, ismini Avrupa kıtasının en yüksek dağından almış. İtalyanca ismi Monte Bianco. Her ikisi de “Beyaz Dağ” anlamına geliyormuş. Fransa ve İtalya sınırları içinde yer alıyor ve 4792 metre. Zirve’nin hangi ülke sınırları içinde kaldığı Fransa ve İtalya arasında her daim tatlı! bir çekişmeye sahne olmuş.
Logo, zirvedeki kar ve buz takkelerinden esinlenilmiş. “Rounded Star” diye isimlendiriliyor ve 1913’de tasarlanıp hiç değişmeden günümüze taşınmış. Markanın iddiasına göre, logo her zaman zirvede bir kalite sunmayı ve Avrupa’nın en maharetli el işçiliğini sağlamayı vaad ediyormuş. Yakın zamanda tüm zamanların en kreatif 20 logosundan biri seçilmiş.
Rotap Nişantaşı Butik’den satın aldım. Çalışanlarına çok teşekkür ediyorum, gerek telefonda gerek yüzyüze iletişimde cana yakın ve yardımsever davrandılar. Çook uzun zamandır o taraflara yolum düşmemişti, bu vesile ile 33 sene evvel çaylak bir Bilgisayar Programcısı (şimdilerde ünvanlar çok değişti, sürekli de değişiyor, en son Yazılım Geliştirici (Software Developer) deniyordu sanırım) olarak ilk işe başladığım, Rotap'ın bir sokak yukarısında yer alan Karakol sokağındaki binayı ve daireyi de görüp sağlam nostalji yapmış oldum. Bölgenin konseptine uygun olarak Haute Couture (ısmarlama) çalışan bir moda evi konumlanmış dairede. Zaten artık IT işleri önce plazalara sonra da Teknokent’lere ve Serbest Bölgelere taşınalı çok oldu. Teşvikiye Karakolu, zemindeki bakkal, caddedeki Şütte hiç değişmemiş. Kafe sayıları artmış, bir de ruhu biraz farklılaşmış semtin, ben beğendim.
Hanımla beraber özellikle toplu taşıma ile gelmiştim karşıdan, biraz gezmek de olsun diye aynı zamanda (Metro+Metrobus+Tabanvay). Dönüşte de geze geze Beşiktaş’a kadar yürüyüp, tarihi 7-8 Hasanpaşa fırınının efsane kurabiyelerinden alıp, Vapur+Metro ile döndük. Salgın tedbirlerine rağmen güzel bir gündü.
Çanta güzel. Saat kutusu, oldukça büyük. Dış kutu ekru parlak kalın karton. İç kutu siyah deri. Çin üretimi ama fazlası ile tatmin edici.
Saatin en şahsına münhasır noktalarından biri tepesi. Sanırım markanın cep saatlerindeki muazzam geçmişine bir selam çakmak üzere tasarlanmış. Görünümü hoş, çekmesi, itmesi, kurması çok kolay. Kola takılı değilken bile tek elle kurulabiliyor ve çok keyifli.
Kayış timsah derisi, işlemesi Floransa’da yapılmış, kayış hâline getirilmesi İtalyan el işçiliği ile sağlanmış. Pimlerden itibaren yaklaşık 2 cm’lik kısım padli. Harika bir dokusu ve dokunma hissiyatı var. Parliament mavi, lacivert ve siyah arasında dans eden 3 boyutlu renk geçişleri görülebiliyor. Buna “Sfumato Effect” deniyormuş ve Da Vinci’nin tablolarında ustalıkla kullandığı renkler ve tonları arasında gölgelerle yaptığı renk geçiş tekniği ve fırça darbelerinin adı imiş. Zaman içinde derinin alacağı patina ile kişiye özel ve çok estetik bir hâl alacağı yazıyor bu Sfumato Leather hakkında. Tabi biraz pazarlama biliminin büyülü kelimeleri ile süslenmiş olsa da hoşa gitmiyor değil bunları okumak-bilmek. Şampuanın saçlarımızı “ahenkle dans ettirmesi” veya dondurmanın “kızgın kumlardan serin sulara atlar gibi” hissettirmesi gibi biraz. Kayışdaki yandan basmalı toka sistemi başarılı ve işlevsel.
Kasa parlatılmış çelik, 42 mm. Bileğimi ölçtüm 18,5 cm. Saatin bileğime ne küçük ne büyük, tam kararında durduğunu düşünüyorum. Boynuzlar kısa, kibar ve estetik. Yanlarda 4 tarafda gömülü butonlarla komplikasyon ayarları yapılabiliyor.
Mont Blanc bunun için plastik bir çivi de koymuş kutuya. iPhone kutularındaki sim kart çıkarma iğnesinin hiçbir zaman kullanılmayıp, toplu iğne ile o işin görülmesi gibi, bu çivi de kullanılmayacak olsa da hoş bir detay. Çivinin tepesinde de logo mevcut. Zaten bunu kutudan çıkarıp ortalık bi yerde tutsak kesin belli bir süre sonra kaybolur, o nedenle mutfakta ilk bulunan ve ucu hafifce kütleştirilen bir kürdana havale edilecek komplikasyon ayar işi tarafımca.
Yalnız kitapçığında 3 PM ile 1 AM arasında komplikasyon ayarı yapmayın yazıyor. Halbuki forumdan öğrendiğim kadarı ile 9 PM ile 1 AM arasındaki 4 saatlik aralıkda ayar yapılmayacağını biliyordum. Allah Allah yanlış mı yazmışlar deyip, bir de Almanca kısmına baktım, orda da aynen 15 ile 1 saatleri arasında ayar yapılmaması tavsiye ediliyordu. Demek ki, bir bildikleri var, ama bana çok uzun geldi 10 saatlik komplikasyon ayarı yapmama aralığı, bilenler yorum yaparsa sevinirim.
Kollar yaprak şekilli. Saniye incecik, adeta kıl kadar, çok beğendim. Arka ucunda gene meşhur rounded star logomuz kondurulmuş çok da hoş olmuş. Bu tür dizayn detayları beni mutlu ediyor. Mesela Omega Commander’s saatimde de aynı yerde 007’nin tabancası var ki efsane. Her 3 kol (akrep, yelkovan, saniye) mavi renkte ve beyaz (gümüş) kadranda çok elegans duruyor.
Pointer date, çoğunluk saat dizayn kalıplarından farklı bir şekilde en dışta değil, indislerin iç dairesine konumlandırılmış. Süper olmuş, zira indisdeki rakamları kesmiyor, çok net bir görüntü veriyor. Ayın 1’i kırmızı, diğer günler 31’e kadar dizili ve siyah. Keşke tarih fontu 1 hatta 1,5 boy kadar büyük olsaydı eğer mümkünatı varsa idi. Bu hâliyle biraz küçük kalmış. Pointer’ın ucunda kırmızı hilal sembolü var, aktif tarihi gösteren. Çok hoş, hilali severiz her türlü. Canımız fedâ.
İçteki dairenin saat 6 yönüne gene meşhur logomuz yerleştirilmiş. Sonra daire bitene kadar bunun hâreleri dalga dalga devam ediyor engrave (işleme) olarak. Buna Guilloche pattern deniyormuş, unique detaylar.
Gün ve Ay adları olması gereken yerdeler. Ay fazı göstergesi 6 yönünde logonun üstünde. Saatten bağımsız olarak iyi anlaşılması için örnek bir Guilloche imajı;
En dıştaki daire yani yelkovan’ın ucunun uzandığı kısımlar, demiryolu raylarını sembolize ediyormuş. Cep saati esintilerinin fazlası ile hissedildiği saatte gene hoş bir detay.
Ay fazı kısmına ayrı ve uzun bir paragraf açmak istiyorum, zira ayın kendisinin ve hareketlerinin manevi bir etkileyiciliği var benim nazarımda. Burçlarla, astrologlarla işim olmaz, ilgi alanıma girmez ama, ayın hareketlerinin ve yerküreye olan yakınlığının ve açısının insan psikolojisi hatta fizyolojisi üzerinde ciddi etkileri olduğu da yadsınamaz bir gerçek. Bildiğim kadarı ile bazı günlerde, mesela kameri ayların 17, 19 ve 21’inde hacamat olmak (kan aldırmak) insan sağlığı üzerinde bilinen ve henüz bilinemeyen olumlu etkiler yapıyor ve Peygamber efendimiz tarafından Hadis-i şerif olarak tavsiye edilmiş. Çok kısaca; ayın konumuna bağlı olarak belli günlerde bazı bünyelerde kan basıncı ve tansiyonun arttığı ve bunun da beyin kanaması, kalp krizi gibi risklere yol açabildiği bilgisine ulaşmışlığım vardı daha önceden. Diğer yandan bizim bütün kutsal günlerimiz kameri takvime göre kutlanmakta. Örneğin bugün Zilkâde ayının 6’sı. Sonraki ay Zilhicce. Zilhiccenin 10-13’ü arası Kurban Bayramı gibi. Bunlar ve daha başka sebeplerden ayın fazlarını yakından takip ederim oldum olası ve artık bileğimde görebilmek mutluluk verici.
Tabi bu konu derya deniz. Ben kendi penceremden baktım. Herkes meşrebine ve ilgi alanına göre, zodiac, burçlar, astroloji, med-cezir, ay-deprem ilişkisi, 69’da gerçekten aya gidilmedi mi acaba polemiği, kurt adam masalı vs. vs. gibi konuları ile kafa yormuştur bir dönem. Bunlar her daim her mecrada rating alır ve almaya da devam edecektir.
Açılışa dönersek, arka kapak şeffaf, ama çok bi görsel şölen beklememek lazım, zira çoğu mekanizmada olduğu gibi rotor yüzeyin yarısını kaplıyor. Kasayı çevirdikçe kalp atışları filan görülebiliyor anca. Gene de tamamen kapalı olmasından iyidir.
Forumdaki çoğu saat severin aksine iyi zaman tutma takıntım var. Hemen ölçtüm, ölçmeye de devam ediyorum. İlk gün eksi 3 saniye yaptı. Sonraki günlerde sıfır, evet bildiğiniz etkisiz eleman sıfır yani, sapma mapma yok. Mükemmel. 6.günümde de bu şekilde devam ediyor. Sanırım forumda sıklıkla dile getirilen rodaj veya parçaların birbirine alışma süreci gerçekten var.
Dress watch olmasına rağmen, temizlik ve uyku zamanları hariç kolumdan hiç çıkarasım gelmiyor. Her türlü giyim tarzına yakıştırdım ben açıkcası, ama bu kısım kişiye göre değişir.
Sonuç olarak, 84 gram ağırlığı, 42 saat güç rezervi, 11,4mm kalınlığı, MB 29.12 mekanizması ile cebimden çıkan miktarın karşılığını verdiğini düşündüğüm, kutuda kalıcı olarak kendine yer edinecek gibi görünen, başarılı özellikleri olan şık bir saat aldığım için mutluyum. Yazım veya anlam hatalarım varsa affola. Herkesin gönlündeki saate kavuşması dileklerimle, iyi forumlar.
50.yaşını 6 ay önce sessiz sedasız kutlamış biri olarak, Gökhan Bey’in (@gokhangirgin) coşkulu ve 40 gün 40 gece kutlamalarını görünce kıskandım (İmrendim veya gıpta ettim daha doğru kelimeler ama yeterince duygu vurgulu değil, o yüzden bile isteye kıskandım yazıyorum [emoji38] )
Benim başımda da saç var (olması gereken deyimi siz anlayın artık
) benim neyim eksik deyip, hazır pandemi döneminin ağır işsizliği de (yanlış anlaşılmasın unemployment değil, rölantide giden işler) varken ciddi sayıda saat sörfü yaptım web’de, yüzlerce saat fotosu baktım, sonunda aradığımı buldum ve tetik çekildi.Zaten şunun şurasında kaç yıl daha yaşacağım ki, rahmetli babam 57’de vefat etmişti, onu baz alırsam 7 yıl, TÜİK ortalamasına göre 25 yıl, gidişata ve kendi hissettiğime göre de 35-40 yılım kaldı gibi duruyor. Tabi yarına çıkacağımızın bir garantisi yok da, istatistik işte
. Kaldı ki, bildiğim kadarı ile insan ömrü yıl ile, dakika ile değil, nefes adedince takdir edilmiş. Bize bahşedilen nefes sayısı tükenene kadar ömrümüz. Önemli olan o nefesleri iyi ameller işleyerek ve kaliteli yaşayarak harcamak. Neyse bu nispeten tatsız bahsi kapatıp açılışa devam edelim.Zaten epeydir durağan giden koleksiyonda (kendi çapında koleksiyon denirse tabi) değişiklikler, gelenler-gidenler olsun istiyordum, bahane oldu. Bayrama kadar bi kaç açılışım olacak aksamalar olmazsa, ilki bu. Saat kutumu dikkatle incelediğimde aşağıda aynı zamanda ipucu da olan özellikte saatlerimin olmadığını ve bunları istediğimi farkettim;
• Dress watch
• Moonphase komplikasyonu
• Pointer date
• Roma rakamlı indisler (Romen de deniyormuş)
TSF’de az çok vakit geçiren birinin yukardaki özelliklerde saatlere sahip olmayı arzulamasından daha doğal bir şey de olamaz, zira harika fotolar gözümüze gözümüze sokuluyor hemen her gün. Normalde 4 ayrı saate bile denk gelebilir bu özellikler, ama hem kıt bütçe kaynaklarının efektif kullanılması hem de, saat sayımı tek haneler ile sınırlama katı kuralımdan dolayı (aksi halde ipin ucu fena kaçıyor), açılışı yapılacak olan saatte bu 4 özellik de var. 1 taşla 4 kuş yani. Markayı geçtim model detayına kadar çabuk bilinir diye öngörüyorum bu kadar ipucundan sonra. Mümkünse fotolu tahminler olursa güzel bir arşiv ve referans konusu olabilir.
Şimdiden herkese iyi haftasonları ve yüksek öğrenim imtihanına girecek kendisi, çocuğu, kardeşi, yakını olanlara da başarılar ve zihin açıklığı dilerim.
Sırf kutu hacminden bile doğru tahmin yapabilenler var forumda, onlara da ipucu olması açısından, üste, evdeki en sevdiğim dekor objelerinden olan devekuşu yumurtasını koydum, ağır işsizlik böyle bişey işte [emoji38]
------------------------------ A Ç I L I Ş -----------------------------
Tahmin ve katkılar için herkese teşekkürler. @cagatay1903 tam 12’den olmasa bile 11’den vurdu. Markayı bildi, modele de epey yaklaştı, tebrikler. Saatim Mont Blanc Star Legacy Full Calendar 119955. Öncelikle birkaç alıntı foto ile başlayayım;
Aynısının Arabic dial olan modeli de mevcut, fakat stokta yoktu. Olsa da gene Romen rakamlı modeli tercih ederdim. Bana göre daha şık. Referans bilgi olması açısından onun da görünümü şu şekilde ve kodu 118516;
Mont Blanc markası, ismini Avrupa kıtasının en yüksek dağından almış. İtalyanca ismi Monte Bianco. Her ikisi de “Beyaz Dağ” anlamına geliyormuş. Fransa ve İtalya sınırları içinde yer alıyor ve 4792 metre. Zirve’nin hangi ülke sınırları içinde kaldığı Fransa ve İtalya arasında her daim tatlı! bir çekişmeye sahne olmuş.
Logo, zirvedeki kar ve buz takkelerinden esinlenilmiş. “Rounded Star” diye isimlendiriliyor ve 1913’de tasarlanıp hiç değişmeden günümüze taşınmış. Markanın iddiasına göre, logo her zaman zirvede bir kalite sunmayı ve Avrupa’nın en maharetli el işçiliğini sağlamayı vaad ediyormuş. Yakın zamanda tüm zamanların en kreatif 20 logosundan biri seçilmiş.
Rotap Nişantaşı Butik’den satın aldım. Çalışanlarına çok teşekkür ediyorum, gerek telefonda gerek yüzyüze iletişimde cana yakın ve yardımsever davrandılar. Çook uzun zamandır o taraflara yolum düşmemişti, bu vesile ile 33 sene evvel çaylak bir Bilgisayar Programcısı (şimdilerde ünvanlar çok değişti, sürekli de değişiyor, en son Yazılım Geliştirici (Software Developer) deniyordu sanırım) olarak ilk işe başladığım, Rotap'ın bir sokak yukarısında yer alan Karakol sokağındaki binayı ve daireyi de görüp sağlam nostalji yapmış oldum. Bölgenin konseptine uygun olarak Haute Couture (ısmarlama) çalışan bir moda evi konumlanmış dairede. Zaten artık IT işleri önce plazalara sonra da Teknokent’lere ve Serbest Bölgelere taşınalı çok oldu. Teşvikiye Karakolu, zemindeki bakkal, caddedeki Şütte hiç değişmemiş. Kafe sayıları artmış, bir de ruhu biraz farklılaşmış semtin, ben beğendim.
Hanımla beraber özellikle toplu taşıma ile gelmiştim karşıdan, biraz gezmek de olsun diye aynı zamanda (Metro+Metrobus+Tabanvay). Dönüşte de geze geze Beşiktaş’a kadar yürüyüp, tarihi 7-8 Hasanpaşa fırınının efsane kurabiyelerinden alıp, Vapur+Metro ile döndük. Salgın tedbirlerine rağmen güzel bir gündü.
Çanta güzel. Saat kutusu, oldukça büyük. Dış kutu ekru parlak kalın karton. İç kutu siyah deri. Çin üretimi ama fazlası ile tatmin edici.
Saatin en şahsına münhasır noktalarından biri tepesi. Sanırım markanın cep saatlerindeki muazzam geçmişine bir selam çakmak üzere tasarlanmış. Görünümü hoş, çekmesi, itmesi, kurması çok kolay. Kola takılı değilken bile tek elle kurulabiliyor ve çok keyifli.
Kayış timsah derisi, işlemesi Floransa’da yapılmış, kayış hâline getirilmesi İtalyan el işçiliği ile sağlanmış. Pimlerden itibaren yaklaşık 2 cm’lik kısım padli. Harika bir dokusu ve dokunma hissiyatı var. Parliament mavi, lacivert ve siyah arasında dans eden 3 boyutlu renk geçişleri görülebiliyor. Buna “Sfumato Effect” deniyormuş ve Da Vinci’nin tablolarında ustalıkla kullandığı renkler ve tonları arasında gölgelerle yaptığı renk geçiş tekniği ve fırça darbelerinin adı imiş. Zaman içinde derinin alacağı patina ile kişiye özel ve çok estetik bir hâl alacağı yazıyor bu Sfumato Leather hakkında. Tabi biraz pazarlama biliminin büyülü kelimeleri ile süslenmiş olsa da hoşa gitmiyor değil bunları okumak-bilmek. Şampuanın saçlarımızı “ahenkle dans ettirmesi” veya dondurmanın “kızgın kumlardan serin sulara atlar gibi” hissettirmesi gibi biraz. Kayışdaki yandan basmalı toka sistemi başarılı ve işlevsel.
Kasa parlatılmış çelik, 42 mm. Bileğimi ölçtüm 18,5 cm. Saatin bileğime ne küçük ne büyük, tam kararında durduğunu düşünüyorum. Boynuzlar kısa, kibar ve estetik. Yanlarda 4 tarafda gömülü butonlarla komplikasyon ayarları yapılabiliyor.
Mont Blanc bunun için plastik bir çivi de koymuş kutuya. iPhone kutularındaki sim kart çıkarma iğnesinin hiçbir zaman kullanılmayıp, toplu iğne ile o işin görülmesi gibi, bu çivi de kullanılmayacak olsa da hoş bir detay. Çivinin tepesinde de logo mevcut. Zaten bunu kutudan çıkarıp ortalık bi yerde tutsak kesin belli bir süre sonra kaybolur, o nedenle mutfakta ilk bulunan ve ucu hafifce kütleştirilen bir kürdana havale edilecek komplikasyon ayar işi tarafımca.
Yalnız kitapçığında 3 PM ile 1 AM arasında komplikasyon ayarı yapmayın yazıyor. Halbuki forumdan öğrendiğim kadarı ile 9 PM ile 1 AM arasındaki 4 saatlik aralıkda ayar yapılmayacağını biliyordum. Allah Allah yanlış mı yazmışlar deyip, bir de Almanca kısmına baktım, orda da aynen 15 ile 1 saatleri arasında ayar yapılmaması tavsiye ediliyordu. Demek ki, bir bildikleri var, ama bana çok uzun geldi 10 saatlik komplikasyon ayarı yapmama aralığı, bilenler yorum yaparsa sevinirim.
Kollar yaprak şekilli. Saniye incecik, adeta kıl kadar, çok beğendim. Arka ucunda gene meşhur rounded star logomuz kondurulmuş çok da hoş olmuş. Bu tür dizayn detayları beni mutlu ediyor. Mesela Omega Commander’s saatimde de aynı yerde 007’nin tabancası var ki efsane. Her 3 kol (akrep, yelkovan, saniye) mavi renkte ve beyaz (gümüş) kadranda çok elegans duruyor.
Pointer date, çoğunluk saat dizayn kalıplarından farklı bir şekilde en dışta değil, indislerin iç dairesine konumlandırılmış. Süper olmuş, zira indisdeki rakamları kesmiyor, çok net bir görüntü veriyor. Ayın 1’i kırmızı, diğer günler 31’e kadar dizili ve siyah. Keşke tarih fontu 1 hatta 1,5 boy kadar büyük olsaydı eğer mümkünatı varsa idi. Bu hâliyle biraz küçük kalmış. Pointer’ın ucunda kırmızı hilal sembolü var, aktif tarihi gösteren. Çok hoş, hilali severiz her türlü. Canımız fedâ.
İçteki dairenin saat 6 yönüne gene meşhur logomuz yerleştirilmiş. Sonra daire bitene kadar bunun hâreleri dalga dalga devam ediyor engrave (işleme) olarak. Buna Guilloche pattern deniyormuş, unique detaylar.
Gün ve Ay adları olması gereken yerdeler. Ay fazı göstergesi 6 yönünde logonun üstünde. Saatten bağımsız olarak iyi anlaşılması için örnek bir Guilloche imajı;
En dıştaki daire yani yelkovan’ın ucunun uzandığı kısımlar, demiryolu raylarını sembolize ediyormuş. Cep saati esintilerinin fazlası ile hissedildiği saatte gene hoş bir detay.
Ay fazı kısmına ayrı ve uzun bir paragraf açmak istiyorum, zira ayın kendisinin ve hareketlerinin manevi bir etkileyiciliği var benim nazarımda. Burçlarla, astrologlarla işim olmaz, ilgi alanıma girmez ama, ayın hareketlerinin ve yerküreye olan yakınlığının ve açısının insan psikolojisi hatta fizyolojisi üzerinde ciddi etkileri olduğu da yadsınamaz bir gerçek. Bildiğim kadarı ile bazı günlerde, mesela kameri ayların 17, 19 ve 21’inde hacamat olmak (kan aldırmak) insan sağlığı üzerinde bilinen ve henüz bilinemeyen olumlu etkiler yapıyor ve Peygamber efendimiz tarafından Hadis-i şerif olarak tavsiye edilmiş. Çok kısaca; ayın konumuna bağlı olarak belli günlerde bazı bünyelerde kan basıncı ve tansiyonun arttığı ve bunun da beyin kanaması, kalp krizi gibi risklere yol açabildiği bilgisine ulaşmışlığım vardı daha önceden. Diğer yandan bizim bütün kutsal günlerimiz kameri takvime göre kutlanmakta. Örneğin bugün Zilkâde ayının 6’sı. Sonraki ay Zilhicce. Zilhiccenin 10-13’ü arası Kurban Bayramı gibi. Bunlar ve daha başka sebeplerden ayın fazlarını yakından takip ederim oldum olası ve artık bileğimde görebilmek mutluluk verici.
Tabi bu konu derya deniz. Ben kendi penceremden baktım. Herkes meşrebine ve ilgi alanına göre, zodiac, burçlar, astroloji, med-cezir, ay-deprem ilişkisi, 69’da gerçekten aya gidilmedi mi acaba polemiği, kurt adam masalı vs. vs. gibi konuları ile kafa yormuştur bir dönem. Bunlar her daim her mecrada rating alır ve almaya da devam edecektir.
Açılışa dönersek, arka kapak şeffaf, ama çok bi görsel şölen beklememek lazım, zira çoğu mekanizmada olduğu gibi rotor yüzeyin yarısını kaplıyor. Kasayı çevirdikçe kalp atışları filan görülebiliyor anca. Gene de tamamen kapalı olmasından iyidir.
Forumdaki çoğu saat severin aksine iyi zaman tutma takıntım var. Hemen ölçtüm, ölçmeye de devam ediyorum. İlk gün eksi 3 saniye yaptı. Sonraki günlerde sıfır, evet bildiğiniz etkisiz eleman sıfır yani, sapma mapma yok. Mükemmel. 6.günümde de bu şekilde devam ediyor. Sanırım forumda sıklıkla dile getirilen rodaj veya parçaların birbirine alışma süreci gerçekten var.
Dress watch olmasına rağmen, temizlik ve uyku zamanları hariç kolumdan hiç çıkarasım gelmiyor. Her türlü giyim tarzına yakıştırdım ben açıkcası, ama bu kısım kişiye göre değişir.
Sonuç olarak, 84 gram ağırlığı, 42 saat güç rezervi, 11,4mm kalınlığı, MB 29.12 mekanizması ile cebimden çıkan miktarın karşılığını verdiğini düşündüğüm, kutuda kalıcı olarak kendine yer edinecek gibi görünen, başarılı özellikleri olan şık bir saat aldığım için mutluyum. Yazım veya anlam hatalarım varsa affola. Herkesin gönlündeki saate kavuşması dileklerimle, iyi forumlar.
ama bir kaç cümle etmek istedim.