TSF Saatlerimiz Yemekte / Bistro Horology

[BoluluBatuhan]

[quote="Mandos"][quote="Oguzhanm"][quote="odeon"]Gecen haftanin en cok konusulan konularindan bir tanesi; Bodrum'da donerin 48 Euro'ya, yani takriben 370 TL'ye satilmis olmasiydi.
Milletimizin linc kulturunden 48 Euro'ya doner satan arkadas da nasibi aldi. Oysaki ben satici olsaydim ayni tabagi en az 90 Euro'ya satardim.
Oncelikle bahsi gecen 48 Euro fiyat 1 porsiyon degil, 1.5 porsiyon donerin fiyati. Kesmemis olsa gerek 1.5 soylemisler hic dusunmeden. Olayin vuku buldugu yer ise Bodrum'a gelen en ust gelir seviyesindeki turisti hedefleyen bir otelin plaji. Bilenler animsayacaktir, Cennet Koyu'ndaki plajda oldukca az sayida sezlong ve oturma yeri var. Bir koya 1000 kisiyi yigmak yerine 80-100 kisiye hizmet vermeyi tercih etmis isletmeci.
Isletmeci acisindan bakarsak; plaja gelen 80-100 kisinin kac tanesinin cani doner yemek isteyecek, gunde kac doner satacagiz? Mesela gunde bir kisi doner yemek istedi, biz sise takilmis kocaman doneri pisirdik o gun, kestik bir porsiyon servis ettik, gerisi ne olacak? Ocak, personel masraflarina hic girmeden, bir sis iyi kalite donerin maliyeti nedir? 300 TL, 500 TL, 1000 TL? Bir porsiyon doner satmak icin, 280 TL kazanmak icin o masrafa deger mi? Yoksa musteriye "menude yaziyor ama yok, beyefendi" mi demek lazim? Unlu Turk dusunuru Serdar Ortac'in dedigi gibi kafamda deli sorular...
Doner konusunda sadede gelmek gerekirse; alim gucu duserse, luks urun satan kisiler iyi ihtimal pahaliya satar, kotu ihtimal ise satmaz, o kalitede mali bulamazsiniz. Luks saat icin de satici elindeki mali tuketir, bir daha getirmez.

Madalyonun diger yuzunde ise milleti kaziklayan, dip dibe masalarda ayni receteyi herkese basan restaurant'lar var. Ekonomik kriz bu isletmeler icin bir nevi detoks programi oluyor. Kolay para kazanan arkadaslar eleniyor. Lakin arada kucuk esnafimiz, aile isletmelerimiz de kayniyor. Turkiye'de hizmet kulturu olmadigi, insanlar isini severek yapmadigi icin genelde bahsis vermeyen birisi olarak, bu surecte yerel isletmelere destek olmak icin -zaten alcakgonullu yazilmis- hesap kadar bahsis birakiyorum. Zira aile isletmesi Kofteci X batarsa yerini lastik tadinda Kofteci Y doldurur.

Yazdıklarınıza katılırdım lakin ülkemizde Kıyı Kanunu 5.madde hiçbir zaman uygulanmadığı için işletmecinin linç edilmesi hoşuma gitti. Hatta elimde olsa tırmıklı meşaleli ortaçağ köylüsü gibi kovalardım. O işletme veya herhangi bir işletme benim bu ülkede özgürce denizden faydalanma hakkıma saygı duymuyor. Ben bu ülkede adam gibi denize giremiyorum.

Bunun suçlusu neden işletmeler olsun ki kıyılara silah zoruyla çöktüklerini düşünmüyorum.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

İnsanların denize girmesini engelliyorlar. Ben bu tip işletmeler yüzünden o denizden yararlanamıyorum. Denize dahi ulaşamıyorum.


Madde 5 – Kıyılar ile ilgili genel esaslar aşağıda belirtilmiştir:
Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak
yararlanmasına açıktır,
Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.

Ben bu ülkede özgürce denize giremiyorum.Benim yasal hakkım gasp ediliyorsa, o işletmeler yansın kül olsun.

https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.3621.pdf

Kanunu biliyorum paylaşmanıza gerek yoktu. İşletmeler ne kanun koyucu ne de kanun uygulayıcı. Yine her konuda olduğu gibi alakasız kişileri linç ediyoruz.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Bende kanun koyucu veya kanun uygulayıcı değilim. O zaman gideyim hırsızlık yapayım. Mantık çok güzelmiş.[/quote]Sayın oguzhanm, burda bahsedilen konu şu ki siz eğer göz göre göre hırsızlık yaparsanız ve bu konuda kanun olmasına rağmen devlet buna göz yumup mağduriyet yaratırsa burda asıl suçlanacak kişi siz mi olursunuz yoksa devlet mi?

F3111 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi[/quote]Neden taraf tutmak durumunda kalıyoruz? Kanun koyucu veya suçu işleyen; bu durumda her ikisi de kabahatli değil midir? Peki vatandaş olarak temel haklarımızdan mahrum kalıyorsak sadece birine değil de her ikisine birden kızmak gibi bir seçeneğimiz olamaz mı?
Isletmeciyi savunduğumuz mantıkta yakalanmadığımız veya cezalandırılmadığımız her suçta masum mu sayılacağız?

SM-N950F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi[/quote]Dediğinize katılıyorum iki taraf da kesinlikle suçlu ve tepki gösterilmeli fakat bu işletmeler nasıl olsa bir şey diyen yok diye birbirini ardına sahillere yerleşiyorlar. Bu sene 5 taneyse seneye 15 oluyor. Demek istediğim konu toplumda her zaman bu tip açık arayan fırsatçılar olacaktır onlar sahillere yerleşsinler de sonra cezalandıralım diye düşünmektense bu konuda sert tedbirler alıp ve denetleyip bu fırsatçılar hem aktif olanları sonlandırmanın hem de bu fırsatçılar oralara konmadan önce önüne geçmenin toplumda daha az mağduriyet yaratacağını düşünüyorum.

F3111 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[Ufkynl]

Gecen haftanin en cok konusulan konularindan bir tanesi; Bodrum'da donerin 48 Euro'ya, yani takriben 370 TL'ye satilmis olmasiydi.
Milletimizin linc kulturunden 48 Euro'ya doner satan arkadas da nasibi aldi. Oysaki ben satici olsaydim ayni tabagi en az 90 Euro'ya satardim.
Oncelikle bahsi gecen 48 Euro fiyat 1 porsiyon degil, 1.5 porsiyon donerin fiyati. Kesmemis olsa gerek 1.5 soylemisler hic dusunmeden. Olayin vuku buldugu yer ise Bodrum'a gelen en ust gelir seviyesindeki turisti hedefleyen bir otelin plaji. Bilenler animsayacaktir, Cennet Koyu'ndaki plajda oldukca az sayida sezlong ve oturma yeri var. Bir koya 1000 kisiyi yigmak yerine 80-100 kisiye hizmet vermeyi tercih etmis isletmeci.
Isletmeci acisindan bakarsak; plaja gelen 80-100 kisinin kac tanesinin cani doner yemek isteyecek, gunde kac doner satacagiz? Mesela gunde bir kisi doner yemek istedi, biz sise takilmis kocaman doneri pisirdik o gun, kestik bir porsiyon servis ettik, gerisi ne olacak? Ocak, personel masraflarina hic girmeden, bir sis iyi kalite donerin maliyeti nedir? 300 TL, 500 TL, 1000 TL? Bir porsiyon doner satmak icin, 280 TL kazanmak icin o masrafa deger mi? Yoksa musteriye "menude yaziyor ama yok, beyefendi" mi demek lazim? Unlu Turk dusunuru Serdar Ortac'in dedigi gibi kafamda deli sorular...
Doner konusunda sadede gelmek gerekirse; alim gucu duserse, luks urun satan kisiler iyi ihtimal pahaliya satar, kotu ihtimal ise satmaz, o kalitede mali bulamazsiniz. Luks saat icin de satici elindeki mali tuketir, bir daha getirmez.

Madalyonun diger yuzunde ise milleti kaziklayan, dip dibe masalarda ayni receteyi herkese basan restaurant'lar var. Ekonomik kriz bu isletmeler icin bir nevi detoks programi oluyor. Kolay para kazanan arkadaslar eleniyor. Lakin arada kucuk esnafimiz, aile isletmelerimiz de kayniyor. Turkiye'de hizmet kulturu olmadigi, insanlar isini severek yapmadigi icin genelde bahsis vermeyen birisi olarak, bu surecte yerel isletmelere destek olmak icin -zaten alcakgonullu yazilmis- hesap kadar bahsis birakiyorum. Zira aile isletmesi Kofteci X batarsa yerini lastik tadinda Kofteci Y doldurur.

Yazdıklarınıza katılırdım lakin ülkemizde Kıyı Kanunu 5.madde hiçbir zaman uygulanmadığı için işletmecinin linç edilmesi hoşuma gitti. Hatta elimde olsa tırmıklı meşaleli ortaçağ köylüsü gibi kovalardım. O işletme veya herhangi bir işletme benim bu ülkede özgürce denizden faydalanma hakkıma saygı duymuyor. Ben bu ülkede adam gibi denize giremiyorum.

Bunun suçlusu neden işletmeler olsun ki kıyılara silah zoruyla çöktüklerini düşünmüyorum.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Evet tam olarak silah zoru ile cokuyorlar. Plaj işletme ihalelerine katılın bakalim katılabiliyor mususunuz?
1 2 sene önce kemer ayışığı plajı 70 000 tl karşılığında 1 yilligina kiralandi. Bu plajın günlük cirosu 300 000 rahat vardir. Belki daha fazla.
Kanun belli bunun çiğnenmesine karşı çıkmak bir yana bunu normal görmeyi ben normal görmüyorum.

SM-G930F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[Mandos]

Gecen haftanin en cok konusulan konularindan bir tanesi; Bodrum'da donerin 48 Euro'ya, yani takriben 370 TL'ye satilmis olmasiydi.
Milletimizin linc kulturunden 48 Euro'ya doner satan arkadas da nasibi aldi. Oysaki ben satici olsaydim ayni tabagi en az 90 Euro'ya satardim.
Oncelikle bahsi gecen 48 Euro fiyat 1 porsiyon degil, 1.5 porsiyon donerin fiyati. Kesmemis olsa gerek 1.5 soylemisler hic dusunmeden. Olayin vuku buldugu yer ise Bodrum'a gelen en ust gelir seviyesindeki turisti hedefleyen bir otelin plaji. Bilenler animsayacaktir, Cennet Koyu'ndaki plajda oldukca az sayida sezlong ve oturma yeri var. Bir koya 1000 kisiyi yigmak yerine 80-100 kisiye hizmet vermeyi tercih etmis isletmeci.
Isletmeci acisindan bakarsak; plaja gelen 80-100 kisinin kac tanesinin cani doner yemek isteyecek, gunde kac doner satacagiz? Mesela gunde bir kisi doner yemek istedi, biz sise takilmis kocaman doneri pisirdik o gun, kestik bir porsiyon servis ettik, gerisi ne olacak? Ocak, personel masraflarina hic girmeden, bir sis iyi kalite donerin maliyeti nedir? 300 TL, 500 TL, 1000 TL? Bir porsiyon doner satmak icin, 280 TL kazanmak icin o masrafa deger mi? Yoksa musteriye "menude yaziyor ama yok, beyefendi" mi demek lazim? Unlu Turk dusunuru Serdar Ortac'in dedigi gibi kafamda deli sorular...
Doner konusunda sadede gelmek gerekirse; alim gucu duserse, luks urun satan kisiler iyi ihtimal pahaliya satar, kotu ihtimal ise satmaz, o kalitede mali bulamazsiniz. Luks saat icin de satici elindeki mali tuketir, bir daha getirmez.

Madalyonun diger yuzunde ise milleti kaziklayan, dip dibe masalarda ayni receteyi herkese basan restaurant'lar var. Ekonomik kriz bu isletmeler icin bir nevi detoks programi oluyor. Kolay para kazanan arkadaslar eleniyor. Lakin arada kucuk esnafimiz, aile isletmelerimiz de kayniyor. Turkiye'de hizmet kulturu olmadigi, insanlar isini severek yapmadigi icin genelde bahsis vermeyen birisi olarak, bu surecte yerel isletmelere destek olmak icin -zaten alcakgonullu yazilmis- hesap kadar bahsis birakiyorum. Zira aile isletmesi Kofteci X batarsa yerini lastik tadinda Kofteci Y doldurur.

Yazdıklarınıza katılırdım lakin ülkemizde Kıyı Kanunu 5.madde hiçbir zaman uygulanmadığı için işletmecinin linç edilmesi hoşuma gitti. Hatta elimde olsa tırmıklı meşaleli ortaçağ köylüsü gibi kovalardım. O işletme veya herhangi bir işletme benim bu ülkede özgürce denizden faydalanma hakkıma saygı duymuyor. Ben bu ülkede adam gibi denize giremiyorum.

Bunun suçlusu neden işletmeler olsun ki kıyılara silah zoruyla çöktüklerini düşünmüyorum.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Evet tam olarak silah zoru ile cokuyorlar. Plaj işletme ihalelerine katılın bakalim katılabiliyor mususunuz?
1 2 sene önce kemer ayışığı plajı 70 000 tl karşılığında 1 yilligina kiralandi. Bu plajın günlük cirosu 300 000 rahat vardir. Belki daha fazla.
Kanun belli bunun çiğnenmesine karşı çıkmak bir yana bunu normal görmeyi ben normal görmüyorum.

SM-G930F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Yani bu işletmeler koca devlete silah zoruyla kiralatıyor bu kıyıları? Kanunu koyan uygulamıyor, üstüne gidip bu kıyıları işletmelere kiralıyor ve dediğinize göre güvenliği de sağlamıyor ama burada sadece parasını verip işleten adamlar linç ediliyor. Burada kanunun çiğnenmesini normal gören yok lincinizi yönlendirdiğiniz yer yanlış. Hayatımda gitmedim o işletmelere, gitmeyi de düşünmüyorum.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

[Ufkynl]

Gecen haftanin en cok konusulan konularindan bir tanesi; Bodrum'da donerin 48 Euro'ya, yani takriben 370 TL'ye satilmis olmasiydi.
Milletimizin linc kulturunden 48 Euro'ya doner satan arkadas da nasibi aldi. Oysaki ben satici olsaydim ayni tabagi en az 90 Euro'ya satardim.
Oncelikle bahsi gecen 48 Euro fiyat 1 porsiyon degil, 1.5 porsiyon donerin fiyati. Kesmemis olsa gerek 1.5 soylemisler hic dusunmeden. Olayin vuku buldugu yer ise Bodrum'a gelen en ust gelir seviyesindeki turisti hedefleyen bir otelin plaji. Bilenler animsayacaktir, Cennet Koyu'ndaki plajda oldukca az sayida sezlong ve oturma yeri var. Bir koya 1000 kisiyi yigmak yerine 80-100 kisiye hizmet vermeyi tercih etmis isletmeci.
Isletmeci acisindan bakarsak; plaja gelen 80-100 kisinin kac tanesinin cani doner yemek isteyecek, gunde kac doner satacagiz? Mesela gunde bir kisi doner yemek istedi, biz sise takilmis kocaman doneri pisirdik o gun, kestik bir porsiyon servis ettik, gerisi ne olacak? Ocak, personel masraflarina hic girmeden, bir sis iyi kalite donerin maliyeti nedir? 300 TL, 500 TL, 1000 TL? Bir porsiyon doner satmak icin, 280 TL kazanmak icin o masrafa deger mi? Yoksa musteriye "menude yaziyor ama yok, beyefendi" mi demek lazim? Unlu Turk dusunuru Serdar Ortac'in dedigi gibi kafamda deli sorular...
Doner konusunda sadede gelmek gerekirse; alim gucu duserse, luks urun satan kisiler iyi ihtimal pahaliya satar, kotu ihtimal ise satmaz, o kalitede mali bulamazsiniz. Luks saat icin de satici elindeki mali tuketir, bir daha getirmez.

Madalyonun diger yuzunde ise milleti kaziklayan, dip dibe masalarda ayni receteyi herkese basan restaurant'lar var. Ekonomik kriz bu isletmeler icin bir nevi detoks programi oluyor. Kolay para kazanan arkadaslar eleniyor. Lakin arada kucuk esnafimiz, aile isletmelerimiz de kayniyor. Turkiye'de hizmet kulturu olmadigi, insanlar isini severek yapmadigi icin genelde bahsis vermeyen birisi olarak, bu surecte yerel isletmelere destek olmak icin -zaten alcakgonullu yazilmis- hesap kadar bahsis birakiyorum. Zira aile isletmesi Kofteci X batarsa yerini lastik tadinda Kofteci Y doldurur.

Yazdıklarınıza katılırdım lakin ülkemizde Kıyı Kanunu 5.madde hiçbir zaman uygulanmadığı için işletmecinin linç edilmesi hoşuma gitti. Hatta elimde olsa tırmıklı meşaleli ortaçağ köylüsü gibi kovalardım. O işletme veya herhangi bir işletme benim bu ülkede özgürce denizden faydalanma hakkıma saygı duymuyor. Ben bu ülkede adam gibi denize giremiyorum.

Bunun suçlusu neden işletmeler olsun ki kıyılara silah zoruyla çöktüklerini düşünmüyorum.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Evet tam olarak silah zoru ile cokuyorlar. Plaj işletme ihalelerine katılın bakalim katılabiliyor mususunuz?
1 2 sene önce kemer ayışığı plajı 70 000 tl karşılığında 1 yilligina kiralandi. Bu plajın günlük cirosu 300 000 rahat vardir. Belki daha fazla.
Kanun belli bunun çiğnenmesine karşı çıkmak bir yana bunu normal görmeyi ben normal görmüyorum.

SM-G930F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Yani bu işletmeler koca devlete silah zoruyla kiralatıyor bu kıyıları? Kanunu koyan uygulamıyor, üstüne gidip bu kıyıları işletmelere kiralıyor ve dediğinize göre güvenliği de sağlamıyor ama burada sadece parasını verip işleten adamlar linç ediliyor. Burada kanunun çiğnenmesini normal gören yok lincinizi yönlendirdiğiniz yer yanlış. Hayatımda gitmedim o işletmelere, gitmeyi de düşünmüyorum.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Bizler burada 2 satır yazıyoruz diye birşey değişecek değil. Fakat tarafımız belli olsun maksat.
Ruslar almanlar gelip batı akdenizin en güzel plajlarında şezlong ücreti bile ödemeden takılıp da biz kendi öz vatanımızda parya muamelesi görüyor ve bunu kapitalist sistemin gereğidir işletmeler ne yapsın diye gecistiriyorsak, mafyatik adamlar ve barzo maşaları bodrumda didimde kemerde ülkenin en güzel yerlerinde krallıklarını ilan edecekler.
Turizmci arkadaşlar yurtdışında durumun bu kadar saçma noktalarda olmadığını biliyorlardır. Kemerde loca tabir edilen yataklı sezloglar denizin içinde bu sene.. sahilde yürüme hakkı bile gasp edilmiş durumda.

SM-G930F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[Archimed]

Konuyla ilgili farklı tarafların belirttiği güzel noktalar var.

Ben de bir tatilci ve konunun az çok bileni olarak 1-2 birşey yazayım.

Dünyada bazı konumlar, doğal güzellikleri ve bu doğal güzellikleri destekleyen hizmet altyapısı sayesinde markalaşır. Sonuçta marka haline gelmiş mekanların fiyat politikası da emsallerine göre farklı olur, bu bir gerçek.

Ancak bana göre ülkemizde Bodrum, Antalya gibi yerler artık neredeyse dünya çapında tanınsa da, marka değerlerinin henüz bir St. Tropez, Cannes, Portofino gibi olduğunu düşünmüyorum. Çünkü eğer markanız premium ise (veya siz markanızı bu şekilde konumlandırmak istiyorsanız), talep ettiğiniz fiyat ile sunduklarınız uyumlu olmalıdır.

Turizmde bir konumun premium marka olması için hem üst düzey kalitede yerel tesisler, hem de kitle turizmine hizmet verse bile, bunu özenli olarak yapan tesisler olması gerekir. Müşteri, tesis dışına çıktığında da, tarihi yerleri gezerken de, mağazalarda alışveriş yaparken de, eğlence yerlerinden de, tesis dışındaki yol/sokak/kaldırımlarda bile aynı algıyı yakalaması gerekir. Bu yüzden maalesef Türkiye'de hiçbir turistik konumun dünya çapında premium kalitede olmadığını düşünüyorum. Çeşme, Alaçatı'nın sokakları, yolları, Bodrum Türkbükü-Yalıkavak arası yetersiz kanalizasyonu, Antalya'da Alanya'dan Kaş'a kadar olan alanda tesis dışındaki alışveriş imkanları dediğimi sanıyorum destekliyor. Bu yüzden mafyanın işlettiği plajlarda düşük kalite Türkçe pop müzik çalınan, ter kokulu garsonların lahmacun servisi yaptığı yerlerde zaten bilinçli turistleri göremezsiniz. Bu tür yerlerde yukarda da üye arkadaşlarımızın belirttiği üzere kendini göstermek isteyen yeni zengin takımının parasını kapma amaçlı işletmeler, turizm adı altında bana göre soygunculuk yapıyor.

Zaten dikkat edin; dünya çapında varlıklı kişiler Türkiye'ye geldiğinde ya teknelerinden çıkmıyorlar, veya tekneden çıkınca marinada 1-2 tur atıp en fazla bir yerde yemek yiyip teknelerine dönüyorlar.

Premium turistten vaz geçtim, 1980'lerden beri gelen orta sınıf turistin kalitesi de düştü. Eskiden Halikarnas, Hadigari, Katamaran gibi yerlerde eğlenen orta gelir grubu turistler artık yok; yerine gelenler genelde herşey dahil tesislerde kalıyor veya kendilerine birşey ısmarlayacak birilerini bulursa onlara yanaşıyor.

Ülkemizde Fethiye Hillside, Dalaman Hilton, Maxx Royal, Regnum Carya, Çırağan Sarayı gibi üst düzey hizmet sunan az sayıda tesis var. Ancak sadece bu kadar tesis ile Türkiye, premium konumlandırılmış bir turizm bölgesi olamaz. Böyle tesislerin açılmasından sonra da, yakın yerlerdeki tesislerin mafyatik yöntemlerle turizm adı altında kamu malına çökmesi kimseyi kalkındırmaz. Bu tür yerler sadece yeni zenginlerin gösteriş arenası olur.

Sonuç olarak da yerli turist; ya yazlık olayına girer, veya her yaz Yunan Adaları'na gider. Çünkü artık para kolay kazanılmıyor, insanlar da zor kazandıkları paranın karşılığını almak istiyorlar.

[odeon]

Şimdi bodrum değil Çeşme örneğinden gidelim. Ailem neredeyse 100 yıldır Çeşme’de yaşıyor. Ben 35 yaşındayım, 2 yaşından beri İstanbulda yaşıyorum ve her sene Çeşmeye giderdim 3-5 yıl öncesine kadar. Alaçatıda ineklerin gezdiği günler öyle aman aman eski değil. Ayayorgi koyundaki mekanların çoğu bir şekilde tanıdık, Kumrucu Şevki annemin ortaokul sıra arkadaşı mesela. Ama işte İstanbullu nereye giderse bir şekilde kimyasını bozuyor oranın. Az önce de yazdığım gibi 3-5 yıldır gelmiyorum. İnsan gerçekten keyif alamaz hale geldi kalabalıktan ve görmemişlikten. Şu anda Çeşmedeyim, kızım 2 yaşına geldi dayımlar, teyzemler hiç görmedi diye annem rica etti bu sene geldik. Hakan abi (Fly-inn işletmecisi) ile konuşuyorum Cumartesi günü mesela insanlar çıldırmış durumda diyor. İçeride adım atacak yer yok, kimsede maske yok. İskeleye oturmak istiyormuş adam, yer yok diyormuş, tamam önden 10.000 TL yollayayım diyormuş adam. Arkadaşlar işletmelerin bir suçu yok. Adı üzerinde zaten ticarethane asıl amacı maksimum geliri elde etmek. İnsanlar bu hale getiriyorlar onları. Talep umarsızca arttığı sürece arzın bedeli hep artacak m2 belli çünkü.
O yüzden Ayvalık taraflarını tercih ediyorum artık. Cunda inanılmaz güzel mesela ve çok daha makul.

Cesme'ye gitmeyi birakali uzun zaman oldu. Kalitesiz hizmeti pahaliya almak, ustune de dayak yemek isterseniz Alacati'ya bekleriz. Yok, ben dip dibe Ganj Nehri'nden, pardon Ayayorgi'den selfie atacagim diyorsaniz o da mumkun. Yalniz arabayi tarlaya park ederken otopark ucreti de var, unutmayalim.
Hic ucuz milliyetcilik yapmayalim... Sakiz Adasi'ndaki adam daha iyi, daha durust ve daha nezih hizmet sunuyor. Gelen hesapta da her sey belli.

Kiyi Kanunu'na atif yapilmis yukarida, herkes sahilde denize girebilir denmis. Saniyorum Cote d'Azur kiyilarindan bahsediyoruz. Cunku burada, bu ulkede devletin bizzat kendisi orman arazisini koyu kapatacak kisiye kiralar, devlet buna tesvik eder... Devlet, beton dokulecek koyu bizzat kendisini ihale eder.
Sozun ozu; Kiyi Kanunu'na gore herkesin esit yararlanmasi gereken Mugla'daki Okluk Koyu'na bekleriz.

[eraslani]

Hepsini yiyebilecek kapasitede istaha sahip olup dokunmamak,irade budur [emoji12]

SM-G965F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[cash]

Hepsini yiyebilecek kapasitede istaha sahip olup dokunmamak,irade budur [emoji12]

SM-G965F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

hem saatin güzelliği hemde iradeniz için tebrikler İsmail Bey.