Rolex GMT Master II 116710LN Kutu Açılışı

Herkese selamlar,
Öncelikle gecikme için herkesten özür diliyorum. Son 48 saattir ilk defa bilgisayar başına oturabildim. Telefondan da yazıp konu düzenlemeye üşendim açıkçası.
Evet saatimiz 116710LN referanslı Rolex GMT-Master 2. Öncelikle saatimizin alım hikayesini öncelikle Caner1983 için olmak üzere anlatayım
Geçtiğimiz hafta üniversitenin 1 haftalık tatilinden dolayı Antalya'daydım. Bu süre zarfında Deepsea almanın eşiğinden dönmüştüm. Deepsea özellikle annemin " Daha büyüğünü bulamadın mı? Bu ne biçim saat. Oğlum sen görgüsüzmüsün bu kadar büyük Rolex alıyorsun herkese göstermek ister gibi." Tarzındaki tavırlarından sonra olmayacağı belliydi. Tabi deepsea kullanıcıları bu cümleleri yanlış anlamazsa sevinirim. Zevkler ve renkler meselesi
Birde Deepsea'yi çok beğenmiş olmama rağmen ağırlığından dolayı ilerde acaba sıkılırmıyım sorusu vardı kafamda. Saat çok güzel bir saatti fakat ben Raymond Weil Nabucco Carbon'umu da çok severek almıştım ağır olmasına rağmen. Nasılsa bileğim kalın ağırlığıda rahatsız etmez diye düşünüyordum başta fakat sonra diğer saatlerimi taktıkça RW'yi taşımanın biraz gereksiz "hamallık" olduğunu düşünmeye başladım kendi adıma. Deepsea'de öyle olurmu korkusu vardı biraz.
Dediğim gibi Antalya'daydım geçen hafta ve Antalya'da saatçide Batman düşündüğümü söylemiştim Hublot'yu takasta vererek fakat gerek Batman'in indirimsiz olarak hatta yer yer 2. elde bile listesinden pahalı oluşundan dolayı beni caydırdılar. Aldığım siyah bezel GMT ile arasında yaklaşık 2000 dolarlık bir fiyat farkı çıkıyordu ki tahmini bu ciddi ciddi düşünmeme yol açtı bu konuda. Herşey 2 gün önce telefonumun çalması ve "Siyah bezel GMT geldi istermisin?" sorusuyla başladı. Bu soruya evet dedikten sonra Alım şartları üzerinde anlaşıldı ve sonuç bu oldu.
Tabi ertesi gün kargo okula gelmişti ve Bağdat caddesindeydim. Okulum caddeye 35-40km mesafede yaklaşık olarak. Akşama Baran, afl, Cct ile yemek için sözleşmiştik. Caddeden gidip kargoyu alsam mı almasam mı diye kararsızken Baran gel şu kargoyu alalım ben seni yetiştiririm teklifi üzerine gitme kararı aldık. Aslında herşekilde almaya gitsem yetişeceğim belliydi ama trafik var olur mu olmaz mı derken Baran'ın cesaretlendirmesi üzerine gidelim dedik. Tabi benim okula giden sahil yolunun Baran için bir parkur olduğundan habersiz bir şekilde arabaya bindim
Yoldayken çeşitli dur korkuyorum, galiba kalp krizi geçireceğim, kusmak üzereyim gibi feryatlarıma rağmen Baran okula bir an önce yetişmeyi misyon edindiği için benim feryatlar pek etki etmedi. Tabi trafik saatinin yaklaşıyor olmasıda onun üzerinde ekstra bir motivasyon sağladı sanırım
. Kendisine tekrardan benimle bu yolculuğa çıktığı ve beni sağ salim arabadan indirdiği için teşekkür ederim. Ne demek istediğimi sanırım en iyi mvurucu anlayacaktır. Baran onada biraz korku dolu anlar yaşatmış zamanında duyduğuma göre 
O anlardan bir kare

Bu kadar hikaye yeterli sanırım. E saatin özelliklerini tek tek sayma ihtiyacı duymuyorum. Şayet iyi kötü birsürü kutu açılışı ve inceleme mevcut forumda bu saatle ilgili. Tabi hertürlü soruyu elimden geldiğince cevaplamaya çalışırım.
Gelelim fotoğraflara




Submariner gibi çok ince ayara müsait olmasada yarım bakla kadar oynama payı bırakan klips ayrıca çok hoşuma gitti. DÜn normal taktıktan sonra bugün sabah uyandığımda bileğimi sıkması üzerine o yarım baklayı açarak kullandım 2 saat sonra normal geri kapatarak kullanmaya devam ettim. Bu bilekteki sıcaklık terleme gibi durumlarda bileğin azda olsa şişme durumu için bence çok faydalı olmuş.

Bu arada yemek sırasında saatin orta baklalarının parlaklığı ve kolumdaki kılların çok güzel bir kontrast yakaladığını söylediler. Bu bi iltifat mıydı değilmiydi pek anlayamadım kararı sizlere bırakıyorum
Sıkılmadan okuyan, okumayan herkese teşekkür ederim. Tabi şakası bir yana bu yolculukta bana eşlik ettiği için Baran'a tekrardan teşekkürlerimi sunarım.
Öncelikle gecikme için herkesten özür diliyorum. Son 48 saattir ilk defa bilgisayar başına oturabildim. Telefondan da yazıp konu düzenlemeye üşendim açıkçası.
Evet saatimiz 116710LN referanslı Rolex GMT-Master 2. Öncelikle saatimizin alım hikayesini öncelikle Caner1983 için olmak üzere anlatayım


Birde Deepsea'yi çok beğenmiş olmama rağmen ağırlığından dolayı ilerde acaba sıkılırmıyım sorusu vardı kafamda. Saat çok güzel bir saatti fakat ben Raymond Weil Nabucco Carbon'umu da çok severek almıştım ağır olmasına rağmen. Nasılsa bileğim kalın ağırlığıda rahatsız etmez diye düşünüyordum başta fakat sonra diğer saatlerimi taktıkça RW'yi taşımanın biraz gereksiz "hamallık" olduğunu düşünmeye başladım kendi adıma. Deepsea'de öyle olurmu korkusu vardı biraz.
Dediğim gibi Antalya'daydım geçen hafta ve Antalya'da saatçide Batman düşündüğümü söylemiştim Hublot'yu takasta vererek fakat gerek Batman'in indirimsiz olarak hatta yer yer 2. elde bile listesinden pahalı oluşundan dolayı beni caydırdılar. Aldığım siyah bezel GMT ile arasında yaklaşık 2000 dolarlık bir fiyat farkı çıkıyordu ki tahmini bu ciddi ciddi düşünmeme yol açtı bu konuda. Herşey 2 gün önce telefonumun çalması ve "Siyah bezel GMT geldi istermisin?" sorusuyla başladı. Bu soruya evet dedikten sonra Alım şartları üzerinde anlaşıldı ve sonuç bu oldu.
Tabi ertesi gün kargo okula gelmişti ve Bağdat caddesindeydim. Okulum caddeye 35-40km mesafede yaklaşık olarak. Akşama Baran, afl, Cct ile yemek için sözleşmiştik. Caddeden gidip kargoyu alsam mı almasam mı diye kararsızken Baran gel şu kargoyu alalım ben seni yetiştiririm teklifi üzerine gitme kararı aldık. Aslında herşekilde almaya gitsem yetişeceğim belliydi ama trafik var olur mu olmaz mı derken Baran'ın cesaretlendirmesi üzerine gidelim dedik. Tabi benim okula giden sahil yolunun Baran için bir parkur olduğundan habersiz bir şekilde arabaya bindim

Yoldayken çeşitli dur korkuyorum, galiba kalp krizi geçireceğim, kusmak üzereyim gibi feryatlarıma rağmen Baran okula bir an önce yetişmeyi misyon edindiği için benim feryatlar pek etki etmedi. Tabi trafik saatinin yaklaşıyor olmasıda onun üzerinde ekstra bir motivasyon sağladı sanırım


O anlardan bir kare

Bu kadar hikaye yeterli sanırım. E saatin özelliklerini tek tek sayma ihtiyacı duymuyorum. Şayet iyi kötü birsürü kutu açılışı ve inceleme mevcut forumda bu saatle ilgili. Tabi hertürlü soruyu elimden geldiğince cevaplamaya çalışırım.
Gelelim fotoğraflara




Submariner gibi çok ince ayara müsait olmasada yarım bakla kadar oynama payı bırakan klips ayrıca çok hoşuma gitti. DÜn normal taktıktan sonra bugün sabah uyandığımda bileğimi sıkması üzerine o yarım baklayı açarak kullandım 2 saat sonra normal geri kapatarak kullanmaya devam ettim. Bu bilekteki sıcaklık terleme gibi durumlarda bileğin azda olsa şişme durumu için bence çok faydalı olmuş.

Bu arada yemek sırasında saatin orta baklalarının parlaklığı ve kolumdaki kılların çok güzel bir kontrast yakaladığını söylediler. Bu bi iltifat mıydı değilmiydi pek anlayamadım kararı sizlere bırakıyorum

Sıkılmadan okuyan, okumayan herkese teşekkür ederim. Tabi şakası bir yana bu yolculukta bana eşlik ettiği için Baran'a tekrardan teşekkürlerimi sunarım.
