TSF - Türkiye Saat Forumu - Dünya'nın En Çok Ziyaret Edilen Türkçe Saat Sitesi

Arkadaslar, ACC arkadasimizin cok hakli olarak acmis oldugu "Saat Saticilari Hakkinda" isimli baslik altinda saat saticilarina cok ciddi elestiriler getirdik. Simdi biraz dürüst olup kendimize bakalim!!! Saat müsterisi olarak, bizler neler yapiyoruz... Yanlislarimiz var mi? Var ise nelerdir? Yasadiklarimizdan örnekler vererek kendimizi elestirmeye calisalim.

bagdat caddesi fancy saat , zoraki fiyat soyleme eski yeni musteri farketmez her girdiginde almalisin karsiliginda hizmet .Musteri olarak hicbir sucum yok bu forumdan sonra saticiya pek sans tanimiyorum:)sadece sacmaladigim tek yer 14 vaya 15 yasinda iken eminonunde bir saticiya zenith el primero cikarttirip fiyat sormustum .Daytona ya cok benzedigi icin (o donemler saatlerim hep chrono idi)adamda sabirla makinasinin rolex ile ayni oldugunu soylemisti nerde o eski saticilar .itiraf ediyorum saati almadim alamadim:(

Öz eleştiri yapmayı istemek gerçekten çok güzel ve centilmence clk. Ama sadece aramızda olmak kaydıyla. Çünkü satıcının, ne müşteri seçme ne de müşteriyi kayırma şansı vardır. Müşteri ne olursa olsun velinimettir ve öyle kalmalı ki, satıcılar kendilerini geliştirsinler daha iyi servis versinler daha çok maaş kazansınlar.

Benim sormaya calistigim. Acaba, gercekten de saticilar yaptiklari bazi elestirilerde haklilar mi? Sonucta unutmayalim ki, anlimizda saat bilgimiz yazmiyor. Gerci akilli bir saticinin bunu anlamasi 10 saniyeyi gecmeyecektir. Paranin ve imanin kimde oldugu da bilinmez. Sonucta geriye kaliyor müsterinin ne kadar saygili olduguna. Gecen saat saticisi bir arkadasimiz bu foruma "bazen müsteri saat saticilarini da alacakmis gibi konusuyor" yazdi. Ben mesela bu elestirinin 100% dogru olduguna eminim. Soyle ki, bes parmagin besi bir degil. Bizlerde farkliyiz ama saat saticilari da bence basit tezgahtar muamelesi görmemeli. Sonucta elinde teknolojisi, tarihi, az bulunurlugu ve degeri ile mekanik bir saati tutan insana carsamba pazarinda ki pazarci muamelesi de yapilmamali.

Ben bunu vurgulamaya calismistim....

Clk ya buradan şükranlarımı sunarak bazı şeyler yazmak istiyorum.

Saat konusunda değil sadece tüm tüketiciler hakkında tüketicide bulunması gereken benim gördüğüm bazı şeyleri yazmak istiyorum

- Ne alacağına, ne istediğine emin olmalı tüketici
- Kendine fiyat aralığı belirlemeli
- Direk mağazaya girmemeli vitrinler mutlaka incelemeli kendine uygun ürünleri belirlemeli
- Mağaza görevlisine ne istediğini anlatabilmeli
- Garanti koşulları sağlam olan güvenilir yerlerden alışveriş edilmeli
- Fiyat spekülatörlerine aldanılmamalı
- Eğer internetten alış veriş edecekse tüketici ürünün stoklarda hemen kargolanmaya hazır olmasını araştırmalı
- Sadece fiyat değil satış sonrası hizmette de şüphe etmeyeceği yerleri tercih etmeli tüketici

Ziya, hazir konuyu acmisken sana birsey sormak istiyorum. Diger baslik altinda anlatmis oldugun kotali satis uygulayan Omega, Rolex tarzi firma bayilerinin, bir sekilde spekülatörlere ve gri market dedigimiz sektörde calisan saticilara kucak actigini düsünüyorum. Neden mi? Ben Milgauss GV'yi 4350 Euro'ya kullanilmis olarak sattim ve hemen ertesi gün 4200 Euro vererek gri-market dedigimiz saticilardan(hayatimda ilk defa) yeni bir Milgauss GV aldim. Bunu neden yaptigimi anlatmistim. Ayni saate iki kere para vermemek icin de gittim Gri marketten aldim.

Bu satici ile yaptigim konusmada bana anlattigi su idi. Kotasini dolduramayan yada ayni seriden yeni ürün gelmesine ragmen eski ürün elinde kalan satici bu adamlari arayarak cok düsük karlar ile bu saatleri gri-markete veriyor. Sonucta saat orijinal ve islem yasal. Tek yaptiklari sey garanti kartina isim yazmamak. O kismida sen dolduruyorsun. Saatin cikisinin yapildigi tarih karta isleniyor hatta bazen onuda islemiyorlar. Neyse, konuya dönelim. Bu gri market bayi fiyati 5065 Euro olan ve az bulunan bir ürünü pazarlik sonucunda 4200 Euro'ya bana veriyor.

Forumu okursan ben bugüne kadar hep bayilerin yaninda oldum, hep destekledim ve gelismeleri gerektigini, Türkiye saat sektör ve kültürünün ancak bayilerin ve distrübütörlerin gelismesi ile gerceklesecegini belirttim. Ancak, bu sekilde garip bir yol izlemek DURUMUNDA BIRAKILAN bir sektörün, özellikle Türk mantigi ile (pazarlik ve ucuzunu bulma istegi) basari sansini ben nerede ise sifir olarak görüyorum. Bunun önüne gecmenin bir yolu yok mu? Herseyi müsteriden beklemeden (bunu yazarken bayiler her zaman garanti, servis v.s. ile müsterilerin gri-market yada diger kaynaklardan alisveris yapmamasi gerektigini vurguluyor o yüzden bu sekilde yazdim) sistemi düzeltmenin bir sekli yok mu? Senin konu ile ilgili düsüncen nedir?

Clk dediğinde haklı. Müşteri saygılı olmalı, olabilir de. Ama olmayada bilir. Satıcı, her şarta göre davranmayı ve bunu kendi ve sattığı markanın lehine çevirebilen satıcı olmalıdır. Ama müşteri hiç bilmeden de alış veriş yapar ya da alacağı ürünün piri de olabilir. Doğrudan mağazaya da girebilir çünkü ne istediğini önceden incelemiştir. Vitrinde değil de basında vs vs. Garanti koşulları sağlam bir satıcı kendi şartlarını en iyi anlatıp tercih edilen olmalıdır. Fiyat spekülasyonu da bu başlık altındadır. Internetten yapacağı alışverişlerin dokunma duyusuyla alakalı olmamasına dikkat etmeli dersen katılırım ziyaliv. Çünkü bir saati alacak kiş onunla temasa etmeden almamalı. O aşkı yaşamalı. Satış sonrası servis ve satıcının samimiyetini elbette aramalı. Ama gördüğün gibi bütün bu şartlar satıcının sağlamak zorunda olduğu temel şartlar. Özetle, satıcının seçme, eleştirme ya da kayırma şansı yoktur.

Valla bilirsiniz bu işlemin en basit örneği beyaz eşya sektörüdür, her şehirde beyaz eşya markalarının bir ya da iki ya da duruma göre daha fazla bayiisi vardır ve üretici firma ile anlaşmaları vardır her ay belli bir miktarda ürün alacaksın diye bildiğim kadarıyla otomotiv sektöründe de var bu durum özellikler plaza açan ana bayilere yapıyorlarmış bu işi. Şimdi saat işinde de iş böyle inanın distiributorler her ay alacaksın mutlaka diyorlar bayilik elinden gider diyorlar ya da Lüx markalarda bayilik sözleşmesi gereği sürekli mal almak zorunda kalıyorsun. İş böyle olunca Clk kardeşim düşünsene elinde 100 adet rolex var ve rolex diyor ki her ay 15 tane alacaksın ama sen 7 tane satıyorsun ayda iş böyle olunca bayii elindeki stok fazlasını gri markete satıyor alış fiyatına saati ya da biraz daha üstüne gri markette fiyat düşük olduğundan bayilerden daha düşük fiyata satarak bu ürünü kendi gri marketi oluşturuyor. Bunun engellenmesi de üreticilere ve dağıtıcı distiributore kalıyor, türkiye'de hala saat ithalatı da dağıtımı da kotalara göre yapılıyor firmaların isteklerine göre bu da hem distiributore hem de satıcı bayiye yansıyor. Bunu engellemek için üretici firma üretimini piyasadaki satışa göre senkronize ederek hem fazla malın fabrika stoklarında kalmasını engelleyecek hemde piyasa araştırması yapılarak talebe göre satış yapılarak gri marketin engellenerek asıl piyasa koşullarının engellenmemesini sağlamaktır. Ama üreticiler de onlara sonucunda satış getirdiği için kendilerine buna göz yumuyorlar diye biliyorum ama bu işin sonu iyi değil çünkü gri market ileride firma prestijine olumsuz etki yapabilecek şekilde zarar verecektir. Dediğim gibi üretim piyasada ki satışa göre senkronize edilmeli buna göre üretim yapılmalı ve bunun sonucunda hem distiributorde hemde bayiideki mal fazlasının gri markete düşmesi engellenmeli. ama nedense ben bu gri marketin şu ekonomide piyasında biteceğini hiç sanmam dostlarım, temennim bir an önce biter.