
Bir dalgıç saati bu sıfatı alabilmesi için ISO 6425 standartlarına sahip olmalıdır.(Alman Endüstriyel Norm DIN 8306 da buna eşdeğerdir.) ISO 6425, Cenevre merkezli ve 163 üye ülkesi bulunan Uluslararası Standardizasyon Örgütü tarafından verilir. (Fakat dalgıç saatleri için ISO standart testine katılım gönüllüdür

Su Direnci (Water Resistance)
Dalgıç saati minimum olarak, 100 m (330 ft) eşdeğeri (10 atm) ya da daha büyük bir su direncine karşı koyacak şekilde tasarlanır. Tipik dalgıç saatleri ise genellikle 200 ila 300 m (660 ila 980 ft) su direncine sahiptir. Bilinen dalgıç saatleri içerisinde rekor yakın zamana kadar Rolex Sea-Dweller Deepsea'ye ait (3.900 m / 13.000 ft) ise de, Mayıs 2019'dan bu yana rekor 10,925 m / 35,843 ft ile Omega Seamaster Planet Ocean Ultra Deep Professional'dedir. Bu derinlikte Omega 12 saat kalmayı başarmıştır.

Okunma Kolaylığı
Düşük ışık veya ışıksız su altı koşullarında saatin okunması kolay olmalıdır. Kadran olabildiğince basit ve sadedir. Komplikasyonlar çok sınırlıdır. Luminova güçlü olmalıdır.
Sağlamlık ve Kullanışlılık
Dalgıç saatleri darbelere dayanıklı ve sağlam; bunun yanında da özellikle su altı koşullarında rahat hareket imkanı verebilmesi için kullanışlı ve rahat olmalıdır.
Tek Yöne Dönebilen Bezel
Tek yönlü bezel, kullanıcının ne kadar süre su altında kaldığını hesaplaması açısından dalgıç saatinin çok önemli bir özelliğidir. Bezel suya girmeden önce dakika kolunun üzerinde sabitlenir. Bu sayede su altında geçen zaman hesaplanır.
Dayanıklı Kordon veya Bilezik
Dalgıç saatleri genellikle paslanmaz çelik bileziğe yada kauçuk kayışlara sahiptir. Bu malzemeler deniz suyuna dayanıklıdır. Aynı zamanda basınca, güneş ışığına ve neme karşı koyabilirler.
Peki nedir bu dalgıç saatlerini bu kadar popüler yapan?
Dalgıç saatleri doğal kullanım alanlarının bir gereği olarak sağlam ve dayanıklı üretilirler. Günlük kullanımda bu onları ekstra güvenli ve kullanılabilir hale getirir. Yani dalıştan uzak günlük bir kullanımda dalgıç saatleri diğer kategorilerden daha iyi bir sınıf gibi durur. Dalgıç saatleri elbette kendi içerisinde farklılığa sahip olmakla beraber şaşırtıcı bir görsel benzerliğe de sahiptirler. Kişisel zevkleri gösterme adına aslında kullanıcıya dar bir yelpaze sunar. Bu tarz saatlerin tasarım homojenliği genellikle markaların kendisini zorlamasına ve rakiplerinden farklı bir dizayn ortaya koyma çabasına sebep olur. Bu, kolay bir çaba değildir.
Profesyonel bir dalgıç gibi tasarlanıp aynı zamanda konforlu bir günlük kullanımı da mümkün kılmak (kasa inceliği vs.) günümüz dalgıçlarından beklenendir. Çünkü kullanıcı bir kere bile esas amacına uygun şekilde kullanmayacak olsa da, tercih edeceği saatin bu doğrultuda olmasını ama aynı zamanda da neredeyse smokinle bile takacak kadar geniş bir spektruma sahip olmasını ister. Üreticilerin “helyum tahliye vanası” na sahip bir dalgıcı akşam baloda giydirmek gibi zor bir görevi vardır. Yukarıda bahsettiğim kolay olmayan çaba tam da budur işte. Bu ince çizgide üretilen dalgıç saatler ciddi bir saat severin bileğinde yer bulur.
Konfor mevzu sadece bilek rahatlığı değil aynı zamanda gün içerisinde maruz kalınan ya da kalınabilecek durumlarda kendini rahat hissetme durumudur. Özellikle günümüzdeki kasa üretim hassasiyeti, (affordable dalgıçlarda bile) mühürler ve conta teknolojisi dalgıç saatlerini –akşama kadar sıcak ofis ortamında çalışsanız bile- potansiyel durumlara karşı kullanım rahatlığına kavuşturur.
Gözden kaçmaması gereken bir nokta da dalgıç saatlerinin “otantik” hissiyatıdır. Saatin özündeki kalıcı çekicilik, plazada 23. katta kravatla çalışırken kolunuzda 20 atm basınca dayanaklı bir makine olduğunu bilmek, bu öznel ve keyfi hava ya da aykırılık dalgıçları cezbedici kılar.
Teşekkürler
