TAG Heuer Carrera Calibre 1887 Kutu Açılışı
Gönderilme zamanı: 19 Mar 2016, 12:02Belki takip edenleriniz vardır bir süredir 10k altında bir saat arayışım sürmekteydi. Birçok markanın farklı modellerinin hem incelemelerini okudum, hem de canlı olarak görüp değerlendirdim. Sonunda Samet(zavarra) arkadaşımızın da yardımlarıyla istediğim saate kavuştum.
Önceliklerim şöyleydi:
-Daha önce hiç chronograph saatim olmamıştı, chronograph olsun.
-Chronograph saatler biraz daha kalın ve ağır olduğu için deri kayışla kullanılacak uyumlu şık bir kasa olsun.
-Mümkünse 7750 olmasın, en azından bu fiyat bandında biraz farklı bir mekanizma olsun istedim.
-Çapı 41mm'den büyük olmasın, bileklerim ince olduğu için 43mm'ler emanet gibi duruyor.
-Ve tabi ki güzel görünsün
car2111.fc6266
Gelelim incelemeye;
Öncelikle sıkılacak arkadaşlar için şimdiden özür diliyorum
Okur da beğenirseniz ne ala, paylaşım amacına ulaşmış olur
Mümkün olduğunca doğru bilgilere ulaşmaya dikkat ettim ama yine de incelemede yanlış veya eksik bilgiler varsa çekinmeden paylaşabilirsiniz.
Aldığım Carrera, serinin klasik çizgisinin sürdürüldüğü yegane model diyebiliriz. 1963'de ilk kez piyasaya sürülen Carrera ile kasa yapısı, pusher'lar, indisler ve kollar gibi birçok benzer özelliği taşıyor. Serinin diğer modelleri ise daha spor ve modern bir çizgide diyebiliriz.
Carrera serisi(ki İspanyolca'da 'yarış' anlamına geliyor) adını 1950-1954 yılları arasında yapılmış tarihteki en ölümcül yol yarışlarından biri olan Carrera Panamericana'dan alıyor. 1950 senesinde Meksika hükümetinin yaptırdığı ülke sınırlarını kuzeyden güneye geçen otoyolların açılışı şerefine düzenlediği bir hafta süren yaklaşık 3500 km uzunluğunda bir yarış Panamericana. İlk yılında hiçbir sınırlama olmadan herhangi bir sürücünün herhangi bir araç ile kategori ayrımı olmadan katılabildiği bir yarışken, gördüğü ilgi üzerine ilerleyen yıllarda farklı kategoriler belirlenmiş ve zamanın Formula 1 pilotları bile bu yarışta boy göstermiştir. Toplam 5 kere düzenlenen yarışlarda maalesef 27 sürücü ve izleyici hayatını kaybederken, 1955 yılında düzenlenecek yarış gelen tepkiler yüzünden iptal edilmiş ve Carrera Panamericana sonlandırılmıştır.
Carrera'nın tarihine kısaca bir göz attık, peki 1887'nin anlamı nedir? Calibre 1887, Edouard Heuer'in 1887 senesinde chronograph mekanizmalar için "oscillating pinion"ı keşfetmesine atfedilmiş. Chronograph saniye çarkı ile saatin saniye çarkı arasında geçişi sağlayan bu mekanik parça günümüzde halen Valjoux 7750 dahil farklı chronograph mekanizmalarda yaygın olarak kullanılmaktadır.
Mekanizma
Calibre 1887 Tag Heuer'in In-House olarak lanse ettiği ancak sonradan öyle olmadığı anlaşılmış, aslında Avrupa üretimi için patentini Seiko'dan satın aldığı bir mekanizma(6s37). Burada yasal olarak yanlış bir durum olmasa da, etik açıdan maalesef yanlış bir yol izlenmiş.
Tag Heuer ne kadar değişiklikler yaptığını anlatsa da, mekanizma ilk bakışta neredeyse aynı denebilecek derecede 6s37'ye benziyor.
Tüm bunları bir kenara bırakırsak Calibre 1887 gayet başarılı ve stabil bir column wheel chronograph. Genelde üst seviye chronograph'larda kullanılan column wheel, saat mekanizması ile chrono mekanizması arasında bir nevi buffer(tampon) görevi görüyor. Bildiğiniz gibi chrono çalıştığı sırada sıfırlama yapmaya çalışmak mekanizmaya zarar verebiliyor. Column wheel ile bu tehlikeden mümkün olduğunca kurtulunmaya çalışılmış ama bana "Denedin mi?" derseniz, denemedim, korkarım Ayrica column wheel chrono'larda start/stop işlevlerinin daha akıcı ve kolay yapılabildiği söyleniyor.
Tarih değişimi saat 11'de başlıyor, 12'ye bir kaç dakika kala bir tık hareketiyle tamamlanıyor. ETA2824'e göre daha uzun sürdüğünü söyeleyebilirim. Aquaracer'ımda hareket 11 buçuk civarında başlıyordu.
Arka kapak safir cam ve cam kısım oldukça geniş tutulmuş. Mekanizma tüm güzelliği ile izlenebiliyor, mavi column wheel ise dikkati çeken ilk parça oluyor. Mekanizmanın kalanı da çok güzel dekore edilmiş, genel olarak görsel açıdan epey tatminkar diyebiliriz. İşlevsel olaraksa 4Hz çalışıyor ve 50 saat güç rezervi sunuyor. Ölçümlerimde bir hafta içerisinde günlük sapması +4sn civarında oldu(kutudan yeni çıkmış bir saat için oldukça iyi).
Chrono'larda başka bir değerlendirme kriteri de tabi ki start/stop/reset işlevleri. Start pusher'ı oldukça yumuşak, reset ise biraz daha sert, ama yüklenme gibi bir durum olmuyor kesinlikle, gayet keyifli diyebilirim
Tasarım/İşçilik
Tasarım olarak saat genlerini artık klasikleşmiş olan ilk Carrera'lardan alıyor. Benim en beğendiğim yanları uzun ama çok estetik duran lugları, sade ve anlaşılır kadranı ve saate spor hava katan pusherları. Zaman içerisinde Carrera'lar için çok farklı kasalar kullanılmış ama 2000'lerde yine 1960'ların kasasına dönüş yapılmış ki kesinlikle isabetli bir karar.
Saatin kasası ve tokası tamamen polished(parlatılmış) çelik. Toka sistemine bayıldım, herhangi bir deliğe göre değil milimetrik ayarlama yapılabiliyor, klipsi ile saati takıp çıkarması çok kolay. Kayış timsah derisi; Görünümü, sertliği, esnekliği ile yine çok hoşuma gitti. Tabi yenisinin 350 İsviçre Frangı olması hoş değil :S
Saatin beyaz kadranı ile gümüş kollar ve indisler çok uyumlu, ancak kadran ve kollar arasında kontrast az olduğu için çok loş ortamlarda saatin okunabilirliği ciddi anlamda düşüyor. Lüme derseniz, varla yok arası diyebilirim. Bu bir dress watch ama, madem koymuşlar daha güçlü olmasını beklerdim.
İşçilikse genel olarak bildiğimiz Tag kalitesinde, ne eksik ne fazla. İndislerin yapısı ve chrono göstergeleri içerisindeki dairesel dokular kadrana ayrı bir hava vermiş. Fakat ne kadar chronograph bir model olsa da kolların kadrana biraz daha yakın olmasını isterdim.
Sonuç olarak, fikrime katılmayan arkadaşlar olabilir ama Carrera da, ne kadar aynı sınıfta olmasalar da tıpkı Submariner, Daytona, Nautilus, AP Jumbo gibi tarihi üzerinde taşıyan saatlerden biri. 1960'lı yıllarda tasarlanan bu saatin günümüzde hala bu kadar ilgi görüyor olması bunu kanıtlıyor bence. Tag Heuer 'LVMH' grubun altında son yıllarda bir moda markası gibi anılabilir, fakat Carrera/Monaco gibi modelleri saat dünyasına kazandırmış 'Heuer' geçmişini göz ardı etmek doğru olmaz diye düşünüyorum.
Sonuna kadar tahammül edebilen arkadaşları da ayrıca kutluyorum, umarım buna değmiştir
Önceliklerim şöyleydi:
-Daha önce hiç chronograph saatim olmamıştı, chronograph olsun.
-Chronograph saatler biraz daha kalın ve ağır olduğu için deri kayışla kullanılacak uyumlu şık bir kasa olsun.
-Mümkünse 7750 olmasın, en azından bu fiyat bandında biraz farklı bir mekanizma olsun istedim.
-Çapı 41mm'den büyük olmasın, bileklerim ince olduğu için 43mm'ler emanet gibi duruyor.
-Ve tabi ki güzel görünsün
car2111.fc6266
Gelelim incelemeye;
Öncelikle sıkılacak arkadaşlar için şimdiden özür diliyorum
Okur da beğenirseniz ne ala, paylaşım amacına ulaşmış olur Mümkün olduğunca doğru bilgilere ulaşmaya dikkat ettim ama yine de incelemede yanlış veya eksik bilgiler varsa çekinmeden paylaşabilirsiniz.
Aldığım Carrera, serinin klasik çizgisinin sürdürüldüğü yegane model diyebiliriz. 1963'de ilk kez piyasaya sürülen Carrera ile kasa yapısı, pusher'lar, indisler ve kollar gibi birçok benzer özelliği taşıyor. Serinin diğer modelleri ise daha spor ve modern bir çizgide diyebiliriz.
Carrera serisi(ki İspanyolca'da 'yarış' anlamına geliyor) adını 1950-1954 yılları arasında yapılmış tarihteki en ölümcül yol yarışlarından biri olan Carrera Panamericana'dan alıyor. 1950 senesinde Meksika hükümetinin yaptırdığı ülke sınırlarını kuzeyden güneye geçen otoyolların açılışı şerefine düzenlediği bir hafta süren yaklaşık 3500 km uzunluğunda bir yarış Panamericana. İlk yılında hiçbir sınırlama olmadan herhangi bir sürücünün herhangi bir araç ile kategori ayrımı olmadan katılabildiği bir yarışken, gördüğü ilgi üzerine ilerleyen yıllarda farklı kategoriler belirlenmiş ve zamanın Formula 1 pilotları bile bu yarışta boy göstermiştir. Toplam 5 kere düzenlenen yarışlarda maalesef 27 sürücü ve izleyici hayatını kaybederken, 1955 yılında düzenlenecek yarış gelen tepkiler yüzünden iptal edilmiş ve Carrera Panamericana sonlandırılmıştır.
Carrera'nın tarihine kısaca bir göz attık, peki 1887'nin anlamı nedir? Calibre 1887, Edouard Heuer'in 1887 senesinde chronograph mekanizmalar için "oscillating pinion"ı keşfetmesine atfedilmiş. Chronograph saniye çarkı ile saatin saniye çarkı arasında geçişi sağlayan bu mekanik parça günümüzde halen Valjoux 7750 dahil farklı chronograph mekanizmalarda yaygın olarak kullanılmaktadır.
Mekanizma
Calibre 1887 Tag Heuer'in In-House olarak lanse ettiği ancak sonradan öyle olmadığı anlaşılmış, aslında Avrupa üretimi için patentini Seiko'dan satın aldığı bir mekanizma(6s37). Burada yasal olarak yanlış bir durum olmasa da, etik açıdan maalesef yanlış bir yol izlenmiş.
Tag Heuer ne kadar değişiklikler yaptığını anlatsa da, mekanizma ilk bakışta neredeyse aynı denebilecek derecede 6s37'ye benziyor.
Tüm bunları bir kenara bırakırsak Calibre 1887 gayet başarılı ve stabil bir column wheel chronograph. Genelde üst seviye chronograph'larda kullanılan column wheel, saat mekanizması ile chrono mekanizması arasında bir nevi buffer(tampon) görevi görüyor. Bildiğiniz gibi chrono çalıştığı sırada sıfırlama yapmaya çalışmak mekanizmaya zarar verebiliyor. Column wheel ile bu tehlikeden mümkün olduğunca kurtulunmaya çalışılmış ama bana "Denedin mi?" derseniz, denemedim, korkarım
Ayrica column wheel chrono'larda start/stop işlevlerinin daha akıcı ve kolay yapılabildiği söyleniyor.Tarih değişimi saat 11'de başlıyor, 12'ye bir kaç dakika kala bir tık hareketiyle tamamlanıyor. ETA2824'e göre daha uzun sürdüğünü söyeleyebilirim. Aquaracer'ımda hareket 11 buçuk civarında başlıyordu.
Arka kapak safir cam ve cam kısım oldukça geniş tutulmuş. Mekanizma tüm güzelliği ile izlenebiliyor, mavi column wheel ise dikkati çeken ilk parça oluyor. Mekanizmanın kalanı da çok güzel dekore edilmiş, genel olarak görsel açıdan epey tatminkar diyebiliriz. İşlevsel olaraksa 4Hz çalışıyor ve 50 saat güç rezervi sunuyor. Ölçümlerimde bir hafta içerisinde günlük sapması +4sn civarında oldu(kutudan yeni çıkmış bir saat için oldukça iyi).
Chrono'larda başka bir değerlendirme kriteri de tabi ki start/stop/reset işlevleri. Start pusher'ı oldukça yumuşak, reset ise biraz daha sert, ama yüklenme gibi bir durum olmuyor kesinlikle, gayet keyifli diyebilirim
Tasarım/İşçilik
Tasarım olarak saat genlerini artık klasikleşmiş olan ilk Carrera'lardan alıyor. Benim en beğendiğim yanları uzun ama çok estetik duran lugları, sade ve anlaşılır kadranı ve saate spor hava katan pusherları. Zaman içerisinde Carrera'lar için çok farklı kasalar kullanılmış ama 2000'lerde yine 1960'ların kasasına dönüş yapılmış ki kesinlikle isabetli bir karar.
Saatin kasası ve tokası tamamen polished(parlatılmış) çelik. Toka sistemine bayıldım, herhangi bir deliğe göre değil milimetrik ayarlama yapılabiliyor, klipsi ile saati takıp çıkarması çok kolay. Kayış timsah derisi; Görünümü, sertliği, esnekliği ile yine çok hoşuma gitti. Tabi yenisinin 350 İsviçre Frangı olması hoş değil :S
Saatin beyaz kadranı ile gümüş kollar ve indisler çok uyumlu, ancak kadran ve kollar arasında kontrast az olduğu için çok loş ortamlarda saatin okunabilirliği ciddi anlamda düşüyor. Lüme derseniz, varla yok arası diyebilirim. Bu bir dress watch ama, madem koymuşlar daha güçlü olmasını beklerdim.
İşçilikse genel olarak bildiğimiz Tag kalitesinde, ne eksik ne fazla. İndislerin yapısı ve chrono göstergeleri içerisindeki dairesel dokular kadrana ayrı bir hava vermiş. Fakat ne kadar chronograph bir model olsa da kolların kadrana biraz daha yakın olmasını isterdim.
Sonuç olarak, fikrime katılmayan arkadaşlar olabilir ama Carrera da, ne kadar aynı sınıfta olmasalar da tıpkı Submariner, Daytona, Nautilus, AP Jumbo gibi tarihi üzerinde taşıyan saatlerden biri. 1960'lı yıllarda tasarlanan bu saatin günümüzde hala bu kadar ilgi görüyor olması bunu kanıtlıyor bence. Tag Heuer 'LVMH' grubun altında son yıllarda bir moda markası gibi anılabilir, fakat Carrera/Monaco gibi modelleri saat dünyasına kazandırmış 'Heuer' geçmişini göz ardı etmek doğru olmaz diye düşünüyorum.
Sonuna kadar tahammül edebilen arkadaşları da ayrıca kutluyorum, umarım buna değmiştir
