TSF - Türkiye Saat Forumu - Dünya'nın En Çok Ziyaret Edilen Türkçe Saat Sitesi

Aman hocam bari siz yapmayın!
Mesaj içeriklerinin delil olarak kullanılabilmesi mümkün değildir. Hukuka aykırı delil ispat aracı olarak kullanılamaz. Döner davalı taraf özel hayatın gizliliğini ihlal sucunun oluştuğu gerekçesiyle karşı dava acar. Kaș yapalım derken göz çıkarmış olursunuz.

Keza mesajlasmalar birer delil değildir. Delil başlangıcıdır. Ancak kişinin onaylı e-posta adresinden,onaylı hesabindan vs. gönderildiği teyit edilirse delil vasfi kazanabilir.

Önceki yazımda da suçun basit halinin şikayete tabi bir suç olduğunu belirttim. Şikayet yoluyla savcılığın harekete geçirilebileceğini de yazımdan çıkarmış olmanız gerekiyor.

Tüm Yargıtay içtihatları ve uygulama dogrultusunda mesaj içerikleri ceza hukuku acısından delil olarak değerlendirilip, herhangi bir şekilde özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmaz. Konuşma kaydının hukuka aykırı kayda alınması haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturur. Bu durumda da hukuka aykırı kaydın belirlenen sartlar dogrultusunda ceza dosyalarında delil olarak kullanılabileceğini iceren Ceza Genel Kurul kararlari mevcuttur . Ceza hukuku açısından delil niteliği haiz etmeyen bir bulgu yoktur. Nitekim ceza hukuku maddi gerçeğe ulaşmak için her türlü delili değerlendirmek zorundadır.
Savcılıga suç duyurusunu belirtmem sizin yazınız ile alakalı değildi yazımda belirttiğiniz eksikliği açıklamak içindi.

Değerli üye, en başta yazdıklarımı eksik yazmışım (öyle olsa bile tavır acısından) gibi değerlendirip sanki astınız ile konusur gibi ünlemli, telkinli ve tavsiyeli yazılarınıza alındığımı belirtmeyip cevap verdim ancak şimdi de sadece gülerek insanlar Tarafindan alaycı olarak anlaşılacak şekilde cevap vermenizi tasvip etmedigimi belirtir , Yargıtay 12.C.D. 12.06 2012 tarih 13164-14793 esas ve karar sayılı kararını incelemenizi önerir ,meslek hayatınızda başarılar dilerim.

Yazmayayım dedim yine duramadım. E yazayım bari içimde kalacağına.
''Konuşma kaydının hukuka aykırı kayda alınması haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturur.'' Yazmışsınız.
Bu hususta özel bir suç tıpı öngörmüş kanun koyucu. O suç tipi de ''kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu'' Zira konumuzun bu suç tipiyle hicbir alakası yok.

Özel hayatın gizliligini ihlal ise üst başlıktır. Haberleşmenin gizliliğini ihlal de bunun içindedir,kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu da özel hayatın gizliliğini ihlal teşkil eder.

Onlarca belki yüzlerce emsal karar gösterebilirim size kanunsuz delilin karara esas alınamayacağıyla ilgili. Pek tabii ki,bu hususta birçok kanun maddesi de var. En başta anayasada birçok düzenleme var. Hatta ben sizi şimdi yine ikna edemem üç dört tane kanun maddesi ilistirivereyim. Bakarsınız müsait olunca.

Anayasa madde 38/6:Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.

CMK madde 217/2:) Yüklenen suç, -hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş- her türlü delille ispat edilebilir.(Maddenin mefhum-ı muhalifinden kanunsuz delillerin hicbir şekilde ispat aracı olarak kullanılamayacağı net bir şekilde anlaşılıyor.)

Anayasa madde 36:Herkes, -meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle- yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.

CMK madde 206/2:Ortaya konulması istenilen bir delil aşağıda yazılı hâllerde reddolunur:
a) Delil, kanuna aykırı olarak elde edilmişse...

Su hatırlatmayı yapmakta da fayda görüyorum. Yargıtay kararları kanun hükmünde değildir dolayısıyla baglayiciliklari yoktur.
Siz 2012 tarihli bir yargıtay kararını emsal gösterirsiniz buna karşılık ben karşıt 1000 tane karar gösteririm. Esas olan bu değil. Zira yargıtay daireleri arasında dahi derin görüş ayrılıkları mevcut. Aslolan kanundur. Yargıtayın kanuna aykırı teşekkül etmiş olması eğriyi doğru yapmaz.

Sizi kırdıysam veyahut alaycı bir tavır sergiliyor izlenimi uyandirdiysam affola.
Amacım kesinlikle öğüt vermek,nasihat etmek değildi. Sadece bu hususlarda sütten ağzı yanmış biri olarak uyarıda bulunmak istedim.
Tekrardan konunun amacı dışına çıkmaması ve daha fazla incitici olmamak adina kırdığım kalp için özür dilerim.

1) bahsettiğiniz kişiler arasındaki konuşmanın kayda alınması suçu unsurları geregi ancak konuşmayı gerçekleştirenler dışındaki 3. Kişiler Taraf indan işlenebilecek bir suçtur, bizim bahsettiğimiz olayda konuşmanın tarafi olan kişinin konuşmayı sunmasıdır.
2) Yargıtay adlı yargının en üst mahkemesi olarak tüm uygulayıcıları bağlayıcıdır, bağlayıcılığı olmasa idi iİçtihatları Birleştirme Kurulu diye bir kurul olmazdı. Herkes kendi düşüncesine karar verirdi.
3) Bu konuda şu noktayı ayırt etmekte fayda var evrensel hukuk prensibine göre yanlış olanı/kötüyü korumaz . Size mesaj içeriğinde bir suç islendiyse yahut bir sucun işlendiğine yönelik delil ise bunu sunmanız suc olusturmaz . Kanunu ve Anayasiyi bu şekilde yorumlamak hata olur ki uygulama da hicbir şekilde sizin bahsettiğiniz gibi uygulanmaz zaten bunu da bir uygulayıcı olarak söylüyorum.
4) hukuk farklı görüşlerle güzeldir öyle olmasa doktrin diye bir kavram oluşmazdı görüşlerinize saygı duyuyorum.
5)Nazik özrünüz için teşekkür ederim.saygilar .

Taşkın usta hukuk biliminin gelişmesine katkıda bulundu...

Sent from my CLT-L09 using Tapatalk