Birinci Dünya Savaşından sonra, basınç ve seviye mekanizmaları sayesinde kendi kendine dolan dolmakalemler ve göz damlalığı kullanılarak dolan sözde emniyetli dolmakalemler revaçtaydı. Fakat bu kalemler sadece küçük bir miktar mürekkep alabilmekte ve “emniyetli” isminden de anlaşılacağı üzere, hem bu kalemleri kullanabilmek, hem de ellerinizi temiz tutabilmek oldukça beceri gerektiren bir işti.
İşte tam bu zamanda, Bulgar mühendis Theodor Kovacs devrim niteliğinde yeni bir sistem geliştirdi: diferansiyel bir mil dişlisi olan piston dolum mekanizması. Mürekkep dökülmesini önlemek için mürekkep besleme kısmına mürekkep telafi bölümleri eklendi. 1927’de bu icadının patent haklarını Hanover’daki Günther Wagner şirketine sattı, şirket de bu ürünü 1929’da, kendi adı altında yeniden patent altına aldı.
Aynı yıl içinde, “şeffaf Pelikan dolmakalemi” piyasaya sürüldü. İsmini şeffaf mürekkep bölmesinden alan bu kalem, mürekkep seviyesinin kontrol edilmesini kolaylaştırmıştı. Gözalıcı fosforlu yeşil renkli mürekkep bölmesi haricinde bu dolmakalemin genel görünüşü itibariyle herhangi bir cazibesi yoktu ve bir model numarası da verilmemişti.
Perakendecilerin ve ülke içi ve dışından alıcıların, yapılan yoğun reklamlar sayesinde iyi bildikleri teknik avantajlar, Günther Wagner şirketinin kısa zaman içinde dolmakalem pazarında önemli bir paya sahip olmasını sağladı. Ancak 13.50 mark dolayındaki fiyatıyla daha çok üst kesime hitap eden bir kalem markası olarak görülüyordu.
Pelikan'ın kısa bir hikayesi zamanım olmadığı için hepsini yazamadım kusura bakmayın