Rolex Oyster Perpetual 39 114300 Kutu Açılışı ve İnceleme
Gönderilme zamanı: 20 Eki 2018, 13:11Olaylar şöyle gelişti: Malum Ankara ahalisi olarak AVM'lerde çok gezeriz 
Bir gün yine Rolex mağazasının vitrinlerine bakıyorum. Daha önce almayı planladığım Oyster 39'lara bakıyorum. Mavi, grape(üzüm moru denebilir) dial modellerin yanında bir siyah bir de beyaz dial farkediyorum. Üstelik sadece 3,6,9 değil tüm indisleri lüme bunların. Enterasan dedim, acaba göz mü yanıltıyor bunlar 36mm'mi?? Çok da üstelemedim, telefonu aldım elime girdim Rolex'in siteye: Oyster 39 tanıtımı olarak beyaz kadranlı bir saat duruyor. Biraz araştırınca öğrendim ki 2018 Basel'de tanıtılmış bunlar. Tabi biz yeni Pepsi'ye bakarken, bunları görmemişiz bile Ve sanki sevgili Rolex beni duymuşcasına eski modelde beğenmediğim iki noktayı düzeltmiş: Tüm indisler lüme yapılmış, indislerin arkasındaki garip renkli dokunuşlar(mavi kadran için yeşildi örneğin) klasik siyah-beyaz renklere bürünmüş.
Bence saatin kadran dengesi mükemmel: İndislerin büyüklük olarak kadrana uyumu, kolların uzunluk ve kalınlıklarının indislere oranı daha iyi olamaz. Saniye kolunun kalınlığı ve şekli de tam ayarında. Simetriyi bozan tarih penceresi de bulunmuyor. Bir insan daha ne ister
Kadran diğer bildiğimiz diğer siyah Rolex'lerden farklı olarak sunburst yapılmış. Az da olsa farklı ışıklarda kadrana hareket katıyor.
Oyster bileziği anlatmaya çok gerek yok, ama bu modelde easy link toka bulunmuyor maalesef. Oysa ki Explorer'da mevcut, fiyat az arttırılıp bu modele de eklenebilirmiş bence.
Kalınlık 11mm, çok çok ince bir saat değil yani. Ama makul diye düşünüyorum. Lug to lug uzunluk ise kendi ölçümüme göre tam 47,5 mm. Rolex bileziği sanki kasanın bir parçası gibi yerine oturttuğu için(bu konuyu da es geçmemek lazım, insafsız bir toleransla monte edilmiş oyster bilezik) farkedilmese de Rolex saatlerin boynuzları oldukça uzun. 41 mm'lik Aqua Terra'mın lug to lug uzunluğu 47 mm. Bu yüzden saat 39 mm ama kolunuzda kesinlikle 39'dan büyük duruyor.
Zaman tutmaya gelirsek, saatte Rolex tarafından 10 yıldır kullanılan 3132 mekanizma bulunuyor. Genel kullanımda saati bıraktığım 3 farklı pozisyonda(dial up, crown up, crown down) denedim. Tümünde +1 ile +2 saniye arasında sapma verdi. Bence mükemmel.
Gelelim eksilere Aslında tek bir eksi var ve maalesef tüm Rolex'ler için geçerli bu. Safir camın iç yüzeyinde bile bulunmayan anti-refle kaplama. Bu arada şunu da belirtmek lazım, gerçek gözle fotoğraflardaki kadar rahatsız etmiyor anti-refle eksikliği. Ama saati fotoğraflamaya gelince kadranın tüm güzelliğini yansıtmak oldukça zor. Örneğin fotoğraflarda kadrandaki yazılar biraz kalitesiz gibi görünse de, gerçekte mükemmeller.
Sonuç olarak bu saat bir klasik olan DateJust'ın NoDate'i olmuş. Kolunuza takınca 60 yıl önce başlayan(DayDate ile) tasarım dilinin mükemmele ne kadar ulaştığını görebiliyorsunuz.
Bir gün yine Rolex mağazasının vitrinlerine bakıyorum. Daha önce almayı planladığım Oyster 39'lara bakıyorum. Mavi, grape(üzüm moru denebilir) dial modellerin yanında bir siyah bir de beyaz dial farkediyorum. Üstelik sadece 3,6,9 değil tüm indisleri lüme bunların. Enterasan dedim, acaba göz mü yanıltıyor bunlar 36mm'mi?? Çok da üstelemedim, telefonu aldım elime girdim Rolex'in siteye: Oyster 39 tanıtımı olarak beyaz kadranlı bir saat duruyor. Biraz araştırınca öğrendim ki 2018 Basel'de tanıtılmış bunlar. Tabi biz yeni Pepsi'ye bakarken, bunları görmemişiz bile Ve sanki sevgili Rolex beni duymuşcasına eski modelde beğenmediğim iki noktayı düzeltmiş: Tüm indisler lüme yapılmış, indislerin arkasındaki garip renkli dokunuşlar(mavi kadran için yeşildi örneğin) klasik siyah-beyaz renklere bürünmüş.Bence saatin kadran dengesi mükemmel: İndislerin büyüklük olarak kadrana uyumu, kolların uzunluk ve kalınlıklarının indislere oranı daha iyi olamaz. Saniye kolunun kalınlığı ve şekli de tam ayarında. Simetriyi bozan tarih penceresi de bulunmuyor. Bir insan daha ne ister
Kadran diğer bildiğimiz diğer siyah Rolex'lerden farklı olarak sunburst yapılmış. Az da olsa farklı ışıklarda kadrana hareket katıyor.
Oyster bileziği anlatmaya çok gerek yok, ama bu modelde easy link toka bulunmuyor maalesef. Oysa ki Explorer'da mevcut, fiyat az arttırılıp bu modele de eklenebilirmiş bence.
Kalınlık 11mm, çok çok ince bir saat değil yani. Ama makul diye düşünüyorum. Lug to lug uzunluk ise kendi ölçümüme göre tam 47,5 mm. Rolex bileziği sanki kasanın bir parçası gibi yerine oturttuğu için(bu konuyu da es geçmemek lazım, insafsız bir toleransla monte edilmiş oyster bilezik) farkedilmese de Rolex saatlerin boynuzları oldukça uzun. 41 mm'lik Aqua Terra'mın lug to lug uzunluğu 47 mm. Bu yüzden saat 39 mm ama kolunuzda kesinlikle 39'dan büyük duruyor.
Zaman tutmaya gelirsek, saatte Rolex tarafından 10 yıldır kullanılan 3132 mekanizma bulunuyor. Genel kullanımda saati bıraktığım 3 farklı pozisyonda(dial up, crown up, crown down) denedim. Tümünde +1 ile +2 saniye arasında sapma verdi. Bence mükemmel.
Gelelim eksilere
Aslında tek bir eksi var ve maalesef tüm Rolex'ler için geçerli bu. Safir camın iç yüzeyinde bile bulunmayan anti-refle kaplama. Bu arada şunu da belirtmek lazım, gerçek gözle fotoğraflardaki kadar rahatsız etmiyor anti-refle eksikliği. Ama saati fotoğraflamaya gelince kadranın tüm güzelliğini yansıtmak oldukça zor. Örneğin fotoğraflarda kadrandaki yazılar biraz kalitesiz gibi görünse de, gerçekte mükemmeller.Sonuç olarak bu saat bir klasik olan DateJust'ın NoDate'i olmuş. Kolunuza takınca 60 yıl önce başlayan(DayDate ile) tasarım dilinin mükemmele ne kadar ulaştığını görebiliyorsunuz.
