Klavyecilere... King Korg ve Korg MS20 Mini

[Triton]

archimed, müziktek i halen takip ediyorum ama yazmıyorum. Çünkü iş bir noktadan sonra çirkinleşiyor. Muhatap olmaya değmez. TSF bu konuda çok daha ölçülü ve düzeyli bir forum. Orada kendi aralarında bir düzen kurmuşlar. Geleni gideni formatlamaya uğraşıyorlar. Kurucusu aklı başında ve bence gerçekten tarz sahibi ve değerli bir arkadaş. Ama agresif ve etrafındaki yakın arkadaşlarıyla adeta parti meclisi oluşturmuş. Egoları fazla yüksek. Bu nedenle ölçü kaçıyor.

Aslında gerek forum kurallarına gösterdikleri hassasiyet ve Türkçe kullanımındaki titizlik, gerekse paylaşımları açısından seviyesi gerçekten yüksek bir forum. Ancak bir anda kendilerini usta çırak moduna sokup gelene gidene fırça çekmeye kalkıyorlar ki, hiç yakışmıyor.

Hatta bir konuda işi o boyuta getirdiler ki sonunda konuyu açan sorup soracağına pişman olduğu gibi hepsine küfürü bastı. En çok ilgi çeken konulardan biri haline gelmişti. Forum alt yapısını yenileyince o konuyu hemen database den çıkardılar.

Maalesef müzik profesyonellerinin en büyük yanlışı dünyaları ben yarattım tavrıdır ki, bu ancak barlardaki karşı cinsten sempatizanlara şov yapmaya yarıyor. Maalesef çok iyi ve kendi halinde olan isimleri de kimse tanımıyor.

Örneğin buradaki saat profesyonelleri aynı tarzı gösterse iş çok çirkinleşir.

Eskiden yazıyordum ama baktım ki olay bazılarının kendini tatmini haline gelmiş, çünkü piyasada ne işler yaptıkları da ortada, paylaşmamak daha doğru. Evet değerli üyeler var ama tarzları maalesef çok eleştirilebilir noktada ve sınır kolay aşılıyor. Bu adamların bazılarını piyasa içinde de tanıyorum. Hatta ortak dostlarımız var ama kendimi tanıtmıyorum. Uğraşmaya dahi değmez...

Enstrümanlara harcadığım parayı saatlere harcasaydım, bu gün değerini fazlasıyla koruyan birden çok değerli saatim olurdu.

Halbuki özellikle klavyelerin birkaç yıl sonra yüzüne bakan kalmıyor. Çünkü aynı eski bilgisayar gibi kıymetleri azalıyor.

Bu nedenle yeni çıkan hafifletilmiş modeller yaygınlaştı...

Kendinden eşlikli klavyelerle yapılan müziğe karşıyım. Ancak kötü mikrofonlanmış ve tangır tungur çalınan canlı davul yerine iyi programlanmış bir davul makinesi ya da eşlikli klavye özellikle pop tarzında yeterince iş görebilir. Ama otomasyon müzik yapılmasına karşıyım. Mesela bazı kanallar bilgisayar ya da kanallı kayıtla desteklenebilir. Ama tamamen eşlikli klavye ve playback eller havaya rakı muhabbetinden ötesi değildir. Bir de şimdi siz söyleyin durumu var ki, en saygın isimler dahi bunu yapıyor, detone sesler ve bağırış çağırışla şarkı dinlenir olmaktan çıkıyor.

Bir tek Şebnem Ferah fanlarının konserlerdeki eşliği haricinde hiçbiri kulağıma hoş gelmiyor.

Cem Karaca vefat etmeden önce bir barda çalıyorlardı. Aslında saygın bir lokaldi ama medya onu da sulandırdı. "Yol arkadaşları" adını verdiği grubu da hepsi yetenekli müzisyenlerden oluşan arkadaşlardı. Eğer bazı alışkanlıklarını kısıtlayıp kendine dikkat etseydi bugün hala yaşıyor ve müzik piyasasının temel taşlarından olurdu çünkü bu arkadaşlarla hem eskileri yeniden kayıt edecekler hem de yeni şeyler üreteceklerdi. En güzel örneği Murathan Mungan sözleriyle yapılmış şarkılar için oluşturulmuş albümdeki "Göç Yollarıdır".

Bu isimlerin yeri dolmuyor. Örneğin Barış Manço nun 2023 adlı bir bestesi vardır. Kurtalan Ekspres yeni isimlerin katılımıyla havasını bulmaya çalışarak bir albüm çıkardı. O günlerin özüne sadık kaldıklarını iddia etseler de La Minör tonundaki bu melodiyi 1970 in o atmosferi ile çalamamışlar. Yenilerin hiçbirinden ben bu lezzeti alamıyorum. Özellikle gitarlar yetenekden uzak çalınıyor. Besteler kalıcı değil.

Teknoloji çıktı mertlik bozuldu sözünün en yerini bulduğu yer bence müzik sektörüdür. Eskiden enstrüman müzisyen elinde bir araçtı, şimdi müzisyenler teknoloji ve yarattığı enstrümanlar elinde araç haline geldiler. Maalesef yeni nesil klavye ve workstationların müzik sektörüne yaptığı en büyük kötülük bence budur....