nzmokur yazdı:foottwo yazdı:Belli bir fiyattan TL cinsinden ödemesini yapıp stoğuna aldığı ve TL cinsinden fiyatlandırdığı mala kur yükseldi diye zam yapan esnafın kıtlık zamanında temel besin malzemelerini stoklayıp karaborsa satan bakkaldan farkı yoktur bence.
Aynı malı stoğuna tekrar almazsa mesela ne olmuş olacak?
Vitrininde 200 saat yerine 100 saat koyabiliyor olacak.
Daha az ürün satacak haliyle.
Giderlerini daha zor karşılar hale gelecek demek bu.
SM-G965F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Değerli Nzmokur
Döviz şoku ve çok ciddi bir ekonomik kriz yaşanan bizim gibi ülkelerde ithalatçılar ancak ve malesef küçülerek çıkabilrler bu durumdan.
Stok devir hızı, nakit akışı, varsa ki kesin vardır kredi döndürme durumu, %30 lara varan kredi maliyetleri, kira,personel,vb durumunda TR güncel satın alma imkan ve kabiliyetlerine rağmen "ben zarar etmem kar marjımdan ödün vermem" diyen ithaltçıya piyasa/tüketici doğal seleksiyon şeklinde "güle güle" çeker. 2007 de usd 1.4 iken 2008 de neredeyse 1.1e düştüğünde saat ithalatçıları %25-30 a varan kur farkından dolayı damping yapıp fiyat mı düşürdüler de şimdi kurlardan dolayı şak diye 1 ay içinde %60-80 fiyat arttırma derdine düştüler. 2004-2011 arası ithalatçı kral dönemini yaşarken yani tatlı tatlı yerken bu ülkede şimdi de acı acı çıkarma dönemine girdi ve bunu kar marjını koruyarak geçirmeyi hayal ediyorsa "tatlı rüyalar hepsine"...
Bu ülkede ucuz döviz düşük faiz yüzünden yıllarca gereksiz yere onbinlerçe ithalatçı yaratıldı her alanda. Berbere gidiyorsun adam aliexpress den mal alıp satma peşinde, bakkal desen keza öyle.2 bina deken avm müteahidi oldu vb. Bu kadar çok tüccarı,sözde girişimciyi hangi ülke kaldırabilir.
Geçen y.dışı resmi bir istatistik te TR'nin dünya genelinde %40 civarı ile en fazla "self employment"(kendi işini yapan insan sayısı) olan ülkelerden biri olduğunu dehşetle okudum. TR ile aynı seviyede birkaç batı afrika ülkesi daha vardı hani ormandan bahçeden birkaç muz/mango toplayıp, bir avuç pirinç/buğday getirip herkesin barter (takas) usulü aç kalmamak adına yırtındığı dünyanın en fakir ülkeleri.
Bizde bu kategoriye girmişiz ama görünüm farkı var sadece. Her ufak sokakta 3-5 bakkal/market, berber/kuaför, emlakçı (zaten demeye gerek yok) ve sürekli 6-12 ayda bir kiracı değiştiren dükkanlar sonuç.
Sadece vergi muhasebesi tutan ve gayrı resmi karlılık hesaplayan saatçilerimiz ne zman yönetim muhasabesine geçer, sahipleri de bilanço,gelir tablosu, ebitda vb kavramlara kulaktan dolma değil de cidden anlar şekilde vakıf olur o zman bu ülkede biraz birşeyler düzelir yoksa kobilere eroin verir gibi devlet destekli daha çok kredi yağdırırlarak ancak iflaslar geciktirilir.
Ama beklenen kaçınılmaz sonlardan kurtuluş asla yoktur er yada geç vuku bulur....
Büyük saat mağaza zincirlerine/ithalatçılarına/distribitörlerine tavsiyem piyasa/tüketici ile barışık kalarak ellerinde ki stoklarını mantıklı/uygun fiyatlarla zarar pahasına da olsa eritip küçülerek de olsa yollarına devam etmeleri yoksa bu işin sonu yaş.. Kimse biz ne 94 krizleri 2001 krizleri gördük geçirdik demesin bu sefer ki çok farklı ve daha acı ilerliyor...