IWC Türkiye Müşteri Hizmetleri İle İlgili Olumsuz Tecrübem

[mlm]

Sevgili Triton'un yorumda bulunduğu başlıklarda konu ne kadar saparsa sapsın, ufuk açıcı ve tarafsız yazılarını okumak bana büyük keyif veriyor, sessiz takipçisi ve gizli hayranıyım

[Triton]

mlm, estağfurullah... O sizlerin güzelliği ve bu forumun düzeyinden kaynaklanıyor...

Buradaki her paylaşım başka güzelliklerle dolu. Biz de kendimize göre bir şeyler yazmaya çalışıyoruz...

mcco, fransızlar benim için kolay diyalog kurulan ama en anlaşılmaz avrupalılar. Fransızlar ve fransızca ile 10 yaşlarındayken tanıştım. Doğal olarak pompalanan kültür ve devamındaki yatkınlık özellikle Fransada pek yabancılık çektirmiyor . Ancak madem anekdotlarla süslüyoruz, Louvre da ki kafelerden birine oturmuştum. Her milletten insan var. Ancak bir garson var ki tam evlere şenlik. Hani tam bitirim sözünü hak edenlerden. Kalkmak üzere adamdan hesabı istedim. Kredi kartı ile ödeyeceğimi ve pos makinesini getirmesini söyledim.

Burada anlatması mümkün olmayan enteresan bir tavırla önce hesap fişini eline aldı, sonra garip bir reveransla hesaba bakıp yani Monsieur dedi. Başka söz yok ve anlamlı anlamlı yüzüme baktı. Ben saf saf ne yani diyorum, adam gidiyor sağa sola bakıyor yine yani diyor.

İş tam bir tiyatro halini aldı. Peşin parayla ödenen hesaptan bir çıkarı var herhalde diye düşünmeden edemedim, inatla makine diyorum, o geliyor gidiyor aynı mimikleri sergiliyor. Sonunda güç bela hesabı ödedik ve adamın elinden kurtulduk. Hadi dedi bu seferlik böyle olsun....

Ancak Fransızlarla ilgili üzüldüğüm olay, kızımın bir Fransız arkadaşının tutumudur. Almanya da aynı yurtta kaldığı Fransız kız arkadaşını Türkiye ye davet etti. Kendisini 15 gün evimizde misafir ettik ve çok iyi ağırladık. Kız çok etkilendi. İlk defa Türkiye ye geldiğini, böyle bir ülkeyle karşılaşacağını ummadığını defalarca söyledi ve bir süre sonra kızımı Strasburgdaki evlerine davet etti.

Ancak koyu bir Sarkozy hayranı olan bu arkadaşı, kaldığı süre zarfında kızıma son derece kötü bir tatil geçirtti. Üstelik annesi ve babasının tüm nazik tutumuna karşın. Ancak en vurucu olanı, yayıncı olan babası bir müze gezisi esnasında tarihi eserler hakkında dili döndüğünce bilgi vermeye çalışırken, babasını kenara çekerek Fransızca, ne uğraşıyorsun o Türk, kültürden sanattan ne anlar demesi, adamın ne yapacağını şaşırması ve kızımın bu durumu anlayarak çok üzülmesidir. Doğal olarak daha sonra arkadaşlıkları sona erdi.

Babası saatçi olan bir Fransız dostum var. Mütevazı, müzisyen ve sinema ses uzmanı. Zaman zaman İstanbul a iş nedeniyle geliyor. Bir Fransız gözüyle saat zanaatkarlığına yönelik bir şeyler derlemeye uğraşıyoruz.

Umarım paylaşacak noktaya getiririz....

[onatozer]

Sevgili Triton, küçük cadının yaptıklarını çocukluk mazur görmekten baska çaremiz yok, ben de İstanbul'a gelen bir arkadaşımla takside yaşadığımız trajikomik anımı anlatmadan edemeyeceğim. Arkadasım tam bir Ataturk hayranı oldugundan yarım yamalak türkcesi ile taksiciye Ataturk u sevip sevmediğini sordu, taksici de maşallah ne severim ne sevmem deyince fransızca İngilizce bir guzel sayıp sövmeye başladı. Babası üst düzey subay olan arkadasım her ne kadar Fransız milliyetçisi olsa da zamanında Fransız kültüründen aldığımız etkiler olsun, örf adetlerimiz olsun cok sıcak karşılıyor. Hatta koyu katolik olan arkadasim bir taksiciden gördüğü ezan okunurken müziği kapatma adeti ile bizi kırıp geçirmiştir.

[mistlaw]

hayalimde iwc portofino almak vardı. bu başlıkta yazanları okuyunca ne yalan söyliyim, tırstım biraz

[drk]

Şanssızlık her zaman olabilir, bir olayı bütüne mâl etmemek lazım.

[mistlaw]

Şanssızlık her zaman olabilir, bir olayı bütüne mâl etmemek lazım.

Haklısın Drk ama o tek tük olan şanssızlıklar genelde beni buluyor forumdaki arkadaşların IWC'ye mesafeli yaklaşması da beni düşündürdü açıkçası.

[drk]

Kendi içinde bence oldukça başarılı bir marka ama rakipleriyle değerlendirmeyi tercih ederim

[mistlaw]

Rakipleriyle değerlendirdiğinizde, tercihiniz IWC'den yana olmuyor anladığım kadarıyla