2015 Yılı sakin başladı benim açımdan en azından ilk ay. Şubat ayında 14060M referanslı Rolex no date almaya niyetlendim fakat 114060 vs 14060 farklarından dolayı düşüneyim derken beğendiğim saat satıldı. Açıkçası almadığıma pişman değilim. Alsam yeni kasa herzaman aklımda olacaktı biliyorum. Mart ayında Ulysse Nardin Savarona'yı aldım. Uzunca bir süre satmayacağıma emin olduğum bir saat 8-9 aydır zevkle kullanıyorum dahada uzunca bir süre kullanmaya devam edeceğim diye düşünüyorum.
Mayıs ayı başlarında kuzenim için aldığım Oris TT1 Day Date'i 20 gün kadar kullanma şansım oldu. Orisle ilk olarak o zaman tanıştım. Tabiki internette bakmıştım ve mağazalarda canlı olarak incelemiştim ama kullanma fırsatım olmamıştı. Fiyat performans gerçekten muazzam Oris için. Mayıs ayı içerisinde yine bir G-Shock edindim. 1 ay sonra kuzenime kaptırdım. Şu an gayet mutlu mesut yaşıyorlar.
Haziran ayının sonlarında ufak bir atılım yapayım dedim ama bana pahalıya mal oldu. Tag Heuer Calibre 17 RS2 model saati aldım aslında çok beğendiğim ve saatlere ilgim başladığından beri çok sık incelediğim bir modeldi. Yaz olunca kauçuk kayış arayışına girdim. Tag Heuer'in kordon fiyatı politikalarına sinirlenerek saati sattım. Keşke almasaymışım diyorum. Olan takasta verdiğim turuncu bezel Planet Ocean'ıma oldu.
Kasım ayında mavi bir Ulysse Nardin aldım. Ne kadar uzun süre elimde kalacağı biraz tartışmaya açıktı. Şu an babam kullanıyor halindende çok memnun. Son olarakta 2 hafta önce elime bir Hublot geçti. Hep mesafeli durduğum bir markaydı. Bunuda kullanmadım demem en azından gerçekten tarz olarak çok beğendim güzel bir saat. Fakat saate ilgili kimselerin bir çoğunun o fiyat seviyesinde tercih etmeyeceği bir marka. Çok detaya girmeyeceğim bu saatle ilgili zaten inceleme konusunda baya tartışıldı

.
Yılın bitmesine 2 haftadan az bir zaman kaldı bu saatten sonra yeni bir atılım yapmam diye düşündüğüm için konuya dahil olayım dedim. Nedense içimden bir ses 2016 kendi açımdan biraz sert geçecek diyor ama hadi hayırlısı.
