Marka:
Markadan başlayayım. Laco (orjinal ismiyle Lacher & Co.) 1925 yılında kurulmuş bir saat üreticisi. Orijinal Alman pilot (Flieger) saati üreticileri olan IWC, A. Lange und Söhne, Stowa, ve Wempe markaları arasında. Yani bu işi sonradan yapmaya başlayan firmalardan değil. Oldukça uzun bir deneyime sahipler.
Ürün yelpazesi çok geniş. Her modelde hem 36mm hem de 42mm’lik versiyonlar sunmalarının yanı sıra çoğu modelde fiyat avantajı yakalayabilmek için hem Miyota hem de ETA üretimli mekanizmalar kullanmışlar. Bunun yanı sıra ayrıca orijinal, Alman pilotları için 2. Dünya savaşı sırasında ürettikleri saatin bir replicasını da hala üretiyorlar. Pilot saatlerinin yanında Navy ve hatta Diver modelleri dahi mevcut.
Saat:
Saate haftalarca baktıktan sonra sonunda kararımı verdim ve Laco’nun Türkiye distribütörüyle iletişime geçtim. Saati hiç canlı görmeden aldım o yüzden biraz tedirgindim. Ama kargo geldiğinde tedirginliğimin yersiz olduğunu gördüm. Canlı canlı gerçekten müthiş duruyor. Laco’nun sitesindeki resimlerin biraz stüdyo eseri olduğunu düşünüyordum ancak saat gerçekten çok güzel duruyor.
Saat aşağıdaki gibi siyah, üzerinde markanın işlendiği siyah ve çizgili bir kutuda geldi.
Kutuyu açtığımızda içerisinden oldukça sağlam, suni deriden yapılmış bir dikdörtgen çanta çıkıyor. Ben açıkçası çok beğendim. Başka bir şey için kullanmak mümkün değil ama yine de bu fiyatta bir saat için gösterilen özene ve kaliteye hayran kaldım. Çantanın fermuar kısmı bile çoğu kıyafette bile maliyeti arttırdığı için kullanılmayan YKK marka fermuardan yapılmış. Böyle ufak detaylar benim çok hoşuma gidiyor. Hediye olarak alırsanız ne kutu ne de çanta hiç mahcup edecek cinsten değil.
Fermuarı açtığımızda saatimiz bizi karşılıyor. Çantanın bu şekilde yapılmış olmasının bir nedeni de saatin üzerinde gelen deri kayışı düz şekilde kargolayarak, müşteriye ulaştığında deride çatlama, eskime belirtisi olmaması içindir diye düşünüyorum zira saatin deri kayışı buna oldukça müsait.
Kadran:
42mm’lik saatimin kadranı mat siyah renkte ancak ışığa göre koyu bir fümeye dönebiliyor. Rakamların okunabilirliği çok yüksek. Ama zaten Type A pilot saatlerinin amacı da okunabilir olmaları. Saati öğrenmek için saate çok kısa bir bakış atmanız yetiyor. Kadranın ortasında, kolların biraz yukarısında markanın logosu basılmış. Bu kısımda lume kullanılmamış.
Kadranın üst kısmında, 12 pozisyonunda, pilot saatlerinde sıkça karşılaştığımız üçgen şeklindeki sembol kullanılmış. Google’dan yaptığım ufak araştırma sonucu bu üçgenin, gece uçuşlarında pilotlara 12’nin yerini daha kolay bulabilmeleri için konduğunu öğrendim.
Kadrandaki tüm yazılar ve çizgilerde Superluminova C3 kullanılmış. Oldukça başarılı bir parlaklığı var. Fenerle bir miktar doldurduktan sonra neredeyse tüm gece parlaklığını koruyor. Ayrıca lume oldukça keskin ve kaliteli görünüyor.
Saatin kollarında da aynı şekilde Superluminova C3 kullanılmış. Kolların iç kısımları lume doluyken, dışlarında ince bir çerçeve şeklinde mat siyah bir çizgi var. Saniye kolunun ise uç kısmı tamamen lume’dan oluşuyor. Onun da merkez ve denge kısımlarında aynı mat siyah boya kullanılmış. Uç kısmı tamamen lume olduğu için gece adeta bir ışın kılıcı gibi duruyor
. 
Cam:
Hem önde hem de arkada safir cam kullanılmış. Ön camda AR kaplama yok ancak kadranın matlığı sayesinde çok aşırı bir parlama söz konusu değil. Camda herhangi bir bombe yok ancak bezelden yaklaşık yarım ya da çeyrek milimetre kadar yukarıda duruyor.. Cam tamamen düz.
Kasa:
Çelik kasanın boyutu 42mm, lug aralığı 20mm ve kalınlığı 13mm. Kasanın bezel ve yan tarafları fırçalanmış, arka kapağı ise tamamen parlatılmış. İşçiliği bence oldukça başarılı. Fırça izleri (resimdeki kadar dibine girilmediği sürece) belli olmuyor. Arka kapağın parlatılmış olması saati masaya vs. koyarken kılcal çiziklerin çok oluşacağı anlamına geliyor. Ama şikayet etmiyorum çünkü işçilik açısından bence çok güzel.
Ancak benim bu saatte en çok beğendiğim kısım, tepesi. Tepe gerçekten çok kaliteli. Ortada buluşan ince çizgilerden oluşuyor ve her dokunduğunuzda kalite hissini sonuna kadar veriyor. Saati ayarlamak için çektiğinizde de en ufak oynama yok. Çok sıkı bir şekilde oturtulmuş. Miyota bazlı Laco mekanizmasını da kurarken oldukça tatmin edici bir his veriyor. ETA 2824-2 mekanizmaya sahip 2 saatim var ve ikisini de kurmak bu kadar keyifli değil. Kurmaya çalıştığınızda tepe elinize oldukça iyi oturuyor. Bu çok önemli çünkü bazı saatlerde kurmaya çalışırken gerçekten zorlandığımız oluyor. Tepenin yapısından dolayı da çevirirken hiç zorlanmıyorsunuz.
Resimlerde ayrıca saati ne kadar haşin kullandığımın izleri de mevcut.
Mekanizma:
Saatin kalbinde Laco 21 adlı, Miyota 821A bazlı mekanizma yer alıyor. ETA’lardaki pürüzsüzlüğe sahip değil ne yazık ki. Biraz kekeleyerek gidiyor. Eğer sürekli hi-beat mekanizmalı saat kullanmıyorsanız gözünüze batacağını sanmıyorum. Rezervi ne kadar bilmiyorum. Aynı şekilde zaman tutmasına da hiç bakmadım. Yabancı bir forumda saatin zaman tutmasının günlük +/- 5sn’den bile daha iyi olduğuna dair bir yazı okumuştum ancak bu kullanıma ve saate göre değişkenlik gösterecektir. Ben rotasyonlu kullandığım için günlük kaybı ölçmeye gerek duymadım ancak 2 gün üst üste taktığımda da kayda değer bir kayıp görmedim.
Kordon:
Saat, üzerinde bordoya yakın bir renkte deri, beyaz renkli dikişli ve mat çelik perçinli bir kayışla geliyor. Kordonun aslında oldukça sağlam. Saati alalı 3-4 aya yakın bir süre rağmen hala oldukça yeni duruyor. Bunda kalın oluşunun da etkisi var. Ancak tüm bu sağlamlığına rağmen kayışın hissiyatı berbat. Deri gibi görünen dış kısım suni deri gibi hissettiriyor. Ayrıca kordonun üstündeki bordo deri kısım saati çıkarıp taktıkça buruşmaya ve dalga dalga kabarmaya başladı. Tek tesellim, saat kolunuzdayken belli olmaması. Değiştirmeyi düşünüyorum ancak derinin rengi bu saate çok yakıştığından kıyamıyorum şimdilik.
Kordon, saati taktığımda biraz rahatsızlık veriyor çünkü çok kalın olduğundan dolayı aylar geçmesine rağmen hala kolumun şeklini almadı. Bu yüzden saat çok dik duruyor ve sürekli saatin yerini değiştirmek zorunda kalıyorum. Ayrıca saatin standart delikleri (ya da uzunluğu) çok kalın bilekli kişiler için düşünülmüş. Ben 1 delik daha açtırdım ve hala rahat edemiyorum. Müsait olduğum bir gün, bir saatçiye uğrayıp 2. deliği de açtırmam gerekiyor. (kendime not
)Kordonun üzerinde gelen toka kısmı gayet kaliteli hissettiren, mat bir çelikten üretilmiş. Ancak üzerindeki marka işlemesi için çok ucuza kaçılmış. Sadece lazerle çok ince bir şekilde işlenmiş ve doğru açıdan bakmazsanız belli bile olmuyor.
Saatin işçiliğinden, mekanizmasından ve yakışıklılığından hiç şikayetim yok. Tek şikayetim kordon kalitesi. Onun dışında çok keyifle takıyorum. Özellikle gece dışarı çıktığımda kolay okunur oluşu ve lume parlaklığı sayesinde çok işime yarıyor. Saatin fosforunu özellikle doldurmadığımda dahi çok kişiden fosforun kalitesi hakkında pozitif yorumlar aldım. Gece hemen karşımdaki kişinin gözüne çarpıyor ve ufak bir iltifat alıyorum
. (Lume shot çekmeyi beceremediğim için çok iyi görünmüyor. Iphone'un kamerasının azizliğine uğradım biraz. )
Orjinal flieger markası olarak bence Laco, Augsburg modeliyle oldukça başarılı bir saat yaratmış. IWC gibi abilerine ucuz ama kaliteli bir alternatif sunabilmeyi başarmış.
Kullanıcı incelemesi ve detaylı fotoğraflar için teşekkürler 
