TSF - Türkiye Saat Forumu - Dünya'nın En Çok Ziyaret Edilen Türkçe Saat Sitesi

SeiKinetic yazdı:Dizi tercihi olarak da bir-iki cümle eklemek isterim. İlk ciddi anlamda yabancı dizi izleme serüvenime "The O.Z." ile başladım. Bildiğim kadarıyla 2000'lerde Cine5'de geceyarısından sonra yayınlanmaktaydı fakat ben dizi neredeyse bittikten sonra internet yoluyla izledim. İzlenebilecek, gelmiş geçmiş en iyi dizilerden olması sebebiyle, böyle yüksek bir perdeden 'açılış' yapmak diğer dizi tercihlerimi olumsuz yönden etkiledi. Lost, Prison Break gibi döneminin efsane sayılabilecek dizilerine burun kıvırır oldum. Çünkü The OZ gibi bir diziden sonra diğer yapımlar yanında çerez kalıyordu. Kendisinin bende çok özel bir yeri vardır.

Konusuna gelecek olursak, dizinin tamamına yakını yüksek korumalı bir hapishanede gerçekleşen çekimlerle geçmekte. Dizinin genel olay örgüsünü; mahkumların her birinin hayat hikayeleri, arka planları, dünleri ve bugünleri; hapishane ortamında geçen olaylar, dönen oyunlar, entrikalar, tuzaklar, siyasi ve dini grupların kendi aralarındaki anlaşmaları ve çekişmeleri gibi oldukça gerçekçi olgu ve olayların çok başarılı oyunculuk yetenekleriyle ve oyuncularla cesur ve bir o kadar da gerçekçi bir şekilde ekrana yansıtıldığı bir dizi olarak özetleyebiliriz.

Hatta şöyle de trajikomik bir anımı bırakayım buraya: Bu dizi beni öylesine etkilemiş, öylesine alıp götürmüştü ki, yalnız yaşadığım bir dönemde kolumun üzerinde uyuyakalmış olmamın verdiği etkiyle kolum tamamıyla uyuşmuştu. Uyandığımda ise, kolumun dizideki İtalyan mafyası tarafından kesilerek cezalandırıldığımı düşünerek korkunç anlar yaşadım. Bu şokla, birazda uyku sersemliğinin etkisiyle sözde 'sağlam' elimle yastığı-yorganı döverken, uyuşmuş olan koluma rastladım. "Ulan kestiniz niye yanıma koydunuz bu kolu?" serzenişleriyle birlikte kolumu tutup inceledim. Korkulu, ağlamaklı geçen 10-15 saniyenin sonunda, aslında kolumun hala bende olduğunu anlayıp rahatlamış, ona sarılıp(?) uykuya devam etmiştim.

Bu konunun dışında, farklı ve kaliteli bir dizi arayışında iseniz naçizane tavsiyem bir İngiliz dizisi olan Black Mirror (Kara Ayna) olabilir. Şu ana kadar 3 sezon ve toplam 13 bölümden oluşuyor dizi. İlk iki sezon üçer; sonuncu sezon da yılbaşı özel bölümüyle birlikte 7 bölümden oluşuyor yanlışım yoksa. Her bölümün ayrı hikayesi, ayrı senaryosu ve ayrı oyuncuları var. Bölümler arasındaki tek bağ; dizinin anlam ve önemi olan "modern dünyanın yıkıcı etkileri" şeklinde özetlenebilir. Bu dizi, genel kurgu bakımından; modern dünyanın insanları nasıl robotlaştırdığı, sığlaştırdığı; paranın ve maddenin yıkıcı etkilerinin insan hayatında ne gibi izler bıraktığını; sıkı sıkıya bağlı olduğumuz teknolojinin nasıl tehlikeli boyutlara ulaşabileceğini; toplumsal ön yargıların ne gibi iğrenç sonuçlara yol açabileceğini her bölümde, farklı karakterlerden, farklı hikayelerle izleyebilme imkanı veriyor. Eşine ender rastlanır 'distopya' yapımlardan birisidir. Komplo teorileri severlerin de ilgisini çekecektir. Diziyi önce izleyebilr, sonra hiçbir tehlike yokmuş gibi hayatlarımıza devam edebiliriz.

Saygılar.

kuyur yazdı:Sei kinetic hikaye çok iyi )) koptum sabah sabah )) Ömrünüz uzun olsun..

SeiKinetic yazdı:Dizi tercihi olarak da bir-iki cümle eklemek isterim. İlk ciddi anlamda yabancı dizi izleme serüvenime "The O.Z." ile başladım. Bildiğim kadarıyla 2000'lerde Cine5'de geceyarısından sonra yayınlanmaktaydı fakat ben dizi neredeyse bittikten sonra internet yoluyla izledim. İzlenebilecek, gelmiş geçmiş en iyi dizilerden olması sebebiyle, böyle yüksek bir perdeden 'açılış' yapmak diğer dizi tercihlerimi olumsuz yönden etkiledi. Lost, Prison Break gibi döneminin efsane sayılabilecek dizilerine burun kıvırır oldum. Çünkü The OZ gibi bir diziden sonra diğer yapımlar yanında çerez kalıyordu. Kendisinin bende çok özel bir yeri vardır.

Konusuna gelecek olursak, dizinin tamamına yakını yüksek korumalı bir hapishanede gerçekleşen çekimlerle geçmekte. Dizinin genel olay örgüsünü; mahkumların her birinin hayat hikayeleri, arka planları, dünleri ve bugünleri; hapishane ortamında geçen olaylar, dönen oyunlar, entrikalar, tuzaklar, siyasi ve dini grupların kendi aralarındaki anlaşmaları ve çekişmeleri gibi oldukça gerçekçi olgu ve olayların çok başarılı oyunculuk yetenekleriyle ve oyuncularla cesur ve bir o kadar da gerçekçi bir şekilde ekrana yansıtıldığı bir dizi olarak özetleyebiliriz.

Hatta şöyle de trajikomik bir anımı bırakayım buraya: Bu dizi beni öylesine etkilemiş, öylesine alıp götürmüştü ki, yalnız yaşadığım bir dönemde kolumun üzerinde uyuyakalmış olmamın verdiği etkiyle kolum tamamıyla uyuşmuştu. Uyandığımda ise, kolumun dizideki İtalyan mafyası tarafından kesilerek cezalandırıldığımı düşünerek korkunç anlar yaşadım. Bu şokla, birazda uyku sersemliğinin etkisiyle sözde 'sağlam' elimle yastığı-yorganı döverken, uyuşmuş olan koluma rastladım. "Ulan kestiniz niye yanıma koydunuz bu kolu?" serzenişleriyle birlikte kolumu tutup inceledim. Korkulu, ağlamaklı geçen 10-15 saniyenin sonunda, aslında kolumun hala bende olduğunu anlayıp rahatlamış, ona sarılıp(?) uykuya devam etmiştim.

Bu konunun dışında, farklı ve kaliteli bir dizi arayışında iseniz naçizane tavsiyem bir İngiliz dizisi olan Black Mirror (Kara Ayna) olabilir. Şu ana kadar 3 sezon ve toplam 13 bölümden oluşuyor dizi. İlk iki sezon üçer; sonuncu sezon da yılbaşı özel bölümüyle birlikte 7 bölümden oluşuyor yanlışım yoksa. Her bölümün ayrı hikayesi, ayrı senaryosu ve ayrı oyuncuları var. Bölümler arasındaki tek bağ; dizinin anlam ve önemi olan "modern dünyanın yıkıcı etkileri" şeklinde özetlenebilir. Bu dizi, genel kurgu bakımından; modern dünyanın insanları nasıl robotlaştırdığı, sığlaştırdığı; paranın ve maddenin yıkıcı etkilerinin insan hayatında ne gibi izler bıraktığını; sıkı sıkıya bağlı olduğumuz teknolojinin nasıl tehlikeli boyutlara ulaşabileceğini; toplumsal ön yargıların ne gibi iğrenç sonuçlara yol açabileceğini her bölümde, farklı karakterlerden, farklı hikayelerle izleyebilme imkanı veriyor. Eşine ender rastlanır 'distopya' yapımlardan birisidir. Komplo teorileri severlerin de ilgisini çekecektir. Diziyi önce izleyebilr, sonra hiçbir tehlike yokmuş gibi hayatlarımıza devam edebiliriz.

Saygılar.