Tamamen katılıyorum. GS'nin sorunu başından beri ismi. Hem farklı marka olayım, hem de Seiko adının tanınmışlığından yararlanayım mantığı zorlama.gokhangirgin yazdı:Umutt yazdı:gokhangirgin yazdı:Xhantos yazdı:Ben hayatımda 2.el hiçbirşey (kullanacağım ürün) almadım da, satmadım da (hediye etmişliğim vardır onu saymıyorum). O nedenle 2. el değeri ne olur diye bir kavram yoktur hayatımda. Hele ki (kullandığım) saatlerimi çocuğum gibi severim, hayatımın tanıkları onlar, elim satmaya gitmez. Ama satanlara birşey demem, ben böyle yetişmişim, n'apayım, görmemişim 2. el alım satım...
Burada, benim anladığım Seiko'nun durumu şu: Adamlar komedi oyuncusu olarak ünlenmiş, artık kimsenin dram rolü teklif etmediği tiyatro oyuncusu gibi. Lüks segmente oynamak istiyorlar ama köklü geçmişlerinden isimlerinden de bir anda vazgeçerlerse onun da dezavantajı ayrı. Saatlerin kendisinden çok 'marka algısı' öne çıkmış durumda...
Zaten tum konu marka algisi. Ki bunu da yaratan pazarlama stratejileri ile kendilerine yarattiklari konumlama. Imaj degistirmek imaj yaratmaktan cok daha zor ve pahalidir. Bu durumda her zaman kolayi ikinci marka yaratmaktir. Ayni seikonun yaptigi gibi. Ust ligte oynamak istiyorlar ise bir gun GS olarak kalip Siekonun fisini cekmek zorundalar. Ikisini ayni anda yasatmaya calismak yanlis. Karar vermeliler ve birisi gitmeli.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Ben niye böyle düşünüldüğünü doğrusu anlayamadım. Seiko olarak büyük ölçüde tüketim ürünü vasfında saatler satarken (büyük ölçüde diyorum, çünki lüks tüketim olarak sınıflanabilecek serileri de var) , Grand Seiko olarak, lüks ürün niye satamasın? İkisi arasında bir tercihte bulunmasını zorunlu kılacak olan nedir? Neticede iki markanın hedef kitleleri ve ürün gamları büyük ölçüde ayrı birbirinden.
Buna karşılık ben iki markanın yönetiminde ticari açıdan bir kısım hatalar yapıldığını düşünüyorum;
Mesela Grand Seiko, yüksek saatçilik yapıyor ve Seiko dan farklı olarak lüks ürün vasfında satılıyor ama bence yeterince elitize edilmiyor. Lansman, pr vb.. konularda muadillerinin çok gerisinde kalıyor. Bu da nev'i gereği, öz den çok imajın satıldığı bir üründe, satın alma kararını zorlaştıran bir unsur ve markayı, nispeten daha derin ama sayıca daha az bir hedef kitleyle sınırlamış oluyor.
Seiko da ise durum daha farklı. Ürün yelpazesi çok geniş, 30 usd ye de saati var 3.000 usd ye de. Burada da bir karmaşa var bence. Aynı marka şemsiyesi altında hem mass production hem el işçiliği vaat ediliyor.
LYA-L09 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Boyle dusunmemin temel sebebi hitap ettikleri kesim ve kaliteleri tamamen farkli olsa da icinde “seiko” gectigi icin bir birini etkileyecegini dusundugum icin. Bilemiyorum ama seiko daha alt segment oldugu ve yillardir boyle kaniksandigi icin gercek bilenler haricinde GS hak ettigi yeri bulamiyor diye dusunuyorum. Ust segment saat sahipleri alt segmenten bir urun adi gectigi icin GS uzak duruyor olabilir. Adi bambaska olsa eminim daha cok ilgi gorurdu diye dusunuyorum.
Zaman gosterecek, bakalim.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
copycat yazdı:Tamamen katılıyorum. GS'nin sorunu başından beri ismi. Hem farklı marka olayım, hem de Seiko adının tanınmışlığından yararlanayım mantığı zorlama.gokhangirgin yazdı:Umutt yazdı:gokhangirgin yazdı:Xhantos yazdı:Ben hayatımda 2.el hiçbirşey (kullanacağım ürün) almadım da, satmadım da (hediye etmişliğim vardır onu saymıyorum). O nedenle 2. el değeri ne olur diye bir kavram yoktur hayatımda. Hele ki (kullandığım) saatlerimi çocuğum gibi severim, hayatımın tanıkları onlar, elim satmaya gitmez. Ama satanlara birşey demem, ben böyle yetişmişim, n'apayım, görmemişim 2. el alım satım...
Burada, benim anladığım Seiko'nun durumu şu: Adamlar komedi oyuncusu olarak ünlenmiş, artık kimsenin dram rolü teklif etmediği tiyatro oyuncusu gibi. Lüks segmente oynamak istiyorlar ama köklü geçmişlerinden isimlerinden de bir anda vazgeçerlerse onun da dezavantajı ayrı. Saatlerin kendisinden çok 'marka algısı' öne çıkmış durumda...
Zaten tum konu marka algisi. Ki bunu da yaratan pazarlama stratejileri ile kendilerine yarattiklari konumlama. Imaj degistirmek imaj yaratmaktan cok daha zor ve pahalidir. Bu durumda her zaman kolayi ikinci marka yaratmaktir. Ayni seikonun yaptigi gibi. Ust ligte oynamak istiyorlar ise bir gun GS olarak kalip Siekonun fisini cekmek zorundalar. Ikisini ayni anda yasatmaya calismak yanlis. Karar vermeliler ve birisi gitmeli.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Ben niye böyle düşünüldüğünü doğrusu anlayamadım. Seiko olarak büyük ölçüde tüketim ürünü vasfında saatler satarken (büyük ölçüde diyorum, çünki lüks tüketim olarak sınıflanabilecek serileri de var) , Grand Seiko olarak, lüks ürün niye satamasın? İkisi arasında bir tercihte bulunmasını zorunlu kılacak olan nedir? Neticede iki markanın hedef kitleleri ve ürün gamları büyük ölçüde ayrı birbirinden.
Buna karşılık ben iki markanın yönetiminde ticari açıdan bir kısım hatalar yapıldığını düşünüyorum;
Mesela Grand Seiko, yüksek saatçilik yapıyor ve Seiko dan farklı olarak lüks ürün vasfında satılıyor ama bence yeterince elitize edilmiyor. Lansman, pr vb.. konularda muadillerinin çok gerisinde kalıyor. Bu da nev'i gereği, öz den çok imajın satıldığı bir üründe, satın alma kararını zorlaştıran bir unsur ve markayı, nispeten daha derin ama sayıca daha az bir hedef kitleyle sınırlamış oluyor.
Seiko da ise durum daha farklı. Ürün yelpazesi çok geniş, 30 usd ye de saati var 3.000 usd ye de. Burada da bir karmaşa var bence. Aynı marka şemsiyesi altında hem mass production hem el işçiliği vaat ediliyor.
LYA-L09 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Boyle dusunmemin temel sebebi hitap ettikleri kesim ve kaliteleri tamamen farkli olsa da icinde “seiko” gectigi icin bir birini etkileyecegini dusundugum icin. Bilemiyorum ama seiko daha alt segment oldugu ve yillardir boyle kaniksandigi icin gercek bilenler haricinde GS hak ettigi yeri bulamiyor diye dusunuyorum. Ust segment saat sahipleri alt segmenten bir urun adi gectigi icin GS uzak duruyor olabilir. Adi bambaska olsa eminim daha cok ilgi gorurdu diye dusunuyorum.
Zaman gosterecek, bakalim.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Yabancı dilde olduğu için normal geliyor belki ama, şöyle düşünün divarese ayakkabı alıyorsunuz 250 TL, yan mağazada da "muhteşem divarese" marka ayakkabı var 5000 TL.
MI 6 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
copycat yazdı:Yabancı dilde olduğu için normal geliyor belki ama, şöyle düşünün divarese ayakkabı alıyorsunuz 250 TL, yan mağazada da "muhteşem divarese" marka ayakkabı var 5000 TL.
MI 6 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Teşekkürler.AlWinchester yazdı:copycat yazdı:Yabancı dilde olduğu için normal geliyor belki ama, şöyle düşünün divarese ayakkabı alıyorsunuz 250 TL, yan mağazada da "muhteşem divarese" marka ayakkabı var 5000 TL.
MI 6 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
GS'yi çok severim, mühendisliğine de çok saygı duyarım ama konuyu çok güzel anlatmışsınız, "muhteşem divarese" güldürdü![]()
Tamamen katılıyorum. GS'nin sorunu başından beri ismi. Hem farklı marka olayım, hem de Seiko adının tanınmışlığından yararlanayım mantığı zorlama.
Yabancı dilde olduğu için normal geliyor belki ama, şöyle düşünün divarese ayakkabı alıyorsunuz 250 TL, yan mağazada da "muhteşem divarese" marka ayakkabı var 5000 TL.
Read more: viewtopic.php?f=12&t=29626&start=216#ixzz5uZYLPAkF
Dön TSF Genel Saat Sohbeti - General Watch Discussion
Bu forumu gezen kullanıcılar: jazzy, Majestic-12 [Bot] ve 206 misafir
|