Radyum Kızları
“Birinci dünya savaşı devam ederken kadın iş gücü daha ucuz olduğundan fabrikalarda ve iş hayatında daha çok yer alıyordu.
Grace Fryer da bir fabrikada iş bulmuş ,çalışıyordu.New Jersey rad elli kadınla birlikte radyum fabrikasında saat kadranlarındaki akrep,yelkovan ve rakamları içinde radyum tozu bulunan bir solüsyona fırça batırarak boyuyorlardı;böylece karanlıkta parlayan radyum sayesinde saatlerin rakamları görülebiliyordu.radyumun dağılmasını önlemek için bir süre sonra fırçayı dudaklarında ıslatıp kullanmaya başlarlar.Radyum tatsız ve kokusuz bir şeydi hiçbir rahatsızlık duymuyorlardı.
Bir süre sonra Grace'in çenesi ağrımaya başladı,ağzının içinde de apseler oluşmuştu.Ağrılar giderek artarken, dişleri sallanmaya ve birer birer dökülmeye başladı.Yirmi yaşındaydı ama hızla yaşlanıyordu,dayanılmaz ağrıları vardı.
Doktorlar ,Grace'in çene röntgenlerinde kemikler erimiş,bal peteği gibi gözeneklenmişti, teşhis bir türlü konulamıyordu. çok geçmeden fabrika idaresi durumdan haberdar olmuş,sebebi gizlemek için kadınların frengi oldukları dedikosunu yayarak onları küçük düşürmeye çalışıyorlardı. 1927 de iki yıl sonra Grace ve diğer dört kadın dava açabildiler.Duruşmalar çok ağır ilerliyordu, bu büyük şirketin gücü karşısında durumu bilen doktorlar sessiz kalıyorlardı. Mağdurların dava sonunu görebilme ümitleri gitgide zayıflıyordu.Avukatlar kişi başına 250000 dolar isterken 100000 dolara anlaşma yoluna gittiler. Grace ve arkadaşları birkaç yıl arayla hayata veda ettiler.1934 da Marie Cruie de radyasyonun kemik iliğini tahrip etmesi sonucunda hayata veda etti. Grace ve diğer radyum kızlarının hikayesi sivil toplum örgütlerinin,işyeri güvenliği ve meslek hastalıklarına karşı işçi haklarının çıkış noktası oldu.”
(Ntv Bilim/Haziran 2009)

