Taze bir forumcu olarak, geçenlerde bakıma verdiğim “yeni” saatimin hikayesini sizlerle paylaşmak isterim.
Aslında saatin geçmişi benden uzun; vakti zamanında babama nikah hediyesi olarak verilmiş, o da ben doğduktan birkaç yıl sonra başka bir saat alıp bunu çekmecede unutmuş...Yani saat 35-40 senedir uykudaydı.
Tek hatırladığım saatin biraz hor kullanılmış, bezelin ve kasanın darbe görmüş, düğmelerin ikisinin de düşmüş olduğu idi.
Geçenlerde yine aklıma geldi, saati babamdan istedim.
Bana bu “virüs”ü bulaştıran arkadaşıma resimlerini gösterip bahsettiğimde, “ben olsam yaptırıp takardım” deyince saate bir şans vermeye karar verdim.
Restorasyon konusunda tecrübesiz olduğum için başlangıçta biraz ümitsizdim, pek tatmin edici bir sonuç beklemiyordum.
Ancak forumda yazılanları okuyup youtube’daki videoları izleyince fikrim iyice değişti ve hemen Bengi Saat’ten Cengiz Usta’yla temasa geçtim.
Cengiz Usta saatin referans modeli (145.22 ST69), mekanizması (A861), klasik saatler arasındaki önemi vs.bilgilerini paylaşınca daha da heyecanlandım ve ilk fırsatta Sirkeci’deki yerine gidip saati kendisine teslim ettim.