facerlann yazdı:Şu rolex lerin her şeyi güzelde caseback inin neden cam olmadığını hala anlamadım. Arastirdim da, ama pek tatmin edici cevap bulamadım
2000-2014 yılları arasında ürettiği Cellini Prince modellerinde mekanizmayı sergileyen casebackler üretti. Kasa yapısına tam uyan, (diktörtgen kasaya diktdörtgen mekanizma) iyi dekore edilmiş mekanizmasına rağmen Rolex tarihinin en kötü satan modellerinden biri oldu ve yakın zaman önce üretimine son verildi.
Aslında Rolex markasını lüks saat segmentinde marka değeri olarak 1 numaraya oturtan da; 1926 yılında patentini aldığı Oyster (istiridye) Perpetual serisi; 1926 yılında patentini aldıkları, su geçirmezliğine ve bir istirdyenin iki kabuğunun birleşmesine atfen adını verdikleri kasaları.İlk üretim yıllarında tarihi Panerai kasalarına benzerken 1953 yılında günümüzde kullanılan halini aldı.
Rolex Oyster serisi 1953 den günümüze müşteri isteklerine değil marka değerlerine bağlı olarak üretildi. Oyster kasası tarihi boyunca limitli seriler, open heart diallar (mekanizma gösteren kadran), altın,platin ve çelik hariç diğer materyallerden kasa, tourbillon mekanizma, tarih, ve kronomotre hariç komplikasyon (yachtmaster 2 de kullanılan regata yı bir kronometre türevi olarak kabul edersek), bir olayın anısına üretilen saat (2014 Deepsea Deepblue James Cameron edition hariç) ve mekanizmayı gösteren caseback olarak üretilmedi.
Yıllar içerisinde alınan tüm bu operasyonel kararlar günümüzde 100 metre uzaktan bile görseniz tanıyacağınız Oyster Perpetual kasasını tarihin en başarılı ve çok satan ticari ürünlerinden biri haline getirdi. 2. el aldığınız bir Oyster Perpetual kasanın da değerini koruması onun zamansız bir klasik olmasında saklı. Müşterisi zaman içerisinde demode olmayacağına emin. Bu saydığım özellikleri taşıyan tasarımlar da günümüzde modern klasikler olarak tarihde yerlerini aldılar. Mesela Ferdinand Porsche imzalı VW Kaplumbağadan günümüze evrimleşen Porsche 911, Leica fotoğraf makinası veya 1908 den beri üretilen ve tüm dünyanın severek giydiği Converse Chuck Taylor sneakerlar.
Horoloji tarihine baktığımızda yukarıda anlattığım marka prensiplerinden sapmanın felaketlerle sonuçlandığını görüyoruz. 1990 lara kadar Horoloji dünyasının en başarılı firmalarından biri olan, El Primero serileri gibi efsanevi saatler üreten markanın müşteri isteklerine ve zamanın ruhuna uygun saatler (Zenith Defy Extreme serisi) üretme odaklı CEO su Thierry Nataf elinde iflasın eşiğine getirilmesi (1999 yılında LVMH grubuna satışıyla sonlandı) . Günümüzde de AP ve Panerai nin aynı yolda ilerlediğini düşünüyorum.
Sonuç olarak, horoloji tarihi bize gösteriyorki ; müşterilerinin gözünde marka algısını bozacak büyük bir değişiklik felaketle sonuçlanabiliyor. 64 yıldır ufak dokunuşlarla yön verdikleri bir tasarımı mekanizma gösteren cam kapak gibi büyük bir değişiklikle riske atacaklarını ve sadık kullanıcılarının tepkisini çekmeyi göze alacaklarını hiç sanmıyorum. Rolex son yıllarda bu tip müşteri ve zamanın trendine uygun tasarımlarını (bronz veya seramik kasa, temalı saatler gibi) küçük kardeşi Tudor da başarıyla uyguluyor.
Umarım yazdıklarım biraz olsun soruna cevap olmuştur.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi