Aslında @debra kutu açılışı yapmam için beynimi yemişti ama, zaten herkesin soy adı kadar iyi bildiği bir saat için kutu açılışı yapmak da istemedim. Onun yerine güzel bir karşılaştirma yapmak istiyorum. Hatta zamanında aklımda "acaba en iyi iki saat bunlar mı?" diyerek "114270 ve 16610" u anlatacaktım, ki o konuda hala bir isteğim mevcut ancak 114270imiz mevcut değil, ama uzun vadede olur da bir 1016 bulursam, onunla yapacağım.
Genelde her inceleme ve karşılaştırmayı biraz duygusal ve kişisel bakımdan yapsam da bu kez daha teknik şeylere de gireceğim, zira sadece duygusallıkla yapılabilecek bir karşılaştırma değil. Ve aslında heyecanlı introları çok sevsem de, hatta bir çok oyunun özellikle ilk hikayesini zevkle izlesem de hemen konuya gireceğim.
Tabi önce neden böyle bir karşılaştırma var? Tabii ki no-date kullansam daha iyiydi evet ama elde bu vardı, asıl sub no-date olsa da, date olan bir saat alacaktım bir süredir, ama yine de karşılaştırma bağlamında date özelliğini sallamıcaz. Ama bir diver ya da daily beater olarak ikisi de efsane olduklarına göre güzelce kıyaslayabiliriz bence.
Şimdi öncelikle bendeki saatleri söyleyim onun üzerinden gidelim
Rolex 16610 - 2009 M serisi - yani maxi case olmayan son rolex submariner.
Tudor BB58 - Tudorun bence şimdiye kadar çıkardığı en güzel saati. 2018 aralık.
Tarihleri arasında 9 sene olsa da şansıma 16610 neredeyse hiç kullanılmadığı için yani üzerinde kılcal bile hiç çizik yok. O yüzden ikisi de yeni bir saat gibi düşüneceğim. Neden 116610 değil derseniz maxi case denen şey varken günlük saat olarak her yola gelen bir saat olarak bakamıyorum ben. Yanlış anlaşılmasın "her yola gelen" saat tabirine şu an daha çok uyan bir saat bile öneremem, neredeyse her bağlamda 16610dan daha iyi bir saat, ama maxi case hepsinden ağır basıyor benim için.
Temelden başlayalım:
Bezel:
116610daki gibi değil ikisinin de bezeli, dakika dakika hareket ediyor ve rolexinki biraz daha yumusak hareket ediyor. Ama çok da fark yok diyebilirim. Tek fark sub o kadar keskin hatlı ki, bir çok kişinin kazağını deldiğini, çocuğuyla oynarken suratını çizdiğini görebilirsiniz. Niye öyle bilmiyorum ama durum bu.
Kazanan: eşit
Mekanizma:
Rolexinki efsanevi 3135, günde +-2 saniye ile çalışıyor ve son yağlama sistemi ile 10 senede bir servis gerekiyor. İnternette bir kaç şikayet duydum, motorla uzun süre gidince saçmaladığı vardı, ama bilmiyorum ben hiç şahit olmadım böyle bir şeye.
Tudorun mekanizması Tudor MT5402, COSC sertifikalı ve -4 +6 saniye olarak geçiyor. Ancak normal kullanımda günde 0.6 saniye ileri gitti, eğer biraz kontrol edersem direk 1 ayda +-0 a getirebiliyorum. Yani şu aşamada kesinlikle çok iyi görünüyor. Ama tabii ki daha yeni bir mekanizma, bunun gerçek kalitesini servis süresini falan uzun vadede göreceğiz. Ancak şu an hiç bir sorunu yok. Ve hatta 70 saat gitmesini de bir avantaj olarak sayabiliriz.
Kazanan: şimdilik MT5402 diyebilirim ama işte tam kazanan için uzun seneler lazım gibi, bu sebeple eşit diyeceğim.
Lume ve dial:
Bu konuda zaten 16610 hep eleştirilen bir saatti. Lume u çok az diye aratsanız bir sürü kişi soruyor bu ne diye. 116610 da hem bunu, hem de daha büyük dial sayesinde tüm sorunu çözdüler. Zaten yeşil lume ve yeni mavi lume arasındaki farkı şöyle açıklayabilirim, ışıkta tutup karanlığa aldığınızda yeşil olan ilk an çok parlak oluyor ama kısa sürede bu parlaklığı azalıyor, 116610daki mavi ise ilk aşamada aşırı parlak olmasa da çok uzun süre aynı şekilde kalıyor. Ancak 16610u da gece uyanıp göremediğim olmadı, o yüzden bir şikayetim yok. Ancak Tudor bu konuda cidden affetmiyor, zaten dial markerları hayli büyük, ve çok kaliteli bir lume var, sabah hava aydınlanırken baksanız bile ışıl ışıl oluyor. Dialdaki boyutları hangisi iyidir tartışılabilir ama lume baya bariz bir fark.
Dialı da söyle düşünebiliriz belki, yeni maxi dial için diyorlar ya daha sportif oldu diye, ama sub ne kadar resmi olabilir o da başka konu da, Tudor daha sportif evet. Snowflake akrep benim için baya - olsa da yine de açık ara kazanan belli.
Kazanan: Tudor BB58
Fiyat:
Tudor yaklaşık 1/3üne yakın rolexin, ancak alış satış fiyatı olarak rolexde neredeyse hiç kaybetmemek ve hatta uzun vadede kazanmak söz konusu. Tudorda ise genelde bu geçerli olmasa da bu spesifik modelde en azından kaybetmiyorsunuz gibi görünüyor şimdilik. Zira sebebini bilmesem de bir çok modeli gelirken BB58in butiklere gelmemesi gibi bir durum söz konusu, bu ama sonra değişecektir, bi sub kadar talep olacağını düşünmüyorum.
Kazanan: Rolex
Boyut:
Benim için en zoru bu olabilir, çünkü ufak saatleri seven biriyim, Tudor 39, Rolex 40mm, ancak bilekte duruşları olarak çok farklılar. Çünkü Rolexin kenarları ince olup iç kısmını bombeli yapmışlar, bu da bilekte daha zarif durmasını sağlıyor, Tudor daha ince olmasına rağmen, daha kalın gibi duruyor rolexden. O yüzden kişinin gidip denemesi lazım biraz fazla kişisel bir durum olabilir.
Kazanan: eşit
Bilezik:
Burada da ufak bir durum söz konusu, tudordaki fake rivetleri kimse sevmemiş, ben bayılmıştım oysa, bilezik kalitesi mükemmel, cidden taş gibi bir hissiyatı var, bundan sonra 16610u takınca fake gibi bir his geliyor, ama sağlamlığı ve zarifliği sizi bitiriyor. Biraz daha kalın gibi bir hissi var tudorun, sıcakta onunla daha çok terliyorum gibi hissediyorum, rolex kesinlikle daha konforlu bu konuda. Ama bir çok forumda da tudor çok daha iyi olarak görünüyor.
Kazanan: Eşit
Marka:
Bu biraz adaletsiz bir madde tabii ki, çünkü Tudor zaten alt rolex gibi bir şey, ve tanınırlığı daha az, hele ki ülkemizde. Yeni yeni artmaya başlasa da yoldan geçen herhangi birine rolex deseniz bilirken, tudor mmm derler, o yuzden kazananımız biraz bariz, ama tabii ki benzer kalitede bir saati daha tanınmayan marka isteyecek kişi de aşırı çoktur, hatta özellikle bizde baya çok olabilir. Çünkü kaç kez siz de şahit olmuşsunuzdur, ooo rolex! diyenler cidden sinir bozuyor.
Kazanan: Rolex
Sonuç:
Sonuç monuç yok, ikisi de gördüğü tüm saygıyı sonuna kadar hak ediyor. Burada tercih biraz alıcıya ait sanırım, piyasada şu anda 16610ları bulmak kolay, tertemizini bulmak çok zor, o artık şansınıza. Tudoru da bulmak çok zor şu an o da ayrı bir konu ama, sıfırını alabiliyorsunuz en azından, tabii o noktada değer kaybediyor ama olsun yine de.
Yukarıdan da anlayacağınız gibi, cidden olay kişisel tercihe dönüşüyor, ben şu an bi onu bi onu takıyorum ve ikisinde de hiç üzülmüyorum. Ama biliyorum ki bazısı mesela rolex olsun diyor, eğer derdiniz buysa zaten BB58le ne işiniz var, sonra kesinlikle elden çıkartıp rolex almaya döneceksiniz. Ama yok derdiniz 10 numara bir saat olsun, her yola gelsin, beni asla yolda bırakmasınsa, direk cebinizdeki paraya bakar, ama alayım 10 sene takayım, sonrası da umrumda olmaz, ve kırılırsa içim de akmasın saatle beraber diyorsanız BB58 güzel bir tercih.
Ayrıca Tudoru hakkaten tebrik ediyorum, çünkü o fiyata, cidden sub a çok ağır bir rakip, sub rolex adından ve aşırı ikonikleşmesiyle 500-0 önde başlıyor olsa da, tudor kesinlikle çok güzel ve sakin bir rakip, ya da rakip demeyelim kardeş.