IWC Pilot's Automatic Spitfire Kutu Açılışı ve İnceleme
Gönderilme zamanı: 09 Haz 2020, 23:06Datejust'ı alırken alternatiflerim arasında yeni Cartier Santos ve yeni IWC Spitfire da vardı. Sonunda Datejust ağır basmış ve tercihim mavi DJ 36 olmuştu. Aradan 5-6 ay geçip kaşıntı başlayınca, Spitfire aklımda kalacağına bileğimde kalsın dedim 
Ankara Greenwich'de saatin nato kayışlı versiyonunu denedim. Açıkçası nato'lara gözüm bir türlü alışmıyor, tabi ki sevemedim Deri kayışlı versiyon için sipariş verdim, araya Corona girince epey gecikti ama sonunda kavuştuk bir şekilde.
Gelelim asıl soruya; Bu fiyat bandında kendini ispatlamış çok sayıda saat varken neden Spitfire?
Doğrusunu söylemek gerekirse ilk lüks saatimi alacak olsaydım, tercihim IWC olmazdı. 5k bandında Rolex ve Omega'nın, forumumuzda da sıklıkla tercih edilen OP39, Planet Ocean, Seamaster, Moonwatch gibi modellerini almak mümkün. Bunların hepsi size kaliteli işçilik, in-house mekanizma ve iyi zaman tutma(Superlative Chronometer, Master Chronometer gibi) vaat ediyor. IWC ise Spitfire 39'dan önce bu kriterler arasından sadece iyi işçiliği vaat edebiliyordu. Şimdi ise in-house mekanizma da bunlar arasına eklendi, fakat iyi zaman tutma konusunda henüz bir çalışmaları yok anladığım kadarıyla İşte bu noktada ilk veya tek lüks saatiniz olacaksa ben bu kriterlerin üçünü de sağlayacak bir markayı tercih ederim ki çoğu insan haklı olarak böyle yapıyor. Ama daha önce uzunca bir süre Omega moonwatch ve Aqua Terra kullandım, hali hazırda Submariner ve DJ'i kullanmaya devam ediyorum. Saatlerim arasında pilot bir saat de bulunmadığından Spitfire benim için mantıklı hale geldi. Tabi ki bu noktada Laco, Sinn, Oris gibi daha makul alternatifler de mevcut. Ama bana sorarsanız, tasarım ve marka algısı olarak IWC bunların önünde yer alıyor.
Tasarım özelinde kolay beğenen biri değilim. Ama bu saati 2019 yılında ilk açıklandığından bu yana çok beğeniyorum. Vintage havası veren lümelerin sarı/kahverengi arası renginin kadranla uyumu çok iyi, tarih penceresi biraz uzaktan bakınca neredeyse yok gibi çünkü konumu ve renginden dolayı orada olması gereken beyaz 3 rakamı gibi görünüyor. Kolların şeklinde fantaziye kaçılmadan sade pilot tarzı korunmuş. Boyutlar/ölçüler tam ayarında: Çap: 39 mm, Yükseklik: 10.8 mm. Kadrandaki Spitfire yazısının kırmızı olması da ayrı bir güzellik
Senelerdir IWC konusundaki şüphelerim hep mekanizma üzerine oldu. In-house mekanizmalarında sıkıntı yaşadığı konuşuldu. Geldik günümüze, şimdi bu yeni 32110 mekanizmanın tester'ı gibi oldum Mekanizmanın ETA tabanlı olduğundan bahsedildi ama ciddi değişiklikler olmadan 4 hz'i koruyarak rezerv süresini 72 saate çıkarmanın bir yolu olduğunu sanmıyorum. Swatch Group bile swissmatic'i geliştirirken frekansı 3 hz'e düşürmüştü ki bu mekanizma da ETA 2824'den farklı bir mekanizma olarak anılıyor. IWC, bunun yanında Escape Wheel gibi aşınmaya müsait parçalarda silikon kullanmaya başladı ve garanti süresini sekiz yıla çıkardı. Ayrıca IWC'nin diğer in-house modellerinde kullanılan, diğer winding metodlarına göre daha verimli olduğu söylenen IWC'ye patentli Pellaton Winding sistem bu mekanizmaya da eklenmiş. Bu sebeplerden ötürü benim gözümde bu mekanizma in-house kabul edilir.
Bunlardan konuşunca mekanizmanın performansından bahsetmeden geçmek olmaz tabi Günlük sapma +3-4 saniye kadar, kolda ve winder'da aynı sapmayı verdi bu konuda sıkıntı yok. Yani pozisyon bağımsız sapma hiç fena değil. Ancak pozisyon özelinde bakınca, enterasandır dial up pozisyonda +7-8 saniye sapma yapıyor. Merak edip biraz araştırdım internette, saatin sapmalarını ölçmüş başka bir inceleme yazısı buldum ve dial up pozisyonda sapmayı onlar da 8 saniye civarı ölçmüş. Tesadüf müdür bilemiyorum ama mekanizmada böyle bir karakteristik olabilir. Birkaç sene daha geçip insanlar kullandıkça anlaşılır diye düşünüyorum. Bir enterasan durumu da rezerv süresinde yaşadım. Yanlış mı ölçtüm bilmiyorum ama saati kenara koyduğumda gün ve saati not almıştım. Saat durduğunda neredeyse 4 gün(93 saat) geçmişti Bunu tekrar ölçüp, yazıyı güncelleyeceğim. Sonuç olarak benim yorumum bu mekanizmanın bir Omega/Rolex keskinliği vaat etmediği oldu(İki-üç ay sonra bu değerler değişebilir tabi).
İşçiliğe gelirsek; Doğrusu epey beğendim. Fırçalanmış yüzeyler gördüklerim arasında en iyisi. Lug'larda dairesel fırçalama beni çok rahatsız eder, özellikle Seiko'larda(Turtle gibi) çok vasattır, Omega Globemaster'da bile farkedilir. IWC bu konuda oldukça iyi bir iş çıkarmış, fırça izlerini görebilmek için epey çaba sarfediyorsunuz. Bir de, fırçalanmış yüzeyleri birbirinden ayıran çok ince parlatılmış çizgiler kullanarak metala kontrast vermişler Mat kadran ve kabartılarak uygulanmış lümeler ise kusursuz ve keskin görünüyor. İşçilik konusunda fiyat bandının hakkını verdiğini söyleyebiliriz rahatlıkla.
Dana derisi kayış Avusturya'da üretilmiş ve çok kaliteli görünüyor, ilk aldığımda biraz sertti ama 1-2 hafta içerisinde hemen yumuşadı. Deri kayışlar konusunda pek bilgim olmadığından çok net birşey söyleyemiyorum ama beni tatmin etti.
Cam olarak çift taraflı antirefle kaplama domed safir kullanılmış. Ben dışarıdan antirefle'yi pek sevmiyorum, çünkü bazı açılardan yansımalar mavi tonlara bürünüyor. Rolex hiç kullanmıyor, Omega, IWC çift taraflı kullanıyor. İsteğimiz gibi bulması zor piyasada Keşke tüm markalar sadece iç yüzeye uygulasa..
Ayrıca saatin arka kapağına manyetiklenmeye karşı soft iron shield konmuş. Ama ne kadar manyetik alana dayanıklı olduğu konusunda bir bilgi yok. Buna rağmen yüksekliğin 11 mm'den az olması başarılı. Su geçirmezlik 60 m olarak belirtilse de, tepe kilitli. Dalmadığınız sürece su geçireceğini sanmıyorum.
Yazmayı unuttuğum bazı noktalar olabilir çünkü olukça uzun bir inceleme oldu Aklıma gelirse eklemeler yapacağım. Genel olarak, IWC'nin giriş seviyede in-house mekanizma kullanmaya başlayarak, modern teknolojileri mekanizmalara entegre ederek ve garanti süresini arttırarak Rolex ve Omega ile yarışa ortak olmaya çalıştığı anlaşılıyor. Başarılı olabilecekler mi, göreceğiz.
Ankara Greenwich'de saatin nato kayışlı versiyonunu denedim. Açıkçası nato'lara gözüm bir türlü alışmıyor, tabi ki sevemedim
Deri kayışlı versiyon için sipariş verdim, araya Corona girince epey gecikti ama sonunda kavuştuk bir şekilde.Gelelim asıl soruya; Bu fiyat bandında kendini ispatlamış çok sayıda saat varken neden Spitfire?
Doğrusunu söylemek gerekirse ilk lüks saatimi alacak olsaydım, tercihim IWC olmazdı. 5k bandında Rolex ve Omega'nın, forumumuzda da sıklıkla tercih edilen OP39, Planet Ocean, Seamaster, Moonwatch gibi modellerini almak mümkün. Bunların hepsi size kaliteli işçilik, in-house mekanizma ve iyi zaman tutma(Superlative Chronometer, Master Chronometer gibi) vaat ediyor. IWC ise Spitfire 39'dan önce bu kriterler arasından sadece iyi işçiliği vaat edebiliyordu. Şimdi ise in-house mekanizma da bunlar arasına eklendi, fakat iyi zaman tutma konusunda henüz bir çalışmaları yok anladığım kadarıyla
İşte bu noktada ilk veya tek lüks saatiniz olacaksa ben bu kriterlerin üçünü de sağlayacak bir markayı tercih ederim ki çoğu insan haklı olarak böyle yapıyor. Ama daha önce uzunca bir süre Omega moonwatch ve Aqua Terra kullandım, hali hazırda Submariner ve DJ'i kullanmaya devam ediyorum. Saatlerim arasında pilot bir saat de bulunmadığından Spitfire benim için mantıklı hale geldi. Tabi ki bu noktada Laco, Sinn, Oris gibi daha makul alternatifler de mevcut. Ama bana sorarsanız, tasarım ve marka algısı olarak IWC bunların önünde yer alıyor.Tasarım özelinde kolay beğenen biri değilim. Ama bu saati 2019 yılında ilk açıklandığından bu yana çok beğeniyorum. Vintage havası veren lümelerin sarı/kahverengi arası renginin kadranla uyumu çok iyi, tarih penceresi biraz uzaktan bakınca neredeyse yok gibi çünkü konumu ve renginden dolayı orada olması gereken beyaz 3 rakamı gibi görünüyor. Kolların şeklinde fantaziye kaçılmadan sade pilot tarzı korunmuş. Boyutlar/ölçüler tam ayarında: Çap: 39 mm, Yükseklik: 10.8 mm. Kadrandaki Spitfire yazısının kırmızı olması da ayrı bir güzellik
Senelerdir IWC konusundaki şüphelerim hep mekanizma üzerine oldu. In-house mekanizmalarında sıkıntı yaşadığı konuşuldu. Geldik günümüze, şimdi bu yeni 32110 mekanizmanın tester'ı gibi oldum
Mekanizmanın ETA tabanlı olduğundan bahsedildi ama ciddi değişiklikler olmadan 4 hz'i koruyarak rezerv süresini 72 saate çıkarmanın bir yolu olduğunu sanmıyorum. Swatch Group bile swissmatic'i geliştirirken frekansı 3 hz'e düşürmüştü ki bu mekanizma da ETA 2824'den farklı bir mekanizma olarak anılıyor. IWC, bunun yanında Escape Wheel gibi aşınmaya müsait parçalarda silikon kullanmaya başladı ve garanti süresini sekiz yıla çıkardı. Ayrıca IWC'nin diğer in-house modellerinde kullanılan, diğer winding metodlarına göre daha verimli olduğu söylenen IWC'ye patentli Pellaton Winding sistem bu mekanizmaya da eklenmiş. Bu sebeplerden ötürü benim gözümde bu mekanizma in-house kabul edilir.Bunlardan konuşunca mekanizmanın performansından bahsetmeden geçmek olmaz tabi
Günlük sapma +3-4 saniye kadar, kolda ve winder'da aynı sapmayı verdi bu konuda sıkıntı yok. Yani pozisyon bağımsız sapma hiç fena değil. Ancak pozisyon özelinde bakınca, enterasandır dial up pozisyonda +7-8 saniye sapma yapıyor. Merak edip biraz araştırdım internette, saatin sapmalarını ölçmüş başka bir inceleme yazısı buldum ve dial up pozisyonda sapmayı onlar da 8 saniye civarı ölçmüş. Tesadüf müdür bilemiyorum ama mekanizmada böyle bir karakteristik olabilir. Birkaç sene daha geçip insanlar kullandıkça anlaşılır diye düşünüyorum. Bir enterasan durumu da rezerv süresinde yaşadım. Yanlış mı ölçtüm bilmiyorum ama saati kenara koyduğumda gün ve saati not almıştım. Saat durduğunda neredeyse 4 gün(93 saat) geçmişti Bunu tekrar ölçüp, yazıyı güncelleyeceğim. Sonuç olarak benim yorumum bu mekanizmanın bir Omega/Rolex keskinliği vaat etmediği oldu(İki-üç ay sonra bu değerler değişebilir tabi).İşçiliğe gelirsek; Doğrusu epey beğendim. Fırçalanmış yüzeyler gördüklerim arasında en iyisi. Lug'larda dairesel fırçalama beni çok rahatsız eder, özellikle Seiko'larda(Turtle gibi) çok vasattır, Omega Globemaster'da bile farkedilir. IWC bu konuda oldukça iyi bir iş çıkarmış, fırça izlerini görebilmek için epey çaba sarfediyorsunuz. Bir de, fırçalanmış yüzeyleri birbirinden ayıran çok ince parlatılmış çizgiler kullanarak metala kontrast vermişler
Mat kadran ve kabartılarak uygulanmış lümeler ise kusursuz ve keskin görünüyor. İşçilik konusunda fiyat bandının hakkını verdiğini söyleyebiliriz rahatlıkla.Dana derisi kayış Avusturya'da üretilmiş ve çok kaliteli görünüyor, ilk aldığımda biraz sertti ama 1-2 hafta içerisinde hemen yumuşadı. Deri kayışlar konusunda pek bilgim olmadığından çok net birşey söyleyemiyorum ama beni tatmin etti.
Cam olarak çift taraflı antirefle kaplama domed safir kullanılmış. Ben dışarıdan antirefle'yi pek sevmiyorum, çünkü bazı açılardan yansımalar mavi tonlara bürünüyor. Rolex hiç kullanmıyor, Omega, IWC çift taraflı kullanıyor. İsteğimiz gibi bulması zor piyasada
Keşke tüm markalar sadece iç yüzeye uygulasa..Ayrıca saatin arka kapağına manyetiklenmeye karşı soft iron shield konmuş. Ama ne kadar manyetik alana dayanıklı olduğu konusunda bir bilgi yok. Buna rağmen yüksekliğin 11 mm'den az olması başarılı. Su geçirmezlik 60 m olarak belirtilse de, tepe kilitli. Dalmadığınız sürece su geçireceğini sanmıyorum.
Yazmayı unuttuğum bazı noktalar olabilir çünkü olukça uzun bir inceleme oldu
Aklıma gelirse eklemeler yapacağım. Genel olarak, IWC'nin giriş seviyede in-house mekanizma kullanmaya başlayarak, modern teknolojileri mekanizmalara entegre ederek ve garanti süresini arttırarak Rolex ve Omega ile yarışa ortak olmaya çalıştığı anlaşılıyor. Başarılı olabilecekler mi, göreceğiz.
