Orient CEM65009D Kullanıcı İncelemesi
Gönderilme zamanı: 19 Kas 2011, 16:46Herkese merhaba!
Herhangi bir tanışma başlığı açmamıştım, çünkü bunca şeyin olacağını hiç düşünmemiştim. Tek amacım, takmaktan nedense sıkılmış olduğum siyah kadranlı, silikon kayışlı Tissot Veloci-T Chronograph saatimi satmak ve belki devamında klasik giyime daha uygun bir saat almaktı. Derken, saat hakkında interneti kurcalarken bu foruma denk geldim. Klasik giyimi falan unutup bir anda "diver"lar arasında buldum kendimi. Şimdi ise karşınıza Orient'in "Scuba Diver" (başlarda bu modellerden hiç hazzetmiyordum ama nasıl oldu da kanım bir an ısındı ve aldım, bilemiyorum
) olarak adlandırılan, CEM65009D modelinin incelemesiyle çıkıyorum. (Fotoğrafları nedense imageshack'e yükleyedim, daha sonra güncellerim umarım)
Saati kolumun üzerinde görme şansım olmadan satın aldım. Ancak çok araştırdım, didik didik ettim desem yeridir. Velhasıl, tercihimden şu an çok memnunum. Saatimi çok sevdim ve sizlerle bunu paylaşmak istedim.
Saat, muhteşem ürünlerini şaşaalı tanıtmayı bir türlü öğrenememiş olan Japonların klasik sadeliğini(!) yansıtan bir kutuyla geldi. İnce tahtadan yapıldığını tahmin ettiğim siyah kaplamalı kare kibar bir kutunun üzerine, neden sarıldığını anlamadığım beyaz, ince bir mukavva...
Saat, kutunun içinden yine siyah bir yastığa sarılmış şekilde daha önceki Orient modeli olan Mako'ya çok benzeyen, lacivert kadranı ve bezeli, metal kordonuyla karşımıza çıkıyor.
İlk olarak saatin otomatik olduğunu vurgulayarak başlayalım. İçinde Orient 46943 Kalibre mevcut. 40 saate kadar rezervi olduğu söyleniyor. Tercih sebeplerimden ilki diyebilirim. Bu fiyata otomatik bir diver sunan herhalde bir tek Orient var.
WR 200m olarak gözüküyor ancak ne kadar doğrudur bilemem. Ankara gibi kuru bir şehrin göbeğinde yaşayan bir adam için aslında biraz da önemsiz.
Tek yöne dönebilen bezel dahil 41mm çapa, 13 mm kalınlığa ve mineral cama sahip. Çok sevdiğim bir tona sahip lacivert kadranın üzerinde, fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla daha büyük olduğunu tahmin ettiğim, ancak koluma taktığımda kadranı o kadar da boğmadığını gördüğüm lume "nokta"lar yani belirteçler dikkat çekici. Saatte rakamlar, yalnızca bezelin üzerinde ve tabi bir de "saat 3" yönüne yerleştirilmiş gün ve tarih kısmında. Lumeler tabi, forumda bir yerlerde gördüğüm "ne kadar ekmek, o kadar köfte" tabiri misali akşamın ilk dakikalarında oldukça parlak, daha sonra ise neredeyse farkedilmeyecek kadar silik durumda.
Ama kolların yapısını kesinlikle sevmiş durumdayım. Aslında en başında Rolex Submariner replikası gibi duran diğer Orient modelinin kolları çok hoştu tabi ama ondan belli sebeplerden ötürü vazgeçtim. 
Saatin üzerinde iki vidalı tepe var. Üstte yer alan yalnızca gün ayarlamak için konulmuş. 2 dilde (İngilizce ve Almanca) gün ayarlayabiliyorsunuz. Alttaki asıl tepe ise hem saati hem de tarihi ayarlamamızı sağlıyor. Başlarda acaba 2 tepe olması görüntüyü bozar mı diyordum ama Allah'tan gözüm çabuk alıştı da sıkıntı yaşamadım.
Arka kapak da saydam olsaydı benim için tadından yenmez bir jest olacaktı ama malesef değil... Metalik kordon, klipsli birbirine geçmeli yapıya sahip. Tokada yine Orient'in adı ve simgesi yer almakta.
İnce bilekli birisi olarka şunu söyleyebilirim ki saatin çapı benim için bundan daha iyi ayarlanamazdı herhalde.
Lacivert rengine zaten tavım! İşyerinde giydiğim takımlarım da lacivert tonlarında olduğundan, en baştaki hedefimi de aslında bir bakıma vurmuş oldum. Sapmasını bilmiyorum; henüz ölçme fırsatım olmadı ancak otomatik olması da bu fiyata beni fazlasıyla memnun eden bir özellik olduğuna göre bu saati sevmemek için hiçbir neden göremiyorum. İnşallah uzun yıllar sıkılmadan(!) ve sorun yaşamadan kullanacağım bir saat olur.
Şimdi sırada Seiko Velatura SRH006 var. Birkaç güne kadar inşallah onu da koluma takacağım.
Herkese keyifli forumlar!
Herhangi bir tanışma başlığı açmamıştım, çünkü bunca şeyin olacağını hiç düşünmemiştim. Tek amacım, takmaktan nedense sıkılmış olduğum siyah kadranlı, silikon kayışlı Tissot Veloci-T Chronograph saatimi satmak ve belki devamında klasik giyime daha uygun bir saat almaktı. Derken, saat hakkında interneti kurcalarken bu foruma denk geldim. Klasik giyimi falan unutup bir anda "diver"lar arasında buldum kendimi. Şimdi ise karşınıza Orient'in "Scuba Diver" (başlarda bu modellerden hiç hazzetmiyordum ama nasıl oldu da kanım bir an ısındı ve aldım, bilemiyorum
) olarak adlandırılan, CEM65009D modelinin incelemesiyle çıkıyorum. (Fotoğrafları nedense imageshack'e yükleyedim, daha sonra güncellerim umarım)Saati kolumun üzerinde görme şansım olmadan satın aldım. Ancak çok araştırdım, didik didik ettim desem yeridir. Velhasıl, tercihimden şu an çok memnunum. Saatimi çok sevdim ve sizlerle bunu paylaşmak istedim.
Saat, muhteşem ürünlerini şaşaalı tanıtmayı bir türlü öğrenememiş olan Japonların klasik sadeliğini(!) yansıtan bir kutuyla geldi.
İnce tahtadan yapıldığını tahmin ettiğim siyah kaplamalı kare kibar bir kutunun üzerine, neden sarıldığını anlamadığım beyaz, ince bir mukavva...Saat, kutunun içinden yine siyah bir yastığa sarılmış şekilde daha önceki Orient modeli olan Mako'ya çok benzeyen, lacivert kadranı ve bezeli, metal kordonuyla karşımıza çıkıyor.
İlk olarak saatin otomatik olduğunu vurgulayarak başlayalım. İçinde Orient 46943 Kalibre mevcut. 40 saate kadar rezervi olduğu söyleniyor. Tercih sebeplerimden ilki diyebilirim. Bu fiyata otomatik bir diver sunan herhalde bir tek Orient var.
WR 200m olarak gözüküyor ancak ne kadar doğrudur bilemem. Ankara gibi kuru bir şehrin göbeğinde yaşayan bir adam için aslında biraz da önemsiz.
Tek yöne dönebilen bezel dahil 41mm çapa, 13 mm kalınlığa ve mineral cama sahip. Çok sevdiğim bir tona sahip lacivert kadranın üzerinde, fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla daha büyük olduğunu tahmin ettiğim, ancak koluma taktığımda kadranı o kadar da boğmadığını gördüğüm lume "nokta"lar yani belirteçler dikkat çekici. Saatte rakamlar, yalnızca bezelin üzerinde ve tabi bir de "saat 3" yönüne yerleştirilmiş gün ve tarih kısmında. Lumeler tabi, forumda bir yerlerde gördüğüm "ne kadar ekmek, o kadar köfte" tabiri misali akşamın ilk dakikalarında oldukça parlak, daha sonra ise neredeyse farkedilmeyecek kadar silik durumda.
Ama kolların yapısını kesinlikle sevmiş durumdayım. Aslında en başında Rolex Submariner replikası gibi duran diğer Orient modelinin kolları çok hoştu tabi ama ondan belli sebeplerden ötürü vazgeçtim. Saatin üzerinde iki vidalı tepe var. Üstte yer alan yalnızca gün ayarlamak için konulmuş. 2 dilde (İngilizce ve Almanca) gün ayarlayabiliyorsunuz. Alttaki asıl tepe ise hem saati hem de tarihi ayarlamamızı sağlıyor. Başlarda acaba 2 tepe olması görüntüyü bozar mı diyordum ama Allah'tan gözüm çabuk alıştı da sıkıntı yaşamadım.
Arka kapak da saydam olsaydı benim için tadından yenmez bir jest olacaktı ama malesef değil... Metalik kordon, klipsli birbirine geçmeli yapıya sahip. Tokada yine Orient'in adı ve simgesi yer almakta.
İnce bilekli birisi olarka şunu söyleyebilirim ki saatin çapı benim için bundan daha iyi ayarlanamazdı herhalde.
Lacivert rengine zaten tavım! İşyerinde giydiğim takımlarım da lacivert tonlarında olduğundan, en baştaki hedefimi de aslında bir bakıma vurmuş oldum. Sapmasını bilmiyorum; henüz ölçme fırsatım olmadı ancak otomatik olması da bu fiyata beni fazlasıyla memnun eden bir özellik olduğuna göre bu saati sevmemek için hiçbir neden göremiyorum. İnşallah uzun yıllar sıkılmadan(!) ve sorun yaşamadan kullanacağım bir saat olur.Şimdi sırada Seiko Velatura SRH006 var. Birkaç güne kadar inşallah onu da koluma takacağım.
Herkese keyifli forumlar!
