1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Şimendiferli Köstekli Saatlerin Hikayesi

MesajGönderilme zamanı: 09 Mar 2013, 14:47
sertacedik
Karayollarımızın bugünkü kadar gelişmiş olmadığı yıllardan bahsediyoruz. 1920’li ve 1940'lı yıllar…Ulaşım araçları içinde tren bir hayli rol oynuyor. Tren istasyonları çok önemli yerler ve istasyon şefleri de çok önemli kişiler. Çok az kişinin cep saati var; ceket içine giyilen yeleklerden sarkan köstekler de adeta bir statü, kişilik göstergesi. Önemli adam işlerini saatine bakıp randevu vererek ayarlıyor izlenimini veriyor.



TC Devlet Demiryolları'nda trenlerin zamanında kalkması ve tarifeye uyulması amacıyla birkaç önemli İsviçre Saat firması ile istasyon şeflerine verilmek üzere arkası Şimendifer (lokomotif) resimli ve TCDD ablemli cep saatleri yapılması için anlaşılıyor. Bunların en gözdeleri Zenith ve Omega marka olanlar. Halk arasında en çok bilineni ise fiyatı daha ucuz serkizof marka olanı...



Resim

İnsanların kavuşma ve ayrılık yerleri olan istasyonları ve herkeste olmayan cep saatlerini düşünün; istasyon şefi şimendiferli saatini kösteğinden tutup çıkarıyor ve düdüğü çalıyor. Artık ayrılık zamanı !..



Şimendiferli köstekli saatler koskoca trenleri hareket ettiriyor. Bu saatlerin ünü halk arasında hemen yayılıyor. En doğru ve prestijli saatin şimendiferli olanlar olduğu kabul ediliyor. Adeta bir kalite belgesi, olmazsa olmaz oluyor arka kapaktaki şimendifer resimleri.. Çocukluğumdan, 1960'lı yıllardan hatırlarım; bu saatlerin meraklıları saatlerin birkaç tanesini yan yana dizer ve çok az kurma ile hangisi ilk çalışmaya başlarsa onu alırlardı. Ayrıca muhakkak kulaklarına götürür, kendilerine göre sesi daha iyi olanı seçerlerdi.


Moderasyon: İleti alıntı olarak düzeltilmiştir

Re: Şimendiferli Köstekli Saatlerin Hikayesi

MesajGönderilme zamanı: 09 Mar 2013, 18:13
Erdem35

Re: Şimendiferli Köstekli Saatlerin Hikayesi

MesajGönderilme zamanı: 10 Mar 2013, 20:03
Triton
Alıntı olunca bir şeyi düzeltmekte sakınca görmedim.

Bu yazıları kaleme alanlar, alıntıyı yapan ve konuyu açan arkadaşı ayrı tutuyorum lütfen alınmasın, yabancı dillerden devşirilen sözcükleri doğru çevirmeli ve yazmalılar.

"Chemin de fer" yani demiryolu kelimesi fransızcadan gelir ve "şömen de fer" diye okunur. Yani tamamen demiryolu demektir. Bu yazıları sitelere koyanlar kuşkusuz fransızca bilmek zorunda değiller ama hatalı yazmak ve çevirmek de gerekmiyor.

Osmanlı döneminde kullanılan ve halk arasında yanlış tabirle eski türkçe denilen resmi dil Osmanlıca, Arapça ve Farsçadan etkilenilerek oluşturulmuştu. Ancal belirli entelektüel seviyelerde Fransızcanın da kullanımı vardı. Bu nedenle Türkçeye de girmiş bu sözcükleri şimendifer gibi telaffuzlarla değerlendirmek, bu internet sitelerine yakışmıyor. Ayrıca chemin de fer lokomotif anlamında da değildir. Fransızca da "locomotive" olarak yazılan ve lokomotif olarak okunan bu sözcük aynen Türkçeye de girmiştir.

Biz detaylara kıymet veren bir forumuz, düzeltmekte saknca görmedim... :champ:

Ben de yok ama bildiğim ve sevdiğim bir saattir. Güzel bir hatırlatma olmuş....

Re: Şimendiferli Köstekli Saatlerin Hikayesi

MesajGönderilme zamanı: 11 Mar 2013, 22:24
sertacedik
aslında konuyu açmamdaki amaç zenith marka köstekli bir cep saatim var dede yadigarı, Tc devlet demiryolları hediyesi saat le ilgili çok bilgm olmadığı için araştırmaya kalktım sonrada bu yazıyı gördüm ve hoşuma gitti foumda paylaşırsam belki konuyla ilgili daha geniş bilgiye ulaşırım diye düşünmüştüm ...

Re: Şimendiferli Köstekli Saatlerin Hikayesi

MesajGönderilme zamanı: 14 Mar 2013, 19:01
Triton
Tabii bu tür saatler aslında mekanik saatlerin bence çok güzel örnekleri. Doğal olarak kaliteli olanları. Ancak modern yaşamda kullanımları yok. Biraz dede işi kalıyor.

Hani metal vb., kıyafet türleri kullananlar belki ilginçlik olsun diye zincirlerin arasında saatin kösteğini de sallandırabilir ama bu herkesin tercih edeceği bir durum değil.

Kaliteli olanları ucuz sayılmaz, doğal olarak tercih kol saatinden yana oluyor...

Bizdeki sorun işin detayına ilgi fazla olmadığı için detaylara giren yorum olmaması. Çünkü insanlar okumuyor.

Gönül ister ki her tür saatin kasasından içindeki makinesine kadar her detayının teknik olarak yorumlanması ve karşılaştırılabilmesi dir...