Stingray yazdı:enteresan bir ornek aslinda,araba forumlarini takip etmedigim icin bilemiyorum,acaba Mercedeste Renault motoru kullandigi icin,inhouse motor degil o para verilmez yada Audinin lamborghini motoru icin inhousemu degilmi tartismalari yapiliyormu,yada Jaguar Ford motoru kullandigi icin jaguardan sayilmiyormu.
Bu örneği vermek için konuya tekrar girdim fakat sağolunuz benden önce vermişsiniz. Öncelikle sorunuza cevap olarak; evet, Mercedes CLA diyelim, Renault motorunu kullandığı için bir çok eleştiriye maruz kalmış, üvey evlat muamelesi görmüş, araca hayatında dokunmamış kimselerce bile "Param buna yetti Mercedes'i" olarak adlandırılmıştır. Şahsi görüşüme gelince, CLA ile olan kişisel deneyim ve geçmişim sonucunda bence de CLA bir Mercedes değildir. Sadece motor olarak değil, donanım, kalite hissi, yol tutuş, malzeme kalitesi vs.olarak daha sayabileceğim onlarca nokta nedeniyle CLA bir Mercedes değildir. Şahsi görüşümdür, küresel bir geçerliliği pek tabii sınırlıdır.
Varsayımsal bir örnek daha verecek olursak; 3000cc, 300hp, neredeyse tamamı Mercedes yapımı bir motor kullanan bir Mercedes düşünelim. Diğer tarafta da 2000cc 400hp, Mercedes yapımı olmayan, tamamen verimlilik, doğa yasalarına uyum, emisyon kuralları vb.çerçevesinde üretilmiş, yakıt sarfiyatı ve vergi yükü daha düşük, daha verimli bir motor kullanan bir Mercedes düşünelim. Çoğu insan 2.opsiyonu tercih edecektir. Ama ben değil. Çünkü ben o, arzuladığım hissi asla yaşayamam. Her bir ukte kalacaktır içimde. Hep yarım hissedeceğimdir. Her ne kadar her ticari marka maddi kaygılar ve amaçlar üzerine kurulmuş olsa da, ben; beni bu düşüncelerden en çok hangisi uzakta tutuyor, hangisi en asil ve safkan marka bilincini bana iliklerimde hissettiriyorsa onu tercih ederim. Bu seçimim akıl dışı olarak görülebilir, ki çoğu noktada haklı bir görüştür de. Ama benim için bu 4 teker, sadece 4 teker değildir. Ruhu olan, damarlarımda gezinen, beynimi esir almış bir olgudur. Yıllar önce Alfa Giulietta reklamında da söylendiği gibi: "Ruhlarımız olmadan, sadece birer makineyiz." Tabii Alfa ruhu, Fiat ortaklığı, maddi kaygılar, düşen malzeme kalitesi vb. konular tartışılır. Bu başka bir husus.
Günümüzde her şey maddi kaygı üzerine kurulmuş durumda. Her marka ve firma "nasıl daha fazla kar elde ederim?" diye düşünüyor. Ama ben buna oldukça karşıyım. Daha fazlasını iste, daha fazlasını vereyim; ama benim zevkimden feragat etmemi isteme. Anlatmak istediğim de işte bu. Bahsi geçen Longines markasının bazı modelleri Elabore ETA kullanıyor, doğrudur. Fakat kendisini daha üst seviyeye taşımak istiyorsa bu firma, daha özgün seçimler yapabilir. Daha özgün mekanizma, ki bu horolojide "in-house"ye denk geliyor; daha özel bir his vermelidir. Zaman tutarlılığı, verimliliği, işçiliği, mekanizma parçalarının kaliteleri veya buna benzer kriterler görecelidir. Ama eğer kendisini daha özel yerlerde görmek istiyorsa bu firma, daha özel bir şeyler vermek zorundadır. Benim naçizane ve şahsi görüşüm bu yönde. 1000 TL'lik bir Tissot'tan zaten inanılmaz işçilikli bir inhouse beklemiyorum, beklenilemez. Swatch Group firması oluşu benim görüşümü doğrular nitelikte. Çünkü Swatch'ın da amacı bellidir. Daha çok adet saat, daha düşük maliyet, daha çok kar. Bir kaç markasını tenzih ederim. Örneğin, Omega.
Swatch'ın bir markayı alıp hakettiği yere getirebilecek medyatik ve ekonomik gücü olduğu doğrudur. Bunu kabul ederim. Ama aynı zamanda zaten hakettiği değeri gören bir markayı alıp, daha yüksek kar amacıyla iyice makineleştirip saatseverler arasında daha düşük saygı görmesine sebep de olabiliyor. Günümüzün sorunu da bu zaten.
Toparlamak gerekirse, Longines ne kadar kaliteli ve iyi performans veren bir mekanizma kullanırsa kullansın, inhouse olmadığı sürece gözümde Swatch'tan farkı yoktur. Dağlar kadar fark vardır ama saygım yoktur diyelim daha doğru bir tabir kullanmak gerekirse. Diyebilirsiniz ki Valjoux da Swatch, ETA da Swatch, Omega da Swatch. Nasıl in-house değil? Oldukça haklı olduğunuz bir soru olacaktır. Fakat bu tamamen benim şahsi hissimle alakalı. Bir ukte kalıyorsa içimde, ben o işten zevk alamam. Anlayış göstereceğinize inanıyorum.
Saygılar.
Tutto ha una maniera.