TSF - Türkiye Saat Forumu - Dünya'nın En Çok Ziyaret Edilen Türkçe Saat Sitesi

Konuyu başlıkta özetledim .
Saatlere ilginiz her zaman belli bir seviyenin üstünde mi, yoksa zamanla önemli değişiklik gösteriyor mu?
Burada meşguliyet ve benzeri nedenlerle dönemsel azalma ve artmaları sorgulamıyorum.
Mesela "eskiden saatlerden daha çok zevk alıyordum, daha çok araştırıyordum, ama artık sadece zamanı gösteren bir araç veya basit bir aksesuar, alışkanlığım nedeniyle kol saati kullanıyorum ama cep telefonuyla da rahatlıkla idare ederim, eksikliğini hissetmem" diyor musunuz?
Ben neredeyse bu seviyeye geldim de, onun için başkalarının durumunu merak ettim
Bu durumumu, beğendiğim saatleri satın almanın maddi olarak ya imkansız, ya da gereksiz derecede pahalı olmasından kaynaklandığını da düşündüm ama durumu tam izah etmiyor. Beğendiğim, alınabilir fiyatlı diye baktığım, incelediğim saatlerden bile, bir süre sonra ne gerek var, neye yarayacak diyerek uzaklaştığımı gördüm.
Belki de saatler konusunda ortalama bir bilgi edindiğim için, artık daha fazlasını kabul etmiyor beynim ve ruhum, burada kesti ilgiyi, ne bileyim?
Bakalım sizler ne düşünüyorsunuz bu konuda...

Sedir hocam, gectigimiz yillarda CHF'de ki artisinda etkisi ile özellikle "Swiss Made" saatlerin fiyatlari cok yükseldi. Bence son zamanlarda genelde kirilan hevesin baslica nedenlerinden bir tanesi bu. Sonucta bundan 5 sene önce indirimsiz 4600 Euro olan bir Kermit bugün Hulk adi ile 8000 Euro'ya satiliyorsa bu iste bir gariplik vardir.

Doyum ise olayin farkli tarafi. Hepimiz bir sekilde bütcemiz dahilinde ki saatlere doyduk ancak ask öyle kolay bitmiyor. Ben bile arada "saat saat nereye kadar" derken kendimi yeni bir saat bakarken buluyorum.

Gelelim bu askin neden bitmeyecegi kismina. Beni hem teknik, hem life style hem de aksesuar olarak tatmin eden bir kac hobimden bir tanesi saat. Her dakika tabiri caizse manyak gibi saatler ile ilgili bilgi topladigimi söyleyemeyecegim ama o sinira yakin oldugum asikar

En son olarak bu forumu ve edindigim arkadasliklari belirtmeden gecemeyecegim. Hatta dün aksamüstü bu arkadaslardan bir tanesi beni o kadar duygulandirdi ki gözümden yas geldi. (Eger okuyorsa bilsin dedim)

Cok yazdim gidip bir kac saat modeli bakayim

Saatlere ilgim zaman zaman azalıp artsada genel olarak her zaman yüksek seviyede.

Belli bir zaman geçirdikten sonra saate yalnızca saat olarak değil, kişisel zevk, bilgi ve kültürünüzün yansıması olarak görüyorsunuz.

Bu da hayatınızın hobi / boş zaman uğraşı temalarından birisi haline geliyor ve saat yalnızca bileğinizi değil, estetik zevk, giyim kuşam ve bir çok şeyi etkileyen bir öge halini alıyor. Dolayısıyla saatten uzaklaşılabilir ama saat ilgisi bambaşka kapılar açar insana ve biraz da oralarda zaman geçirirsiniz.

Forumda bir arkadasimiz "saat kültürlü adamın işidir"yazmıştı, bu cumle benim çok hoşuma gidiyor. Ben saat, kolye, bileklik, kol dugmesi gibi aksesuarlari uzun zamandir kullanirim hatta su an kullandigim kendi yaptigim bilekliklerim bile var bir sürü. Bu tutkularima ara verdigim zamanlar olmustur, ancak hic bir zaman vazgecme asamasina gelmedi. Bir an oluyor cok alevleniyor bir an oluyor sönüyor.

Maddi imkan konusunda da insan kendi maddi durumunun farkinda olduktan sonra bence sorun olmamali ve durumuna gore bakmalı. Ben oyle yapiyorum. Begendigim,ilk defa gordugum bir saat olursa hemen bi piyada arastirmasi yapiyorum eger butcemi asiyorsa zaten o saatten aninda soguyorum, listeme almiyorum, bende boyle oluyor.

Bence su anda horolojik olarak dolum noktasinda oldugunuzdan kaynaklanmiyor. Kendinize yeni bir heyecan bulabilirsiniz.Bu vintage saatlere ayrilacak bir koleksiyonerlik tutkusu olabilir ya da ozellikle bir konu arastirmasi olabilir veya sadece bir markanin saatlerine yonelik marka tutkunlugu yaratabilme olabilir vs. vs. Bence su an sizde heyecan azalmis yeni bir horolojik heyecan peşinde kosmalisiniz sn sedir.




SM-J700F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Biraz da bütçe dahilinde de olsa istediğiniz saate hemen ulaşılıyor ise, buda ateşi zamanla dindiren bir eylem diye düşünüyorum.

Hali hazırda bir kaç ay hayalini kurduğum bir saate kavuştum (mondaine Retro / Sinan abi Ground sağolsun) koluma takınca uçacak gibi hissediyorum, kafamı yukarıya kaldırıp "teşekkürler Tanrım" diye şükranlarımı sunuyorum. İki parmağımı öpüp havaya kaldırıyorum.
5 dakika saniye topunu izleyip, sanki sadece 1 dakika geçmiş gibi hissediyorum.
Sanırım sizin de böyle bir heyecana ihtiyacınız var.

Aslolan bir saat almak, yada fiyatıyla alakalı değil de, sizin "işte o" dediğiniz saatlere ulaşma çabanızda yatıyor.